Meclis Komisyonu dinlemelerin ardından raporunu hazırlama aşamasına geçerken, DEM Partili Öztürk Türkdoğan bu süreçte atılabilecek adımlara dikkat çekti: Barış yasaları, yol temizliği için yapılabilecek düzenlemeler ve umut ilkesi…
HABER MERKEZİ – Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, dinleme faslını bitirdi ve rapor hazırlama aşamasına geçti. Raporun nasıl olacağına dair 4 Aralık’taki 19’uncu toplantıda siyasi partiler görüş ve önerilerini sundu. Bundan sonraki aşamada komisyonun nasıl bir rapor hazırlayıp Meclis’e hangi konularda önerilerde bulunacağı merak ediliyor.
Komisyonun 4 Aralık’taki 19’uncu toplantısında hem siyasi partiler önerilerini sundu hem de 24 Kasım’da İmralı’da Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmenin tutanaklarının bir özeti komisyon üyeleriyle paylaşıldı. DEM Parti’nin komisyon üyeleri, bu özet metni eleştirdi ve tutanaklarının tamamının paylaşılmasını istedi.
“İmralı tutanaklarının tamamı paylaşılsın” | DEM Parti: Üyemizin özet metnin hazırlanmasına dahli olmamıştır
DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, sürecin hukuksal işleyişinin ilerlemesi bakımından hala başlangıç aşamasında olduklarını söyledi. Türkdoğan, pozitif barış aşamasının inşa edilebilmesi için barış yasalarına ihtiyaç olduğunu söyledi.
BARIŞ YASASINA İHTİYAÇ VAR
Abdullah Öcalan’ın ifade ettiği “Barış Yasası”nın demokratik entegrasyon yasası olduğunu kaydeden Türkdoğan, Mezopotamya Ajansı’ndan Ömer Güngör’e konuştu.
Türkdoğan, Meclis Komisyonu raporunun en önemli başlıklarından birinin demokratik entegrasyon olacağını belirterek, sürecin ilerleyebilmesi için barış yasaları da dâhil olmak üzere yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Türkdoğan, şunları söyledi:
“Barış yasasıyla birlikte silah bırakma süreci, silah bırakan insanların yasal statüye kavuşmaları, yasa içerisine girmeleri, Kürtlerin de artık hukuk içinde yer alınması gerekiyor. Kürtleri hukuk içerisine nasıl alacaksınız? Elbette bir barış yasasıyla alacaksınız. O da yetmeyecek, demokratik yaşama katılım, demokratik siyaset hakkının kullanılması, bütün bunların düzenlenmesi gerekiyor.”
Yasal düzenlemer kosunda “Eylem yapan ya da yapmayan şeklinde çeşitli ayrımlar gündeme getiriliyor” diyen Türkdoğan, şöyle konuştu:
Dolayısıyla bütünlüklü bakmak gerekiyor. Elbette ki bir geçiş öngörülebilirdir ve bu geçişle birlikte her açıdan düzenlemeler yapılmalıdır. Bu düzenlemeler ceza hukukunu ilgilendirecek, idare hukukunu ilgilendirecek, çeşitli bazı mali yükümlülüklerin ortadan kaldırılmasını ilgilendirecek, çeşitli bazı hukuki meselelerin çözülmesini ilgilendirecektir. Yani çok çeşitli bir durumla karşı karşıyayız.
Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) kaldırılması gerekecek. Özel yetkili yargılama biçiminin ortadan kaldırılması gerekecek. Ceza yasasında ifade ve örgütlenme özgürlüğünü engelleyen düzenlemelerin yapılması gerekecek. Ceza yasasının yeniden ele alınması gerekecek. Yargılamalarda kullanılan Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ele alınması gerekecek. Hele hele, şu anda her türlü ayrımcılığı barındıran infaz rejiminin tamamen değişmesi gerekecek. Bunların hepsinin birlikte ele alınması gerekecek. Yine, terör finansmanı yasasından tutun da birçok infaz hâkimliği kanununa kadar, sulh ceza hâkimlerinin uygulamalarına kadar birçok konunun birlikte ele alınması gerekecek. Dolayısıyla negatif barışı gerçekleştirdik, şimdi pozitif barış aşamasına geçeceğiz.”
YOL TEMİZLİĞİ VE ATILABİLECEK ADIMLAR
Bu tür süreçlerde yol temizliği, güven arttırıcı önlemler gibi birçok kavramın kullanıldığına dikkat çeken Türkdoğan, bu aşama atılması gereken pratik adımlar için şunları söyledi:
“UMUT İLKESİ GÖZARDI EDİLMEMELİ”
Barış yasaları tartışılırken “umut ilkesinin” göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Türkdoğan, “Hiçbir zaman unutmamak gerekiyor ki umut ilkesi aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bir gereğidir. Umut ilkesinin, umut hakkının hayata geçmesi noktasında hükümet, Sayın Öcalan’ın şahsında bireysel bir önlem alabilir. En üst mahkeme karar vermiş. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi size daha eylül ayında tavsiyede bulunmuş, ‘Gereğini yapın’ demiş. Dolayısıyla hukuki meşruiyeti vardır. Bu konuda tartışılacak hiçbir şey yok. Bu adımların hepsi atılabilir” diye konuştu



