Her gün 95 traktör tonlarca ağaç taşıyor. Türkiye, Federe Kürdistan dağlarında hummalı bir çalışma içinde: Ormanlar yok ediliyor, yeni yollar açılıyor ve yollar Türk askerini yeni üslere taşıyor. Askeri üslerin çevresinde yüzlerce köy boşaltıldı. Kürdistan hükümeti ve Irak’ın ise buna bir itirazı yok. Bu sessizliğin nedeni Kalkınma Yolu Projesi olabilir mi?
Güler YILDIZ
Kongre yaparak örgütsel yapısını fesheden Kürdistan İşçi Partisi (PKK)’nin tek taraflı ateşkes ilan etmesinin üzerinden yedi ay, silahsızlanma sürecini başlatmak için tören düzenlemesinin üzerinden ise üç aydan fazla zaman geçti. Türkiye Meclisi’nde kurulan Barış, Demokrasi ve Kardeşlik Komisyonu tarafından yürütülen “barış” müzakereleri derin tartışma aşamasına gelmişken, Federe Kürdistan sınırları içindeki ekolojik tahribat hız kesmeden sürdürülüyor.
Merkezi Amerika’da olan Toplum Barış Ekipleri (CPT- Community Peacemaker Teams)’nin Federe Kürdistan’daki bürosu, bölgede son dönemde yaşanan dikkat çekici ekolojik ihlalleri raporladı. Hazırlanan rapora göre, Türkiye bölgeden çekilmek yerine askeri varlığını daha da genişletiyor. Yeni askeri üslerin inşa edildiği Metina, Zap ve Avaşîn bölgelerinde ormanlık alanlar yok edilerek yeni yollar açılıyor.

CPT Federe Kürdistan Temsilcisi Kamaran Osman, 15 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında Batufa ilçesindeki Kaşan köyü ile Amedi’ye bağlı Sargale köylerindeki Türk üslerine giden iki yeni yolun tamamlandığını bildirdi.
Bu yolların varlığı, bölgede ağaç kesiminin de sürdüğünün kanıtı. Osman, 15 Eylül–1 Ekim tarihleri arasında Türk güçlerinin, kontrolü altındaki Zap bölgesindeki köylerde orman kesimi ve odun taşımacılığı başlattığını, kesilen ağaçların kamyonlarla Türkiye’ye taşındığına işaret ediyor.
GÜNDE ONLARCA TRAKTÖR, BİNLERCE AĞAÇ
“Eylül ayından beri Zap ve Avaşîn’de günlük en az 95 traktörle ağaç kesimi yapılıyor” diyen Osman, Metîna eteklerindeki 120 köyün kırsal alanlarında bulunan anıt ağaçların özellikle hedef alındığını belirtiyor.
Kesimler asker gözetiminde yapılıyor ve kesilen ağaçlar mobilyacılıkta kullanılmak üzere Türkiye’ye götürülüyor. Bazı ağaçlar ise Şırnak ya da Van’daki askeri üslerin yakacağı olarak taşınıyor.
FEDERE KÜRDİSTAN YÖNETİMİ NEDEN SESSİZ?
Federe Kürdistan topraklarında 2021’den bu yana Türk ordusu tarafından gerçekleştirilen ekolojik talana karşı çeşitli ekoloji örgütleri ve birkaç siyasi partinin dışında hükümet nezdinde bir itiraz gelmiş değil.
Kamaran Osman, KDP ve KYB’deki bu sessizliğin bölge ekosistemini tehdit eder hale geldiğini belirterek özellikle uluslararası kuruluşların ve Irak hükümetinin coğrafyayı korumak için harekete geçmesin istedi.
COĞRAFYA KALKINMA YOLU PROJESİNE Mİ KURBAN EDİLİYOR?
Ortadoğu’yu yeniden şekillendirecek ilk büyük proje olan Kalkınma Yolu Projesi’nin etki alanı, özellikle Kürdistan coğrafyasındaki talan ve kıyımı daha da artıracağa benziyor.
Kalkınma Yolu Projesi, Basra Körfezi’ni karayolu ve demiryolu ile Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlamayı hedefliyor.
Fırat ve Dicle nehirlerinin körfezden denize dökülmeden birleştiği yerde, Şatt’ül-Arab’ın ağzındaki Faw Limanı’ndan başlayacak Kalkınma Yolu serisindeki otoyol, tren yolu, boru hatları Divaniye, Necef, Kerbela, Bağdat ve Musul’a, oradan Silopî’deki Kûrava’ya (Ovaköy Kapısı) uzanıyor. Botan coğrafyasını bir baştan geçecek olan Kalkınma Yolu, Mersin Limanı’ndan İstanbul’a, İstanbul’dan Fransa ve Londra’ya bağlanacak.
Proje kapsamında:
- Basra’dan Türkiye sınırındaki Ovaköy’e 1190 km uzunluğunda otoyol
- Basra’dan Türkiye’ye 1176 km uzunluğunda yüksek hızlı demiryolu
- Türkiye içinde 320 km otoyol ve 615 km demiryolu inşası planlanıyor
Toplam maliyeti 17 milyar dolar olarak öngörülen projenin, 2028, 2033 ve 2055’te üç etap halinde tamamlanması hedefleniyor. Irak hükümeti, projenin tamamlanmasıyla Şanghay-Rotterdam arasındaki nakliye süresinin 33 günden 15 güne düşeceğini öngörüyor.
