Şam hükümetinin “dış güçlerin” etkisinde kalarak entegrasyon görüşmelerini yavaşlattığını belirten YPJ Genel Komutanı Rohilat Efrîn, “Amacımız Suriye’nin bölünmesi değil, demokratik bir Suriye. DSG ve YPJ tecrübelerini tüm Suriye toplumunun hizmetine sunabiliriz. Bugün buradayız, ama yarın Şam’ı, Halep’i, Süveyda’yı veya kıyı şeridini savunabiliriz” dedi. Efrîn, demokratik ve barışçıl bir ülke için Şam hükümetinin tüm bileşenlerin haklarını tanımak zorunda olduğunu söyledi.
HABER MERKEZİ – Suriye’de geçici Cumhurbaşkanı Ahmed el Şara ile Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi arasında 10 Mart’ta imzalanan mutabakat çerçevesinde görüşmeler sürerken, YPJ (Kadın Savunma Birlikleri) Genel Komutanı Rohilat Efrîn, Şam’la yürüttükleri entegrasyon görüşmelerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Suriye ordusuna entegrasyon: YPJ tablonun neresinde? Rohilat Efrîn: Özerkliğimizi koruyacağız
“TÜM BİLEŞENLERİN HAKLARINI TANIMAK ZORUNDALAR”
Kurdish Peace Institute‘ten Meghan Bodette ve Aras Yussef‘a konuşan Rohilat Efrîn, Özerk Yönetim bileşenleri olarak birçok müzakereye katıldıklarını ve bunların en önemli sonucunun 10 Mart Mutabakatı olduğunu belirterek, “Anlaşma, bu toplumun, bu bileşenin, dilinin, kültürünün, haklarının ve varlığının Anayasada tanınacağı ilkesi üzerine kuruldu” dedi.
×Geçiş hükümeti, geçmişte ne olduğunu gizlemiyor. Önce IŞİD, sonra El Kaide, El Nusra, sonra HTŞ ve HTŞ geçici hükümet oldu. Bu bir değişimdir ve sadece kozmetik bir değişim olamaz. Dünya buna inanmalı. Eğer böylesine karanlık bir tarihten uzaklaşmak ve bir cumhuriyetin temsilcileri olmak istiyorlarsa, tüm bileşenlerin haklarını tanımak zorundalar.
“BİRLEŞİK BİR SURİYE’DE YAŞAMAYA HAZIRIZ ANCAK…”
“Birleşik bir Suriye’de yaşamaya hazırız, ancak bu demokratik bir Suriye olmalı” diyen Efrîn sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu demokratik Suriye, tüm halklarının haklarını korumalıdır – Kürt, Arap, Süryani, Müslüman, Hristiyan, Dürzi. Ve bu korumanın en iyi garantisi, Anayasada tüm bileşenlerin tanınmasıdır. Bütünleşme buradan başlar.”
“DSG SURİYE ORDUSU İÇİN BİR MODEL, ŞAM’I KORUYABİLİRİZ”
DSG’nin Suriye ordusu için bir model olabileceğini belirten Efrîn, “Bu Suriye’ye neden zarar versin ki? Suriye’nin birliğine hiçbir şekilde zarar vermez. Bugün buradayız, ama yarın Şam’ı, Halep’i, Süveyda’yı veya kıyı şeridini koruyabiliriz. Bunu söylerken, Suriye’nin bölünmesi gerektiğini veya ayrı yaşamak istediğimizi söylemiyoruz. Bağımsız olmamız gerektiğini de söylemiyoruz. İstediğimiz şey, tüm bileşenlerinin haklarını tanıyan demokratik bir Suriye’dir” diye konuştu.
Entegrasyon görüşmelerinde son zamanlarda yeni ordunun bir parçası olarak nasıl örgütlenebilecekleri konusunda bazı görüşmeler olduğunu kaydeden Efrîn, “Ancak temel mesele anayasal güvencelerdir. Evet, görüşmeler devam ediyor, ancak birlikte atılacak pratik adımlar konusunda henüz anlaşmaya varamadık. Masada her şey onaylanıyor, ancak masadan kalktığımızda durum aynı kalıyor. Bunu özellikle geçiş hükümeti tarafında görüyoruz. Tekrar ediyorum: Amacımız Suriye’nin bölünmesi değil. Amacımız demokratik bir Suriye. DSG ve YPJ tecrübelerini tüm Suriye toplumunun hizmetine sunabiliriz” dedi.
