10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın üzerinden tam 10 yıl geçti… Davanın firari sanıkları ‘bulunamadı’, kamu görevlileri yargılanmadı… 10 yıl boyunca adalet mücadelesi verenler vicdanlara şu cümleyle seslenmeye devam ediyor: “Failleri gizleyenler, suçun ortağı…”
HABER MERKEZİ – Ankara Tren Garı Meydanı’nda 10 Ekim 2015’te 104 kişinin hayatını kaybettiği, 500’ü aşkın kişinin yaralandığı IŞİD saldırısının üzerinden 10 yıl geçti. Saldırıyla ilgili Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yıllardır süren davayla tartışmalı bir karar verdi. Katliamın ardından geçen 10 yılda ne oldu, sanıklar yakalandı mı, gerekli cezayı aldı mı, kamu görevlileri katliamda neden sorumlu tutulmadı?
‘KUŞ UÇMAZ’ ANKARA’DA IŞİD CİRİT ATTI!
Saldırı öncesinde, AKP’nin tek başına iktidarı kaybettiği 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından Türkiye çatışmalı bir sürece girmişti. Bu süreçte sivil toplum örgütleri KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) , DİSK (Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu), TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) ve TTB (Türk Tabipleri Birliği) 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Sıhhiye Meydanı’nda “Savaşa inat. Barış hemen şimdi. Barış, emek, demokrasi” sloganıyla bir miting düzenleme kararı aldı. Ankara Valiliği’nden alınan izinle yapılması planlanan mitinge katılacaklar için toplanma alanı olarak Ankara Tren Garı Meydanı belirlendi.
Ancak ‘güvenlik gerekçesiyle’ neredeyse kuş bile uçurulmayan Ankara’da 10 Ekim’de güvenlik önlemleri alınmamıştı. 10 Ekim öncesinde başkente girişlerdeki arama noktalarının kaldırıldığı katliamdan sonradan anlaşıldı. Saldırıyı düzenleyen IŞİD’liler yolda durdurulmadan eylem öncesinde Ankara’ya sorunsuz ulaştı. Miting için Sıhhiye Meydanı’nda 2 bin 44 polis görevlendirilmişti. Toplanma alanı olan gar çevresinde ise yalnızca 129 polis vardı.
ANTEP’TEN YOLA ÇIKTILAR…
10 Ekim 2015 sabahı, Ankara Tren Garı önünde toplanan binlerce kişi, barış talebiyle düzenlenecek miting için bir araya gelmişti. Saat 10.04’te art arda patlayan iki bomba, meydanı kana buladı. Saldırının, IŞİD bağlantılı iki canlı bomba tarafından gerçekleştirildiği belirlendi. Eylem, Cumhuriyet tarihinin en fazla can kaybına yol açan saldırısı olarak kayıtlara geçti.
Saldırıdan çok kısa bir süre sonra şu gerçekler ortaya çıktı: IŞİD’e Adıyaman’daki Dokumacılar grubu üzerinden katılan Yunus Emre Alagöz ile kimliği tespit edilemeyen yabancı uyruklu IŞİD üyesi, Antep’teki hücre evinden 9 Ekim 2015 gecesi yola çıktı. Canlı bombaları taşıyan aracı IŞİD’in Antep sorumlusu Yunus Durmaz’ın yardımcısı Halil İbrahim Durgun kullanırken önünde de Yakub Şahin’in kullandığı bir araç ona eskortluk yapıyordu. Durgun ve Şahin, IŞİD üyelerini Ankara’ya bırakarak geri döndü. Ve iki IŞİD üyesi, Gar Meydanı’na gelerek saat 10.04’te üç saniye aralıkla üzerlerindeki bombaları patlattı. Saldırı sırasında ikisi çocuk 104 kişi hayatını kaybetti, 20’si çocuk 500e yakın kişi yaralandı. Yaralanan üç kişi ise daha sonra hayatını kaybetti.
SALDIRIDAN BİR YIL SONRA İDDİANAME HAZIRLANDI
Saldırıdan bir yıl sonra onlarca kişinin hayatığını kaybettiği katliamla ilgili iddianame, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
2024 yılında mahkeme, 10 sanığı “kasten nitelikli öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ancak karar kamuoyunda tartışmaları dindirmedi. Sanıklardan Erman Ekici’nin “insanlığa karşı suç” suçlamasından beraat etmesi, mağdur yakınlarının ve hukukçuların tepkisini çekti. Dava boyunca bazı duruşmalar sanık avukatlarının mazeretleri nedeniyle ertelendi, Yargıtay’ın bozma kararlarıyla süreç uzadı.
