Yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder’le hastalanmadan kısa süre önce yapılan söyleşi yayınlandı. Önder, söyleşide çözüm ve barışla ilgili şu ifadeleri kullanıyor: “Hakikatin net tanımı şudur. Var olana var demek. Bizim için barış ve çözüm en hakiki şeydir. Ötesi yok”.
HABER MERKEZİ – Yeni Yaşam gazetesi, yaşamını yitiren Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreya Önder ile hastaneye kaldırılmadan kısa süre önce yaptığı söyleşiyi yayınladı.
Hüseyin Kalkan imzalı röportajda Önder’in 15 Mayıs’ta geçirdiği kalp krizinden kısa bir süre önce soruları yanıtladığı, sosyal medyada yapılan bazı saldırılara ve eleştirilere bir yanıt eklemek istediği için röportajın bir gün sonra yayınlanmasını istediği belirtildi.
YANITLARINI TARİHE BIRAKIYORUZ
Gazete röportaja ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Ne yazık ki hemen ertesi gün kalp krizi geçirdi. Kendisi hastalanıp hayata veda edince söyleşinin akıbetini hemen sormak mümkün olmadı. Biraz zaman geçtikten sonra DEM Parti yetkilileri ile tekrar konuştuk. Hastalığından bir gün önce sorularımızı yanıtladığı kısmen yarım kalmış bu söyleşiyi okuyucularımıza sunuyoruz. Sevgili Önder’in verdiği yanıtları tarihe bırakıyoruz.”
Önder, röportajda Kürt sorunun çözümünde başlatılan yeni sürece, DEM Parti olarak bu konuda yaptıkları görüşmelere ve sürecin gidişatında atılması gereken adımlara dair birçok değerlendirme yapıyor.
“DOĞRU ZAMANDA DOĞRU DALGAYI YAKALAMAK GEREKİYOR”
Önder sürecin ilerlemesi için hangi adımların atılması gerektiği yönündeki soruya, Shakespeare’in bir oyunundan alıntı ile cevap veriyor. Önder, şu ifadeleri kullanıyor:
“Büyük şair Shakespeare, sahnelenen ilk oyununda şöyle bir söz yazar. “İnsan ilişkilerinde bir gelgit hareketi vardır. En yüksek dalgayı doğru zamanda yakalamak, insanı hayra götürür.”
İçinden geçtiğimiz barış ve demokratik toplum süreci de buna uyarlanabilir. Böylesi süreçlerin elbette gelgitleri olur. Fakat doğru zamanda doğru dalgayı yakalamak gerekiyor, ki süreç bizi hayra götürsün.”
Sürecin ilerleyebilmesi için öncelikli adımın PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgür çalışma ve iletişim koşullarının sağlanması olduğunu belirten Önder’in bu konudaki ifadeleri şöyle:
“Sayın Abdullah Öcalan’ın, Türkiye’de Kürt sorununun demokratik ve kalıcı çözümü ile ülkenin toplumsal barışı açısından oynadığı belirleyici rol, yalnızca bizim değil, iktidar partileri de dahil olmak üzere geniş bir çevrenin kabul ettiği bir gerçektir. Bu tarihi sürecin başarıya ulaşabilmesi için, Sayın Öcalan’ın iletişim, çalışma ve yaşam koşullarının düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu konu günübirlik siyasetin, yılları bulacak dönemlerin konusu değil. Modern anlamda son iki yüzyılın en hayati meselesine doğrudan etki edecek, bir tarihsellikten bahsediyoruz. Buna göre yaklaşmak lazım.”
“BARIŞ EN HAKİKİ ŞEY, ÖTESİ YOK”
Önder’in sürecin toplumsallaştırılması neler yapılması gerektiğine dair verdiği cevapta barışla ilgili ifadeleri ise adeta barışla ilgili tarihe bırakılmış bir not gibi.
Önder bu konuda şu ifadeleri kullanıyor:
דŞimdiye kadar sadece Meclis, şehirler, kurumlar değil üç kıtaya ulaştık. Kendimizi ve yaptıklarımızı anlatmayı pek sevmeyiz, ama dünyanın bir ucu Avustralya’dan Rusya’ya, Avrupa’nın her ülkesinden Ortadoğu’ya barış ve çözümü anlattık.
Niye? Çünkü doğru olan budur. Bakın hakikatin net tanımı şudur. Var olana var demek.
Bizim için barış ve çözüm en hakiki şeydir. Ötesi yok ki.”
Röportajın tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.