“BAŞARILARIMIZ VE DEVRİMİN KAZANIMLARI SAYESİNDE MASADAYIZ”
Entegrasyon görüşmelerinde uluslararası koalisyon güçlerinin arabuluculuk rolü oynadığını kimsenin inkar edemeyeceğini söyleyen Efrîn, “Onların arabuluculuğuyla birçok diyalog gerçekleşti. Ancak biz masada kendi başarılarımız sayesinde bulunuyoruz. Başarılarımız, gücümüz ve kuvvetimiz, bu toplumun çabası – bunlar olmadan bu müzakerelerde yer alamazdık. Yıllardır, IŞİD’e karşı ortak mücadelemiz bağlamında Koalisyon ile bir ilişkimiz oldu. Bu, gerçek bir dostluk ve anlayış yarattı. Ancak bizi masaya getiren şey, bu devrimin kazanımlarıydı” vurgusunu yaptı.
YPJ YENİ SURİYE ORDUSUNA NASIL ENTEGRE OLACAK?
“Tugaylar ve tümenler meselesine girmek istemiyorum çünkü bu bir görüşme, bir anlaşma değil. Şu anda somut bir şey söylemem uygun olmaz. Ancak YPJ’nin özerkliğini koruması gerektiği fikrini ortaya attık” sözlerini sarf eden Efrîn, YPJ’nin durumu için şunları dile getirdi:
×Bugün, DSG’ye tam olarak entegre bile değiliz, özerkliğimizi koruyoruz. Bu, özerkliğimizi ve özgürlüğümüzü koruduğumuz anlamına gelir. Bunu herkes bilmeli. YPJ olarak bizim görüşümüz, bu statüyü savunmamız gerektiğidir. Askeri sistemde bir yerimiz olmalı. YPJ, Suriye’nin kuzeydoğusunda özerk bir kadın gücü olarak kendini koruyacak. Şam ile bir anlaşmaya vardığımızda, YPJ tüm Suriye için bir rol oynayabilir. Ama özel statümüzü koruyacağız. Varlığımızdan ve örgütlenmemizden vazgeçmeyeceğiz. Barışa yaklaşıyor olmamız, öz savunma ihtiyacının ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Bu, YPJ olarak bizim görüşümüzdür.
ENTEGRASYON GÖRÜŞMELERİNİ KİM GECİKTİRİYOR?
Entegrasyon görüşmelerine değinen Efrîn, “Onları selamladığımızda bazıları tokalaşıyor, bazıları tokalaşmıyor. Buradan, bir kadın olarak, oldukça katı bir geçmişe sahip olduklarını anlayabilirsiniz. Onlarla konuları tartıştığımızda söylemlerinde bir yumuşama görebilirsiniz. Ama pratikte, hiçbir şey değişmediğinde, radikalliklerini görebilirsiniz. Bizden birçok talepte bulundular ve biz de bunları yerine getirdik. En son olarak, askeri entegrasyon konusunda onlara isimler ve fikirler sunduk. Medyada bizi görüşmeleri geciktirmekle suçluyorlar. Ama gerçekte, müzakereleri yavaşlatan ve önerilerimize cevap vermeyi reddedenler onlar” dedi ve ekledi:
×Eğer bu hükümet Suriye’nin tüm inançlarının, dillerinin ve topluluklarının varlığına inanabilirse, bu çoğulculuğun var olduğunu kavrayabilirse, o zaman Suriye demokratik bir ülke olabilir. Ülkenin çoğunluğunu oluşturan birçok Sünni Arap Suriyeli de bu dışlayıcı zihniyeti kabul etmiyor. Bu sadece dini veya etnik azınlıklar için bir sorun değil. Eğer geçiş hükümeti kendini değiştirebilir ve 21. yüzyılın gerçeklerini ve toplumun ihtiyaçlarını kabul edebilirse, Suriye barış içinde yaşayacaktır. Eğer değişemezse, daha büyük krizlerle karşı karşıya kalacaktır.”
MÜZAKERELERİ ENGELLEYEN “DIŞ GÜÇLER” ÇAĞRISI
“Burada önemli bir şey söyleyeceğim: Bu hükümet tamamen bağımsız değil. Entegrasyon görüşmelerine müdahale etmek isteyen birçok yabancı ülke var. İsimlerini burada vermek istemiyorum” diyen Efrîn, şunları ifade etti:
“Eğer Suriye tüm Suriyelilerin ülkesi olacaksa, bu yabancı güçler müzakereleri etkilemeye çalışmaktan vazgeçmelidir. Geçici hükümet, dış görüşlerin etkisinden uzak, kendi fikirlerini özgürce ifade etsin. Hükümetin yabancı güçlerin baskısı altında olduğu açık. Bu baskı olmasaydı, bir anlaşmaya varılması daha kolay olabilirdi. İsviçre gibi birçok Avrupa ülkesinde birçok halk bir arada yaşıyor ve her halkın kendi hakları var. Bazen sayıları bir milyondan az olabilir, ama yine de haklarını alıyorlar. Suriye neden bunu yapamasın? Bu hükümet, yabancı etkilere değil, halkın sesine kulak vermelidir. Bu şekilde, birlikte barışçıl ve demokratik bir Suriye inşa edebiliriz.”
