AP Raportörü Amor’dan sürece tam destek | "Kürt vatandaşların hakları güvence altına alınmalı"

AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Kürt meselesinin çözümü için devam eden sürecin Türkiye – AB ilişkilerinde bir fırsat penceresi açtığını söyledi ve ekledi: “Bu süreçte Kürt vatandaşların hakları güvence altına alınmalıdır.” Amor, Demirtaş kararı için de net konuştu: “Devlet taraf olduğu uluslararası yargı sisteminde kararları uygulamalıdır.”

HABER MERKEZİ – Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, AP’nin Türkiye raporunun hazırlıkları kapsamında Türkiye’ye “bilgi toplama” ziyaretlerini sürdürüyor. Amor, bugün Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu’nda gazetecilerle bir araya geldi ve açıklamalarda bulundu.

Amor, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, bazı AB ülkelerinin Ankara Büyükelçileri, gazeteciler, kanaat önderleri ve insan hakları alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle görüştüğünü söyledi.

DEMİRTAŞ, KAVALA, İMAMOĞLU VE ATALAY İLE GÖRÜŞECEK

Amor, “Yarın Edirne’de Selahattin Demirtaş’ı, Silivri’de Ekrem İmamoğlu’nu, Osman Kavala’yı ve Can Atalay’ı ziyaret edeceğim” bilgisini paylaştı.

AB GENİŞLEMEK İSTİYOR, TÜRKİYE İÇİN BİR FIRSAT

Amor, Türkiye ile AB ilişkilerinde bir fırsat penceresi bulunduğu izlemine sahip olduğunu söyledi ve bunu hem uluslararası alandaki gelişmelerden hem de Türkiye’deki yeni gelişmelerden kaynaklandığını söyledi. Amor, “AB her yerde ortaklar arıyor. Pek çok nedenden dolayı, mevcut uluslararası durumla baş etmek, savaşın rolü ve Trump yönetiminin uluslararası ilişkilerde yarattığı sarsıntılar yüzünden, AB gündemine genişlemeyi ilk sıralara almaya hevesli. Bu, sadece Türkiye’nin değil, tüm aday ülkelerin faydalanabileceği bir fırsattır” diye konuştu

SÜREÇ İÇİN “FIRSAT PENCERESİ” DEDİ

Türkiye ile AB ilişkilerinde fırsat penceresi yaratan bir diğer önemli gelişmenin ise Kürt meselesinin çözümü için başlayan süreç olduğuna dikkat çeken Amor, şunları söyledi:

×“Bu da bu fırsat penceresinin başka bir yönü. İyi haber, hatta çok büyük iyi haber şiddetin sona ermesidir; çünkü PKK silahsızlanıyor ve bu geleceğe ilişkin büyük bir umut anı. Herkes bunun farkında olmalı. Bence ülke bir başarısızlığı daha kaldıramaz. Bence bu, ülkenizin hayatında güvenliğin hakim olduğu ve siyasi ortamın ana belirleyicisi olduğu dönemi geride bırakma anı olabilir. Belki de reform dönemine girme konusunda yeni bir fırsat ortaya çıkıyor. Ülke, güvenlik ile özgürlük arasındaki dengeyi özgürlükler lehine kurabileceği başka bir döneme girebilir.”

“KÜRTLERİN HAKLARI GÜVENCE ALTINA ALINMALI”

Amor, Kürt meselesiyle ilgili süreç hakkındaki bir soruya ise şöyle yanıt verdi:

×“AB’nin pozisyonu, gerekirse yardımcı olmaktır; süreci teşvik ederiz, elbette bu gelişmeden memnunuz ama hiçbir şekilde sürece müdahale edemeyiz. Herkes memnun. Çözülecek sorunlar siyasi yöntemlerle ele alınıyor. Bu iyi bir gelişme. Ve çok ısrar ettim, tekrar etmek istiyorum: Bu süreçte Kürt vatandaşların hakları güvence altına alınmalıdır.”

“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜN DURUMU TAM BİR FELAKET”

Türkiye’de “demokratik standartlarda derin bir geriye gidişin olduğunu” belirten Amor, Anayasa’nın yarı yarıya uygulandığını, siyasetin her alanında çifte standardın olduğunu, savcı ve hakimlerin muhalefet ve iktidara yönelik bambaşka davrandığını belirterek, örnekler verdi. Amor, “Hukukun üstünlüğünün durumu tam bir felaket. Anayasa Mahkemesi ile ilgili olanlar inanılmaz. Gezi’den Tayfun Kahraman örneğinde olduğu gibi, AİHM kararlarına rağmen insanların hakları geri alınıyor” dedi.

DEMİRTAŞ KARARI: “TÜRKİYE MAHKEME KARARINA UYMALI, BU DEMOKRASİNİN ABC’SİDİR”

Amor’a, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararına rağmen hala serbest bırakılmayan HDP’nin eski Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın durumu da soruldu. Amor, Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nin kurucu üyelerinden olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:

×“Bir ülkenin ciddiyeti sadece insansız hava araçlarıyla ölçülmez. Taahhütlerinize uyumunuzla da ölçülür. Kimse Türkiye’yi Avrupa Konseyi’ne üye olması için zorlamadı. Siz üye olmayı seçtiniz. Bu araçları kullanmayı seçtiniz. AB’ye ‘Katılım sürecini yeniden başlatmaya hazırız’, ‘Reformlara hazırız’ mesajı göndermek istiyorsanız, yapılacak ilk şey tarafı olduğunuz davalarda, kaybettiğiniz davalarda mahkeme kararlarına uymaktır. Bu demokrasinin ABC’sidir. Nasıl ki herhangi bir Türk vatandaşı bir davayı kaybettiğinde karara uymak zorundaysa, devlet de taraf olduğu uluslararası yargı sisteminde kararları uygulamalıdır. Bu mesajım budur. Bu Avrupa için mükemmel bir sinyal olur.”