×2021 yılından beri gündem olan projenin olgunlaşması, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin 21-22 Mart 2023 tarihlerinde Türkiye’ye yaptığı ziyarette kabul edilen «Ankara Bildirisi» ile oldu.
Ardından Türk Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın 22.04.2024 tarihinde Bağdat ziyaretinde de Türkiye, Irak, Katar ve BAE söz konusu projeye ilişkin “4’lü Mutabakat Zaptı”nı imzaladı.
Sadece 5 gün sonra İstanbul’da T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ev sahipliğinde, “Kalkınma Yolu 4’lü Bakanlar Konseyi I. Toplantısı” gerçekleştirildi.
30.10.2024 tarihinde ise Bağdat’ta Irak Ulaştırma Bakanlığı’nın ev sahipliğinde; “Kalkınma Yolu 4’lü Bakanlar Konseyi II. Toplantısı” düzenlendi.
Modern “İpek Yolu” olarak da tanımlanan projeyle petrol ve doğalgazın da taşınması planlanıyor.
HEWLÊR PROJE DIŞINDA KALDI
Ortadoğu’yu yeniden şekillendirecek bu proje Irak ve Türkiye arasında şekillense de Federe Kürdistan bölgesi projenin dışında tutuldu. Kürdistan hükümeti ise Kalkınma Yolu Projesi’nin kendi topraklarından da geçmesini talep ediyor.
Bağdat yönetimi Hewlêr ile görüşmeler yapıldığını ancak Faw Limanı projesini üstlenen İtalyan şirketin, güzergahın değiştirilme talebini reddettiğini söyleyerek “bir ara yol” bulunması için görüşmelerin sürdüğüne işaret etti.
Kalkınma Yolu Projesi Duhok’tan 4,5 kilometre geçerek Fişabur üzerinden Türkiye sınırına ulaşacak. Ovaköy’de kurulması planlanan yeni sınır kapısının yönetimi konusunda Hewlêr ile Bağdat arasında belirsizlik devam ederken, Türk devletinin Kürdistan’daki askeri hareketliliği “üs ve üslere yol inşasıyla” başka bir boyutta ilerliyor.
KÜRDİSTAN’DA TÜRK ASKERİ ÜSLERİ ARTIYOR
Irak Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, Türkiye’nin Federe Kürdistan’daki askeri üs varlığı 100’ü aşmış durumda:
Kanîmasî Askeri Üssü (Girêbarux), Bamarnê’de Askeri, Lojistik ve Havaalanı (Helikopter) Üssü, Sinkê Askeri Üssü, Bêgova Askeri Üssü (Girê Biyê), Geliyê Zakho’da Askeri Üs, Sirê Askeri Üssü (Şêladize), Sirê Askeri Üssü (Şîrtê), Kupkê Askeri Üssü, Berwarî’de Qimrê Askeri Üssü, Koxê Spî Askeri Üssü, Deriyê Dawetêya Askeri Üssü, Serzêrî Dağı Askeri Üssü, Maqlube Dağı eteğindeki Zêlkan Askeri Üssü ve Başîqa’daki (Musul’un kuzeydoğusundaki) Askeri Üssü ile tabur, tugay, ağır silahlar ve 5 bin asker.
Yeni Yaşam Gazetesi yazarı Mehmet Ali Çelebi, geçen yıl kaleme aldığı “Kalkınma Yolu, Zap, Zengezur” başlıklı yazısında, Türkiye tarafından PKK’ye karşı başlatılan Pençe harekatlarını da bu proje kapsamında değerlendiriyordu:
דDaha önce ABD’nin izin verdiği ölçüde hava ve kara operasyonları yapan Türkiye bir süre sonra geri çekiliyordu. Dağlarda, vadilerde taş ve beton kalıplarıyla kalekollar inşa edildi. Balyozun ayağına döneceğini kavrayamayan KDP, AKP’nin Avatar’ı gibi kullanıldı. 10 Haziran 2019’da Federe Kürdistan Başkanı olan KDP’den Neçirvan Barzani ve 10 Temmuz 2019’da başbakan olan Mesrur Barzani ile anlaşmalar yapılıp TSK askeri üsleri ve yollar arttırıldı. Türkiye, Federal Kürdistan’da 27 Mayıs 2019’da Pençe-1 adlı sınır ötesi operasyon başlattı. Yani Faw Limanı-Kalkınma Yolu Projesi’nin olgunlaşmasına paralel olarak “gir ve kal konsepti” devreye kondu. Yani Pençe serisinin sebeplerinden biri Faw çıkışlı Kalkınma Yolu koridoru hedefiydi. Kalkınma Yolu’nun güvencesi olarak Sinat, Haftanin, Metina, Avaşin, Hakuk, Zap, Garê, Kandil, Asos hattının denetiminin sağlanması stratejik hedef olarak kondu.”