Erdoğan’ın “celladına aşık olmak” sözleri nedeniyle hedef aldığı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Taybet İnan ve Selahattin Demirtaş örnekleri üzerinden karşılık verdi: “On yıl önce senin iktidarında Taybet ananın cenazesinin yerde kaldığını yedi gün boyunca, kadınların oraya giderken üzerine ateş açıldığını hatırlamayacaksın.”
HABER MERKEZİ – CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kurultay konuşmasında isim vermeden DEM Parti’yi kastederek kullandığı “celladına aşık olmak” ve “Stockholm sendromu” açıklaması tartışılmaya devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Meclis grup toplantısında Özgür Özel’i sert sözlerle hedef aldı.
Erdoğan, “Sen kimin cellat kimin mağdur olduğunu bilmiyor olabilirsin. Ama benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir. Terörle mücadele adı altında Tunceli’den başlayarak bizim dönemimize kadar Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü benim milletim çok iyi bilir. Sayın Özel, eğer cesareti varsa ve bir cellat görmek istiyorsa aynaya baksın” ifadelerini kullandı.
Özel’in “celladına aşık olmak” açıklamasına tepki | Erdoğan’dan süreç açıklaması: Bu sefer başaracağız
ÖZEL, TAYBET İNAN VE DEMİRTAŞ’I HATIRLATTI
Erdoğan’ın bu açıklamasına CHP’den tepki gecikmedi.CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde bulunan Ekrem İmamoğlu’nu ziyaretinin ardından konuyla ilgili konuştu.
Tartışmayı sonlandırdıklarını belirterek, “Bu tartışmadan Erdoğan’a ekmek çıkmaz” diyen Özel, 2015’te Şırnak’ın Silopi ilçesinde askerlerin açtığı ateş sonucunda yaşamını yitiren ve izin verilmediği için cenazesi 7 gün boyunca sokakta kalan Taybet İnan’ı hatırlattı. Ayrıca HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı da hatırlatan Özel, Erdoğan’a şöyle yanıt verdi:
×
“Millete 80-90-100 yıllık hatırlatmalar yaparak bir şeyler yapmaya çalışacaksın, ondan sonra millete örneğin bundan 10 yıl önce iktidarında Taybet Ana’nın cenazesinin yedi gün yerde kaldığını, kadınların o cenaze çürümesin diye elinde beyaz bayrakla giderken üstüne ateş açıldığını hatırlamayacaksın.
Ya da bir milletvekilinin annesinin cenazesine, ‘O cenazeyi burada tutmayız’ diye saldırıldığını, gömmeye izin verilmediğini, defne izin verilmeyen meselenin senin döneminde olduğunu, senin bakanlarının da bu duruma vaziyet ettiğini, sessiz kaldığını görmeyeceksin. Millet bilmiyor mu senin döneminde ne olduğunu?
Mesela sadece ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ dedi diye şurada Edirne’de dokuz yıldır bir vatan evladı yatıyor. Suçu ne? Sana demiş ki ‘Seni başkan yaptırmayacağız.’ Ben hiçbir partinin, hiçbir aktörünün, aktörlerinin arasına girmeyi, aktörlerine onu demeyi, asla böyle bir şey yapmam, yapmadım, yapmıyorum. Ama rejime şeytan değiştirenler, muhataplıkta aktör değiştirenler… Bu samimiyetsizliği millet görür.”
Cenazesi 7 gün sokakta bırakılmıştı | Taybet İnan başvurusuna AYM’den ret
“ERDOĞAN’A SORSAN KÜRT MESELESİ YOKTUR, BİZCE VAR”
Özel, partisinin akşam saatlerinde İstanbul Güngören’de düzenlediği mitingde de aynı konu hakkında konuştu. Özel, şunları söyledi:
Sayın Erdoğan bugün çıkmış, öyle eski havası civası yok ama yine partimize dünya kadar hakaretler yağdırmış. Efendim, kendisi hem milletten gizleyerek İmralı’ya milletvekili yolluyor ama ‘Hareket yapmayın, susun’ diyor, bunu gizliyor; bizim açık, net tavrımızı savunmamızı, milletimize izahımızı kıskanıyor. Erdoğan’a sorarsan Kürt meselesi yoktur, bizce var. Kürtler ‘Sorunum var.’ diyorsa vardır. Bu sorunu çözmek için CHP’de irade vardır. Bunun için tek reçete demokrasidir, demokratikleşmedir; bunun için gerekli cesaret bizde vardır.”
ÖZEL NE DEMİŞTİ?
Özel, haftasonu partisinin kurultayında yaptığı konuşmasında süreçle ilgili son tartışmalarla ilgili konulara değinerek, şunları söylemişti:
“Herkesi canı istediğinde ‘Şu parti kapatılsın, kapatmıyorsa Anayasa Mahkemesi de kapatılsın’ diyenlerin demokratlığını hatırlamaya davet ediyorum.
“Bir Stockholm Sendromu’na kapılmamaya, dün elinden zor kurtulduğunuz celladınıza aşık olmamaya davet ediyorum.” Herkesi Stockholm Sendromu’na kapılmamaya, dün elinden zor kurtulduğumuz cellatımıza aşık olmamaya davet ediyorum. Meydanların susmadan haykırdığı gibi; kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.”



