İstanbul’da Kanal İstanbul projesi kapsamında Sazlıbosna barajı kurutulup 2,5 milyon metrekarelik bölge ranta açılıyor. Barajın çevresinde, 17 Haziran’dan bu yana 8 ihalede 8133 konut yapılacağı ilan edildi.
HABER MERKEZİ- Kanal İstanbul güzergâhında yapılaşma planlarına itiraz süreci tamamlanmamışken TOKİ, bölgede toplam 1908 konutluk iki ayrı ihalenin duyurusunu yaptı. Hukuki süreç tamamlanmadan yapılan bu adım, imar hukukunun açıkça baypas edildiğini gösteriyor.
Planlara itiraz için verilen 2 Temmuz son tarihine rağmen TOKİ, 26 Haziran’da bin 45, 27 Haziran’da ise 863 konutluk olmak üzere iki ihale ilan etti. İhale duyurularının, planlar askıdayken yapılması dikkat çekici. TOKİ’nin, sadece bu iki haftalık süreçte Kanal İstanbul çevresinde toplam dokuz ayrı konut ihalesi açtığı öğrenildi. 3-10 Temmuz tarihleri arasında yapılan diğer ihalelerle birlikte bölgedeki toplam konut sayısı 9 bin 111’e ulaştı.
Bakanlık raporlarında bölgenin 25 bin kişilik nüfusa göre planlanıyor. Ancak ihale edilen konutlar bu sınırı aştı ve daha da aşacak gibi. Şu ana kadar 28 bin kişilik nüfus için ihale yapıldı, uzmanlar yeni ihalelerle bu takamın 35 bini dahi aşabileceğini söylüyor.
İSTANBUL SUSUZLUK RİSKİ TAŞIRKEN İÇME SUYU BARAJI KURUTULUYOR
İstanbul her yaz büyük susuzluk sorunu yaşarken, içme suyu barajı olan Sazlıdere’nin kurutulmak istenmesi eleştiri topluyor. Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Zeynep Karamanlı, Birgün Gazetesi’ne yaptığı açıklamada,
דSazlıbosna’nın da devreden çıkması demek, İstanbul’un Avrupa yakasında önemli bir su kaynağını yitirmesi anlamına geliyor. Ayrıca herhangi bir acil durumda, afet veya risk halinde, uzak mesafelerden su taşımak İstanbul halkı açısından arz güvenliği bakımından da bir risk oluşturacak.
Yapılaşma attığında yeraltı suyu azalıyor, dolayısıyla barajı besleyen sular azalıyor, buna karşılık yüzeysel su artacak. Yüzeysel su ise son derece kirli. Yapılaşma, insan faaliyeti ve şehir hayatı sonucunda oluşan yüzeysel akışla gelen su, artık içme suyu olarak kullanılamaz niteliğe gelecek” dedi.
ERDOĞAN’IN “EN BÜYÜK HAYALİ” İSTANBUL’UN KABUSU OLDU
Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 27 Nisan 2011’de “en büyük hayalim” diyerek duyurduğu Kanal İstanbul projesi aradan geçen 14 yıla rağmen güncelliğini koruyor. 40 km uzunluğunda 150 metre genişliğinde, 25 metre derinliğinde yapılması planlanan Kanal İstanbul projesine gerekçe olarak İstanbul Boğazı’nın içinden geçen petrol tankerlerin yaratacağı tehlikelere karşı bir önlem amacı açıklanmıştı.
Deprem risk alanında bulunması, ağır yapılaşma sorunları ile kenti bir cezaevine dönüştürecek olmasının yanı sıra çevresel zararlarıyla da gündemde bu proje. Çevresel tehditler içindeki en önemli başlık İstanbul’un su kaynaklarının kurutulacak olması. Kanal İstanbul’a karşı mücadele yürüten yaşam savunucularına göre bu proje “İstanbul’a ihanet”. Hukuki süreçler hiçe sayılarak hayata geçirilen ihaleler, projenin planlama ilkelerinden ve kamu yararından uzak şekilde ilerliyor.
İMAMOĞLU’NDAN KANAL İSTANBUL MESAJI: BETON KANAL!
Türkiye’nin dört bir yanındaki orman yangınları ciğerlerimizi yaktı. Binlerce hektar orman, içinde yaşayan canlılarla birlikte yok oldu. Yaşananlar elbette bir tesadüf değil. Hepsi iklim krizinin, doğaya yapılan hoyrat müdahalenin ve en kötüsü bu ekolojik değişimi anlayamayan… pic.twitter.com/gygms6iohp
— Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi (@CBAdayOfisi) July 10, 2025
Tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda orman yangınlarından Kanal İstanbul gündemine kadar Türkiye’de doğal yaşamın karşılaştığı sorunları hatırlattı. İmamoğlu, “İktidar rant uğruna, İstanbul’un su kaynaklarını, ormanlarını, toprağını ve geleceğini feda ediyor.” dedi
דGöller kuruyor, şehirler susuzlukla karşı karşıya kalıyor, ormanlarımız yanıyor. Ama ne yazık ki İstanbul’a hâlâ bilimden, doğadan, insandan uzak, sadece rant odaklı bir proje dayatılıyor: Beton Kanal!
Rant gözleri öyle kör etmiş ki; 136 milyon metrekare tarım ve orman arazisinin yok olması göze alınabiliyor. Bir avuç insan için mülkiyet hakkı, tapu hakkı yok sayılabiliyor. 1,5 milyon İstanbullunun içme suyu kaynağı Sazlıdere Barajı bile bir gecede gözden çıkarıldı. Sadece bir imzayla, barajın içme suyu statüsü kaldırıldı.”