Trump yönetiminin yaklaşık 700 Guatemalalı çocuğu sınır dışı etme planı, yargı tarafından “yasadışı” olduğu gerekçesiyle 14 gün süreyle durduruldu.
HABER MERKEZİ – ABD’de bir federal yargıç, Trump yönetiminin yaklaşık 700 refakatsiz Guatemalalı çocuğu sınır dışı etme planına geçici olarak durdurma kararı verdi. Çocuk hakları savunucuları, planı “yasadışı” olarak nitelendirerek mahkemeye başvurmuştu.
Guardian’ın haberine göre Washington’daki federal yargıç Sparkle L. Sooknanan, pazar günü yaptığı acil duruşmada, çocukların en az 14 gün boyunca sınır dışı edilemeyeceğine hükmetti. Yargıç, çocukların uçaklardan indirilip yeniden Mülteci Yerleştirme Ofisi’nin gözetimine alınmasını istedi. “Herhangi bir belirsizlik istemiyorum” diyen Sooknanan, kararın ebeveyni olmadan ABD’ye gelen tüm Guatemalalı çocuklar için geçerli olduğunu vurguladı.
Hükümet avukatları ise çocukların “deportasyon değil, aile birleşimi” kapsamında gönderildiğini savundu. Ancak çocukların avukatları, bunun doğru olmadığını ve bazılarının hâlihazırda sığınma davalarının sürdüğünü belirtti.
HAVALİMANLARDA HAREKETLİLİK
Texas’taki Harlingen havaalanında pazar sabahı hareketlilik yaşandı. Göçmenleri taşıyan otobüsler piste girerken, federal ajanlar uçakların yanında hazırlık yaptı. Ancak mahkeme kararının ardından çocukların uçağa bindirilmeden geri götürüldüğü doğrulandı.
ANLAŞMA VE TEPKİLER
Oregon Senatörü Ron Wyden’ın açıkladığı bilgilere göre, Trump yönetimi geçtiğimiz hafta Guatemala hükümetiyle bir anlaşma yaparak çocukların geri gönderilmesini planlamıştı. Guatemalalı yetkililer de çocukları kabul etmeye hazır olduklarını duyurmuştu.
Çocukların avukatları ise ABD hükümetinin yasal yetkisi olmadığını, çocukların sığınma hakkının gasp edildiğini savunuyor. Ulusal Göçmenlik Hukuk Merkezi ve Göçmen Çocuk Hakları Merkezi, pazar günü mahkemeye sundukları dilekçede deportasyon planının “açıkça çocuklara tanınan yasal korumaları ihlal ettiğini” belirtti.
Avukatlar, “Çocukların ICE gözetimine devredilerek Guatemala’ya gönderilmesi halinde, istismar, ihmal, zulüm ya da işkence riskiyle karşı karşıya kalacaklarını” ifade etti.