Şırnak’ın Silopi ilçesinde, özel güvenlik bölgesi ilan edilen ormanlık alanda asker gözetiminde korucular tarafından her gün 270 ton ağaç kesiliyor. Yurttaşlar orman kıyımına tepki gösteriyor.
HABER MERKEZİ – Maden ocakları, termik santral, hidroelektrik santral (HES) ve ağaç kesimleriyle yaşam alanlarının hedef alındığı Şırnak’ta, korucular eliyle sürdürülen orman kıyımı devam ediyor.
MA’dan Emrullah Acar’ın haberine göre, Silopi ilçesine bağlı Cilbiya ve Bilika köylerinde, asker gözetiminde korucular tarafından her gün ortalama 270 ton ağaç kesiliyor. Haftanın altı günü yapılan bu kesimlerde, ağaçların tonu 5 bin TL’ye satılıyor.
Ağaç kesiminin yapıldığı bölge, 1990’lı yıllardan bu yana “özel güvenlik bölgesi” ilan edilmiş durumda. Alana giriş yapmak isteyen yurttaşların, bir gün öncesinden kimlik fotoğraflarını muhtarlık aracılığıyla karakola bildirmesi gerekiyor.
Giriş noktasında, 1974 yılından bu yana faaliyet gösteren bir kömür madeni bulunuyor. Asurilere ait Herbul köyünün boşaltılmasıyla kurulan bu ocak ve etrafındaki atık toprak yığını, köylülerin göç etmesine neden olmuş durumda.
Habere göre, yalnızca cuma günleri kesime ara veriliyor. Geri kalan günlerde, korucular asker gözetiminde alana girerek geniş bir bölgede topladıkları ağaçları yol kenarında yığınlar halinde biriktiriyor.
Altı ayrı ekip halinde çalışan korucular, iki ekskavatörle yol açarken, kestikleri ağaçları günde 12 traktörle Besta’daki toplama alanına taşıyor. Her traktör günde üç sefer yapıyor ve her seferde 7-8 ton odun taşınıyor. Günde ortalama 270 ton ağaç taşınırken, yurttaşların kendi imkânlarıyla onardığı yollar, yoğun traktör geçişi nedeniyle tahrip olmuş durumda.
Toplama alanında biriktirilen ağaçlar, daha sonra kamyonlarla Urfa ve Antep’teki odun pazarlarına gönderiliyor. Başlangıçta iki traktörle yürütülen ağaç kesimi, bugün 12 traktörle sürdürülüyor.
KÖYLÜLER TEPKİLİ
Köyleri yakıldıktan sonra Silopi kent merkezine taşınmak zorunda kalan Sadık Değer, ormanların yok edilmesine tepki gösteriyor. Değer, şunları söylüyor:
“Ağaçları kesmelerine de göz yumuluyor, bağ bahçelerimizi harabeye çevirmelerine izin veriliyor. Bu bize bir hakarettir. Bir an önce yetkililer buna dur demelidir. Doğamızı talan ettiler. Sular kurudu. Ağaçların ruhu sudur; ağaç olmayınca su da olmaz. Şırnak Barosu başta olmak üzere, bütün doğayı savunan kurumlardan ricamız bu talana gözlerini kapatmasınlar. Artık yeter, doğamız talan edilmesin.”