İSTİFA EDEN KİMSE YOK, KAMU GÖREVLİLERİ YARGILANMADI
Mağdur avukatları ve sivil toplum örgütleri, davada sadece IŞİD üyelerinin değil, saldırı öncesi istihbarat ve güvenlik zafiyetlerinden sorumlu kamu görevlilerinin de yargılanması gerektiğini savundu. Bu talepleri bugüne kadar tam olarak karşılık bulmadı. 10 Ekim davası, Türkiye yargı tarihinde “insanlığa karşı suç” kavramının nasıl uygulanacağına dair örnek davalardan biri oldu. Mahkemenin bu tanımı reddetmesi, ulusal ve uluslararası hukuk çevrelerinde eleştirildi.
BİR CEZASIZLIK ÖRNEĞİ DAHA…
Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu 10 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. 3 Ağustos 2018’de kararını açıklayan mahkeme, sanıklar Yakup Şahin, Hakan Şahin, Resul Demir, İbrahim Halil Alçay, Hacı Ali Durmaz, Erman Ekici, Talha Güneş, Hüseyin Tunç ve Metin Akaltın’a insan öldürmekten 101’er kere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, insan öldürmeye teşebbüs suçundan da 379’ar kere 18 yıl hapis cezası verdi.
Mahkeme heyeti ayrıca Erman Ekici hakkında insanlığa karşı suçtan beraat verilmesine, dosyanın firari sanıklar yönünden ayrılmasına karar verdi.
10 Ekim katliamının mağdurları, olayda ihmali bulunduğu belirtilen kamu görevlilerinin de yargılanmasını talep etti. Buna ilişkin o dönem İçişleri Bakanlığı idari, Ankara Başsavcılığı ise adli soruşturma başlattı. Bakanlık müfettişlerinin hazırladığı 25 Şubat 2016 tarihli raporda, dönemin Ankara Emniyet Müdürü, İstihbarat Şube Müdür Vekili, TEM Şube Müdürü, eski Güvenlik Şube Müdür Vekili ve TEM Şubesi C Büro amirinin ihmali olduğuna yönelik tespitler yapıldı. Ancak Ankara Valiliği, soruşturma izni vermedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da buna karşı dava açmayınca kamu görevlilerine ilişkin soruşturma dosyası da kapandı.
FİRARİ SANIKLAR…
Gar katliamı davasında IŞİD üyesi oldukları tahmin edilen 16 kişi hala firari durumda. Bunlar arasında IŞİD’in bir dönem Türkiye sorumlusu olan İlhami Balı, yöneticiler Deniz Büyükçelebi ve Edremit Türe ile HDP Mersin ve Adana il binalarına bombalı saldırıların faili Savaş Yıldız da bulunuyor. Haklarında yakalama kararı bulunan 16 sanık, bu süreçte ise yakalanamadı.
GEREKÇELİ KARAR BÖYLE BUYURDU: KAMU SORUMLULUĞU YOK
Mahkeme, kararın ardından onlarca sayfa gerekçeli karar açıkladı. Ancak gerekçeli kararda öne çıkan şu bölüm de eleştirilere neden oldu: “Kamu ihmal ve sorumluluğu yok.”
Anayasa Mahkemesi (AYM), bugüne kadar Gar katliamında kamu görevlilerinin ihmaline ilişkin dosyanın kapatılmasıyla ilgili herhangi bir ihlal kararı vermedi. AYM’nin aldığı son kararda, katliamın mağdurlarının yaptığı bireysel başvuru usulü gerekçeleriyle reddedildi. İç hukuk yollarının tüketilmesi nedeniyle kamu görevlilerinin ihmaline ilişkin süreç bundan sonra AİHM üzerinden devam edecek.
10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın üzerinden tam 10 yıl geçti… 10 yıl boyunca adalet mücadelesi verenler vicdanlara şu cümleyle seslenmeye devam ediyor: “Failleri gizleyenler, suçun ortağı…”