New York’ta düzenlenen 5+1 formatındaki Kıbrıs Konferansı bir kez daha sonuçsuz tamamlandı. Taraflar küçük adımlardan söz etse de, çözüm için gerekli olan “siyasi irade” eksikliği ortak kanaat oldu.
HABER MERKEZİ- Birleşmiş Milletler’in ev sahipliğinde New York’ta gerçekleştirilen ve Kıbrıs sorununun çözümü için yeniden zemin aranması amacıyla düzenlenen 5+1 formatındaki gayrı resmi konferans, beklentilerin gerisinde kaldı. Görüşmelerin ardından yapılan açıklamalarda, tarafların pozisyonlarını koruduğu, çözüm umutlarının ise bir kez daha ertelendiği gözlendi.
HRİSTODULİDİS: SİYASİ İRADE OLSAYDI DAHA İYİ SONUÇLAR ALINIRDI
Kıbrıs Yeni Düzen Gazetesi’nin haberine göre, konferans sonrası açıklama yapan Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, süreci olumlu ancak sınırlı bir ilerleme olarak tanımladı. Hristodulidis, “Gerekli siyasi irade olsaydı daha iyi sonuçlar alınabilirdi. Görüşmelerin yeniden başlaması gibi önemli bir hedefe doğru küçük ama önemli bir ilerleme görüyoruz” dedi.
Yeni geçiş noktalarıyla ilgili bazı gelişmeler olduğunu belirten Hristodulidis, Haspolat (Mia Milia) ve Akıncılar (Lurucina) gibi bölgelerde Kıbrıslı Türk tarafının önerilerinin kabul gördüğünü, ancak Kiracıköy ve Kızıllar gibi alanlarda askeri onay beklentisinin kararları geciktirdiğini belirtti.
Eylül ayında BM Genel Kurulu kapsamında Tatar ile yeniden görüşeceklerini belirten Hristodulidis, yıl bitmeden yeni bir 5’li konferans için de adım atılmasını “önemli” bulduğunu söyledi.
TATAR: YENİ BARİKATLAR AÇAMIYORUZ ÇÜNKÜ NETİCE ALINAMIYOR
Kıbrıslı Türk tarafının lideri Ersin Tatar ise konferans sonunda yaptığı açıklamada çözüm arayışlarının tıkandığını vurguladı. “Yeni barikatlar açıyorduk ama olmadı” diyen Tatar, Güney Lefkoşa’da önerilen yolun BM tampon bölgesinden geçmesi nedeniyle askeri onaya takıldığını belirtti.
Tatar, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da devreye girdiğini ve alternatif bir güzergâh önerildiğini, ancak Rum tarafının bunu reddettiğini ifade etti: “Beş kilometre yola beş kilometre daha ekleyelim dedik, yine olmadı. Barikatlarla ilgili netice alınamadı.”
Ayrıca Tatar, federal çözüm isteyen tarafları “muhalif” olarak niteleyerek, bunların “izah edilemez tavizler verebilmekle” suçladı. “Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz tanınmadıkça, resmi müzakerelere başlamayacağız” sözleriyle Ankara destekli iki devletli çözüm politikasını yineledi.
KIBRIS MASASI’NDA HAKAN FİDAN DA VAR
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, New York’ta gerçekleşen Kıbrıs Konulu Genişletilmiş Formatlı Gayriresmi Toplantı’da Tatar’ın hemen yanında yer aldı. Türkiye’nin müzakere ve diyaloğa her zaman açık olduğunu söyleyen Fidan, Ada’da iki tarafın da çıkarına olacak, kazan-kazan esasına dayalı çözüm modelleri üzerinde çalıştıklarını belirtti. Türk tarafının haklarının yok sayıldığı bir düzeni kabul etmeyeceklerini söyleyen Fidan, geçmiş toplantılarda alınan kararların takibi ve yeni mutabakat arayışlarının gündemde olduğunu ifade etti.
GUTERRES: MÜZAKERELER İÇİN KOŞULLAR OLUŞUYOR
BM Genel Sekreteri António Guterres ise görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, çözümün hâlâ uzak olduğunu ancak taraflar arasında “güven inşası” sürecinin işlediğini vurguladı. “Kıbrıs halkının yararına somut adımlar atmak için gerekli koşulları yarattığımızı düşünüyorum” diyen Guterres, gençlik komitesi kurulması, mezarlıkların bakımı, çevre ve iklim girişimleri gibi teknik alanlarda ilerleme sağlandığını belirtti.
Dört yeni geçiş noktası, mayın temizleme, tampon bölgede güneş enerjisi üretimi gibi başlıklarda görüşmelerin sürdüğünü aktaran Guterres, Eylül ayı sonunda BM Genel Kurulu sırasında Hristodulidis ve Tatar’la üçlü görüşme yapılacağını da duyurdu.
SORUNLAR SÜRÜYOR: MÜLKİYET, EGEMENLİK, VETO HAKKI…
Taraflar arasındaki temel anlaşmazlık noktaları ise değişmedi. Kıbrıslı Türk tarafı “egemen eşitlik” ve “eşit uluslararası statü” talebini sürdürüyor. Kıbrıslı Rumlar ise, bölünmeyi kalıcı hale getirecek bir anlaşmayı ve Türkiye’nin adadaki askeri varlığını meşrulaştıracak önerileri reddediyor.
Son günlerde mülkiyet hakları da yeniden gündemde. Rum tarafı, kuzeyde artan lüks konut inşaatlarının “yasadışı toprak gaspı” olduğunu öne sürerken, Tatar bu suçlamaları reddetti ve mülkiyet davalarının “Kıbrıs Türk halkına ekonomik zarar vermeyi hedeflediğini” savundu.
New York’taki zirve, müzakerelere dönüş beklentilerini canlandırmakla birlikte, tarafların temel pozisyonlarında bir yumuşama olmadığını ortaya koydu. Eylül ayındaki üçlü görüşme ve sonrasında olası bir yeni 5’li konferans, sürecin devamı için önemli eşikler olarak görülüyor.