DEM Parti, 6–7 Eylül pogromunun 70. yılında yaşamını yitirenleri andı ve “Bu tür katliamlarla yüzleşilmesi, tazminat veya özür için adım atılması gerektiğini vurguluyoruz” açıklamasında bulundu.
HABER MERKEZİ – Türkiye tarihinin en karanlık sahnelerinden olan 6-7 Eylül pogromunun 70. yıl dönümünde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) bir açıklama yayınladı.
İstanbul’da Rumlar başta olmak üzere Ermeni ve Musevilere dönük devlet organizesindeki kitlesel saldırılarda yaşamını yitirenleri anan DEM Parti, yaşananların Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçtiği belirtildi.
Pogrom sırasında ibadet yerlerinin yağmalandığını, ev ve iş yerleri yakıldığını, din adamlarının darp edildiğini, birçok kişi öldürüldüğünü ve binlerce kişi ülke dışına çıkmak zorunda kaldığını hatırlatan DEM Parti, açıklamasında “İttihat ve Terakki Partisi’nden miras kalan pogrom kültürü, 6-7 Eylül olaylarında bir kez daha tezahür etmiş, halklar ve inançlar arasındaki kutuplaşmayı derinleştirmiştir. Bu kıyım, tekçi ve otoriter bir anlayışın çok kimlikli coğrafyada tek bir kimliği hâkim kılma amacına hizmet etmiştir” ifadelerine yer verdi.
Olayların faillerinin yargılamak yerine korunduğu ve hatta ödüllendirildiği belirtilen açıklamada, iktidarların 70 yıldır yüzleşmekten kaçtığı kaydedildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
דİstanbul, İzmir ve birçok şehirde yaşayan Rumlar ve Ermeniler başta olmak üzere Hristiyan ve Musevi yurttaşlarımıza yönelik gerçekleştirilen 6-7 Eylül pogromunun üzerinden 70 yıl geçti. Unutmuyoruz, pogromda yaşamını yitiren yurttaşlarımızı saygıyla anıyoruz.
Demokrasi, adalet ve eşit yurttaşlığın gereklerinden biri olarak bu tür katliamlarla yüzleşilmesi, tazminat veya özür için adım atılması gerektiğini vurguluyoruz.
Pogromda yitirdiğimiz tüm yurttaşları saygıyla yad ediyor, utanç tablosunun altına imza atan karanlık zihniyeti bir kez daha lanetliyoruz. Halklar ve inançların bu topraklarda eşit ve özgürce yaşaması için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”
6-7 EYLÜL POGROMU
5 Eylül 1955’te Demokrat Parti iktidarına yakın olan İstanbul Express gazetesi tarafından, “Yunanlılar Atatürk’ün Selanik’teki evini bombaladı” şeklinde bir haber servis edildi. Taksim 6-7 Eylül tarihlerinde Taksim Meydanı’nda toplanan binlerce kişi, Rum, Ermeni ve Musevilerin dükkanlarına, evlerine, kiliselerine ve okullarına ırkçı afiş ve sloganlarla saldırdı. Daha sonra olayların Türk istihbaratı ve Özel Harp Dairesi tarafından planladığı ortaya çıktı.
6-7 Eylül olaylarından önce, 1942’de TBMM, “Varlık Vergisi” olarak bilinen gayrimüslim azınlıkların mal varlıklarına el koymak için ağır ekonomik yaptırımlar içeren bir kanun çıkardı. Bu da bu saldırıların planlı ve devam eden bir devlet politikası olduğunu ortaya koydu.
Resmi verilere göre 6-7 Eylül pogromunda 4 bin 214 ev, bin iş yeri, 73 kilise ve 26 okul tahrip edildi. İnsan hakları örgütü Helsinki Watch’a göre olaylarda 15 kişi hayatını kaybetti, 300 kişi yaralandı. Ayrıca yüzlerce kadına tecavüz edildi. Pogromdan sonra binlerce Rum, Ermeni ve Yahudi aile, yıldırma ve yağmalamalar nedeniyle İstanbul’dan göç etmek zorunda kaldı.