Bilim insanları, prostat kanserini tespit etmek için yüksek doğrulukta çalışan yapay zeka destekli yeni bir idrar testi geliştirdi.
HABER MERKEZİ – Prostat kanseri, dünya genelinde erkekler arasında önde gelen ölüm nedenlerinden biri olmaya devam ediyor. Her yıl bir milyondan fazla erkek bu hastalıkla karşı karşıya kalırken erken teşhis hala önemli bir zorluk oluşturuyor.
Prostat bezinin ürettiği PSA adlı proteinin kandaki seviyesini ölçen PSA testi, prostat kanseriyle birlikte birçok farklı durumu da işaret edebildiğinden yanlış pozitif sonuçlara ve gereksiz biyopsilere yol açabiliyor. Ancak bilim insanları, bu sorunu aşmak üzere umut verici bir gelişmeye imza attı.
YÜKSEK DOĞRULUKTA İDRAR İŞARETÇİLERİ
×İsveç’teki Karolinska Enstitüsü öncülüğünde yürütülen araştırmada, prostat kanserini tespit etmekte PSA testinden çok daha doğru sonuçlar veren üç yeni biyolojik işaretçi keşfedildi: SPON2, AMACR ve TMEFF2.
Bu moleküller, idrarda kanserin varlığına ve ciddiyetine dair yüksek hassasiyetli bilgiler sunuyor. Araştırmacılara göre bu test, sadece teşhiste değil, aynı zamanda hastalığın seyrini izlemek ve uygun tedaviyi planlamak için de kullanılabilecek.
AĞRISIZ, İNVAZİV OLMAYAN VE EVDE UYGULANABİLİR
Çalışmanın ortak yazarlarından Dr. Mikael Benson, yeni testin birçok avantaj sunduğunu vurguladı:
×İdrar testi invaziv değil, ağrısız, muhtemelen evde bile yapılabilir. Ayrıca rutin laboratuvar teknikleriyle kolayca analiz edilebilir.
YAPAY ZEKA DESTEKLİ ANALİZ
Araştırmada bilim insanları, binlerce prostat hücresinde mRNA aktivitesini inceledi ve bu biyolojik verileri kanserin yeri ve şiddetiyle eşleştirdi. Ardından yapay zeka kullanılarak prostat kanserine özgü güvenilir işaretçiler belirlendi.
Yaklaşık 2 bin hastadan alınan kan, prostat dokusu ve idrar örnekleriyle yapılan analizler, bu biyobelirteçlerin doğruluğunu güçlendirdi.
HEM ERKEN TANI HEM DAHA AZ BİYOPSİ
Dr. Mikael Benson, PSA’dan daha hassas bu yeni biyolojik belirteçlere ilişkin şunları bildiriyor:
×Prostat kanseri olan erkekler için daha erken tanı ve daha iyi prognoz sağlayabilir. Ayrıca sağlıklı bireylerde gereksiz biyopsi sayısını azaltabilir.
Araştırmacılar, testin daha geniş ve farklı popülasyonlarda da denenmesini ve klinik kullanıma sunulmasını hedefliyor.