Cegerxwîn, ölümünün 41’ıncı yıldönümünde çeşitli etkinlikerle anılıyor. Bu yazıda biz de bir yazıyla analım istedim. Onu bir anlık Stockholm’de masasının başında kurgulayalım: Omuzları, taşıdığı yükün değil, yılların ve memleket hasretinin ağırlığıyla çökmüştü. Şehmus, nam-ı diğer Cegerxwîn (Ciğeri Kanlı), Stockholm’ün bembeyaz ve soğuk sessizliğinde, ta Kamışlı’dan, Gercüş’ün Hesar köyünden getirdiği ateşi körüklüyordu. Masasının üzerindeki lamba, eski defterlerini aydınlatıyordu; sayfalar, bir zamanlar çobanlık yaptığı topraklardan, medresenin loş koridorlarından ve isyanın harlı günlerinden sızan mürekkeple doluydu.