Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Barış ve Demokratik Toplum Grubu sözcüleri:

Biz gerekeni yaptık, süreç ancak karşı adımlarla şekillenir

Barış ve Demokratik Toplum Grubu sözcüleri:

Şikefta Casenê’deki silah bırakma törenindeki Barış ve Demokratik Toplum Grubu sözcülerinden Tekin Muş, Tekoşin Ozan ve Nedim Seven, tören ve silah bırakma kararlarına ve sürecin nasıl ilerleyeceğine dair Numedya24’e konuştu. Grup sözcüleri, silahların imha edilmesinin ilk aşamasının kendi cephelerinden şimdilik bu törenle sınırlı olduğunu belirtti, bundan sonraki sürecin devlet ve iktidar tarafından atılacak yasal ve hukuki adımlarla şekilleneceğini söyledi.

Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentine bağlı Dukan kasabası kırsalındaki Şikefta Casenê’de (Casenê Mağarası), Türkiye, Kürdistan ve bölge açısından tarihi bir ana ev sahipliği yaptı.

Abdullah Öcalan’ın 26 yıl aradan sonra sesi ve görüntüsünün kamuoyuyla buluştuğu 9 Temmuz’daki çağrısında “Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum” ifadeleriyle yaptığı gönüllü silah bırakma çağrısına PKK de tarihi bir karşılık verdi.

KCK yöneticilerinin öncülük ettiği 30 kişiden oluşan Barış ve Demokratik Toplum Grubu, düzenlediği törenle Türkiye, Kürdistan ve dünyadan basın mensupları ve siyasi temsilcilerin şahitliğinde silahlarını yakarak imha etti.

Grup adına açıklama yapan Bese Hozat, Öcalan’ın 27 Şubat’ta açıkladığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı ve 5-7 Mayıs günlerinde yapılan PKK 12. Kongre kararları temelinde silahlarını gönüllü olarak imha ettiklerini açıkladı.

Hozat, “Kukusuz bu tarihi girişimin başarıya ulaşması için çok ciddi hukuksal reformlara ihtiyaç var” diye ekleyerek, sürecin bundan sonraki aşamalarında devlet tarafından atılması gereken adımlara dikkat çekti.

İşte bu tarihi töreni alandan takip eden Numedya24 ekibinden Diyar Ciwan, silahlarını imha eden grubun sözcülerinden Tekin Muş, Tekoşin Ozan ve Nedim Seven (Behzat Çarçela) ile görüştü.

*Abdullah Öcalan’ın 9 Temmuz çağrısında silahların gönüllü bırakılması vurgusu öne çıkıyordu. Gönüllü silah bırakma için ikna olmak gerek. Bu kolay oldu mu, yöneticilerin dışında diğer gerillaların yaklaşımı nasıldı?

 

Tekin Muş: Bu spontane alınan bir karar değildi. Bu kararı yönetim ve yapı düzeyinde fazlasıyla tartıştık. Alınan bütün önerilerin de gönüllük temelinde olması gerektiğini belirttik. Dolayısıyla grubu ikna etmek için birçok toplantı gerçekleştirdik. Gelen grubun dışında da törene katılmak için çok sayıda isim vardı fakat son anda bazı arkadaşlar şu an için törene katılım noktasında hazır olmadıklarını belirttiler.

*Bu tarihi adımdan sonra farklı guruplar da gelip silahlarını imha edecekler mi. Bu adımın devamı gelecek mi?

Tekin Muş: Şimdi gündemimizde böyle bir şey yok. Ancak sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi ve silahların imha aşamasında şimdilik Kürt hareketi bununla sınırlıdır. Şayet iktidar ve devlet buna uygun adımlar atar ve yasal zemin hazırlanırsa bu durumu yeniden değerlendirmeye tabi tutacağız. Bu adım ancak böyle gelişir. Adım atılmaması durumunda bunun dışında gündemimizde ikinci grubun gelip silahlarını imhası yok.

*Türk devletinin mevcut kurumlarıyla (buna Cumhur İttifakı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de dahil) bu adımı yeterli bulmadığını yaptıkları açıklamalardan anlıyoruz. Bu çerçevede, “bütün gruplar silahlarını imha etsin” şeklinde bir çağrı gelebilir. Böyle bir yaklaşıma karşı tutumunuz ne olacak?

 

Tekoşin Ozan: Devlet tarafından somut adımlar atılmadığı sürece, şu bilinmelidir ki bu ilk ve son gruptur. Adım atılmaması halinde farklı bir beklenti içinde olunmasın. Biz bu eylemimizle gereken ciddiyeti ve iyi niyeti gösterdik. Bundan sonraki süreç, devletin atacağı adımlara göre şekillenecektir.

*Bugün tarihi bir adım attınız ve silahları yaktınız. Silah olgusu artık dündemden çıktı diyebilir miyiz?

Nedim Seven (Behzat Çarçela): Tüm çabamız ve attığımız adımlar bu yönlü. Ancak Kürt halkına yeniden bir saldırı olursa, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanmaz ise, demokratik siyasetin önü açılmaz, yasal düzenlemeler yapılmaz ve cezaevindeki politik tutsaklar özgür bırakılmazsa, bu iyi bir ortam ortaya çıkartmaz ve yeni kriz noktaları oluşur. Silah ve çatışma potansiyelinin yüksek olduğu bölgemizde bu iklimin değişmesi sağlanamazsa doğal olarak silah da bir araç olarak güncelliğini korur.

 

*Türk medyasında son günlerde “başka grupların da Duhok ve Erbil’de silahlarını teslim edeceği” yönünde iddialar var. Bu iddialar hakkında ne söylemek istersiniz?

Nedim Seven: Kesinlikle gündemimizde böyle bir konu yok. Karşı tarafın tutumu, atacağı adımlar ve göstereceği niyet bizim için belirleyici olacaktır.

Benzer Haberler