Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

TÜİK rakamları saklıyor, geçim intiharı artıyor I

İntihar mı, sistematik cinayet mi?

TÜİK rakamları saklıyor, geçim intiharı artıyor I

İşsizlik, borç, açlık, güvencesizlik… Türkiye’de yoksulluğun pençesindeki insanlar yaşamına son veriyor. Ancak açıklanan intihar verileriyle yaşanan toplumsal yıkım arasında büyük bir uçurum var.

HABER MERKEZİ- Türkiye’de geçim sıkıntısı, borçluluk ve işsizlik yalnızca birer ekonomik gösterge değil; artık halk sağlığı krizine dönüşmüş durumda. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2025 Haziran enflasyon verileri, kamu emekçilerinin maaş zammını belirlemiş olsa da, bu verilerin sokaktaki gerçeklikle bağdaşmadığı yönündeki eleştiriler büyüyor.

Evrensel’e yazan SES Şişli Şube yöneticisi Muhsin Uysal’a göre TÜİK artık bir istatistik kurumu değil, “iktidarın talimat bürosuna” dönüşmüş durumda. Uysal, “TÜİK’in açıkladığı rakamlarla pazardaki fiyatlar, boş buzdolapları, kira bedelleri arasında hiçbir bağ kalmadı” diyor. Bu kuruma olan güvensizlik, mahkeme kayıtlarına dahi geçmiş durumda. Emekli Yargıtay Üyesi Seyfettin Çilesiz’in açtığı davada TÜİK, tüketim sepetini açıklamamak için verileri şifreli bir flaş bellekte mahkemeye sunmuştu.

Ancak istatistik tartışması yalnızca ekonomik göstergelerle sınırlı değil. CHP milletvekili Gamze Taşcıer’in hazırladığı bir rapora göre, 2021-2024 yılları arasında geçim sıkıntısı nedeniyle en az 1301 kişi intihar etti. 2024’te bu sayı yüzde 46 artışla 402’ye yükseldi. Yaşlı nüfus arasındaki intiharlar ise 2003’ten bu yana 595’e ulaştı.

Uzmanlara göre bu veriler, bireysel travmalardan ziyade yapısal bir çöküşün habercisi. “İnsanlar sadece intihar etmiyor; yoksulluğun, güvencesizliğin, sistematik adaletsizliğin yarattığı bir ölüm döngüsüne itilmiş durumda” diyor Uysal.

KAMU EMEKÇİSİ AÇLIK SINIRINDA

İnşaat işçileri ücretlerini alamıyor, emekliler temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. En düşük kamu çalışanı maaşı, açlık sınırının altına düşmüş durumda. Öyle ki pazardan file doldurmak değil, bir poşet taşımak dahi emekliler için lüks haline geldi.

Aynı zamanda, sendikal yapıların da bu kriz karşısında etkisiz olduğu iddiası dile getiriliyor. “Yetkili sendikalar toplu sözleşme değil, iktidarla noter anlaşması yapıyor” diyen Uysal, kamu çalışanlarının ücret artışlarının TÜİK verileri üzerinden budandığını söylüyor. TÜİK verilerine göre kamu emekçisinin alması gereken %16.67’lik zam, sözde toplu sözleşme sonucu %15.57’ye düşürüldü. Bu fark yalnızca bir oran değil; bir ailenin çocuk beslenmesini, bir emeklinin ilaç alabilmesini doğrudan etkiliyor.

Benzer Haberler