Özgür Ülke’nin bombalanmasının 31’inci yılında düzenlenen anmada, gazeteciler “Hakikatin mücadelesi sürüyor” mesajı verdi. Anmada konuşan Gültan Kışanak, “Karanlık sayfaların bir daha yaşanmaması için unutmama hakkımızı kullanıyoruz” dedi.
HABER MERKEZİ – Özgür Ülke gazetesinin bombalanmasının 31’inci yıl dönümünde gazetenin bombalanan binası önünde anma düzenlendi.
Yeni Yaşam Gazetesi, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) tarafından düzenlenen anmaya DEM Parti başta olmak üzere birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinden temsilciler ve çok sayıda gazeteci katıldı.
Açıklamada gazeteciler Özgür Ülke gazetesinin saldırının ardından “Bu ateş sizi de yakar” manşetiyle yayınlanan ilk sayısının basılı olduğu dövizler taşıdı.
UNUTMAMA HAKKIMIZI KULLANIYORUZ
Anmada konuşan Kürt siyasetçi aynı zamanda Özgür Ülke gazetesinin o dönem çalışanlarından olan Gültan Kışanak, “Karanlık sayfaların bir daha yaşanmaması için unutmama hakkımızı kullanıyoruz” dedi.
Özgür Ülke gazetesine dönemin başbakanı Tansu Çiller’in emriyle yapılan toplatma ve el koyma gibi baskıları hatırlatan Kışanak, tüm bu baskılara rağmen gazetenin yayın hayatına devam ettiğini söyledi.
Kışanak şunları söyledi:
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu üyesi Eren Keskin ise faillerin hala ortaya çıkartılmadığına dikkat çekti ve “Özgür gazetecilik yapmak için o kadar insanımızı kaybettik ki. Gurbeteli Ersöz de bunlardan biri. Köy boşaltmaları, faili meçhulleri gören tek basın Özgür Basın oldu. Çok planlı ve programlı bir patlamaydı. Biz o günden bu yana buradayız. Tek bir kişi yargılanmadı. Failleri açıklanmadı” dedi.
“AMAN DİLEMEDİK”
Anmada Yeni Yaşam Gazetesi adına basın açıklamasını yapan Ezgi Çadırcı Karabey, Kürt özgür basın geleneğinin tüm baskı ve saldırılara rağmen gerçeğin mücadelesini bugüne taşıdığını ve devam ettirdiğini söyledi.
“Sandılar ki o gün her şey bitti ve Özgür Basın için yolun sonu geldi. Ama yanıldılar.
90’lı yıllar karanlık yıllardı. Katledilen arkadaşlarımızın listeleri günden güne uzadı, habere gidip dönmeyen arkadaşlarımız oldu. Gözaltılar, işkenceler, tutuklamalar, sürgünler, kapatmalar, sansürler, davalar, KHK’ler, kayyımlar hiç eksik olmadı. Kürt halkına devlet o gün ne reva gördüyse, onun sesi, gözü ve kulağı olan Özgür Basın’a da aynısını yaptılar. Özgür Basın, aman dilemedi, mirası direniş olan geleneğini hep sürdürdü. Biz direnmeyi Apê Musa’dan, Gurbetelli’den, Ersin’den, Ayfer’den, Deniz’den, Nujiyan’dan, Nagihan’dan, Rohat’tan, Gülistan’dan, Hero’dan, Nazım’dan, Cihan’dan, Aziz’den; ve günlerdir hastanede direnen yoldaşımız, mamostemiz Hüseyin Aykol’dan öğrendik. Yıllardır her acısına tanık olduğumuz bu topraklarda eşit, özgür, demokratik ve birlikte bir yaşam örülürken de hakların yanlarında olacağız. Seslerini dünyaya duyurmayı sürdüreceğiz.”
3 Aralık 1994’te Özgür Ülke gazetesinin İstanbul Kadırga’daki teknik binası, Cağaloğlu’ndaki merkez bürosu ve Ankara bürosu bombalı saldırıya uğradı. Kadırga bürosundaki ulaştırma görevlisi 32 yaşındaki Ersin Yıldız öldürüldü, 23 çalışan yaralandı.
Bombalanmanın üzerinden 15 gün geçmeden Özgür Ülke gazetesi, dönemin Başbakanı Tansu Çiller imzalı “gizli” ibareli bir belge yayınlandı. Belgede doğrudan Özgür Ülke’nin ismi verilerek şu ifadeler yer alıyordu:
“Bölücü ve yıkıcı faaliyetlere destek verecek şekilde yayın yapan basın organlarının faaliyetleri son günlerde devletin bekası ve manevi değerlerine açıkça saldırı şeklini almıştır. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne yönelik bu önemli tehdidin bertaraf edilmesi maksadıyla önlemlerin alınmasına…”



