Siyesetçi Ahmet Türk, 1993’te PKK’nin ilan ettiği ateşkesten önce Turgut Özal’ın çözüm için kendileriyle paylaştığı öneriyi anlattı. Türk, Özal’ın demokratik siyaseti tercih eden PKK’lilerin, 5 yıl açılmayacak şekilde, bir zarfa koyacakları dilekçeyle başvurmalarını önerdiğini söyledi.
HABER MERKEZİ – Yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk, Mezopotamya Haber Ajansı’ndan (MA) Azad Altay ve Ahmet Kanbal’a verdiği röportajda, 50 yılı geride bırakan siyasi hayatından dikkat çekici anılar paylaştı.
Kanser tedavisi gördüğünü ve durumunun iyi olduğunu paylaşan Ahmet Türk, 1993 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile yaptıkları görüşmeden bir anekdot aktardı. 1993’te PKK’nin ilan ettiği ateşkesten önce Abdullah Öcalan ile Lübnan’da görüşmeye gittiklerini, bundan önce Ankara’da Turgut Özal ile bir araya geldiklerini belirten Türk, Özal’ın kendilerine çözüm için nasıl bir yol düşündüğünü şöyle anlattı:
“O dönemde Şam’a gitmeye karar verdiğimizde kendisi (Özal) ile bir görüşme yaptık. Bize ‘Ya tabii ki size gitmeyin demiyorum, size gidin de demiyorum. Yarın başınız belaya girerse sonra… Ama giderseniz şu mesajlarımı iletin‘ dedi. İkincisi, “Bizim partiden de bazılarını beraberinizde götürseniz sizin açınızdan rahat olur. Yani bir soruşturmayla karşı karşıya gelme riski azalır’ dedi. ‘Ben şöyle düşünüyorum. Bunu aynen oldu gibi Öcalan’a anlatın’ dedi ve şöyle devam etti: ‘Bir; herkes gelecek bir dilekçe verecek. Bir zarfın içine koyacağız. Bu zarf asla açılmayacak, 5 yıl içinde. Hiçbir suç işlemediği zaman, hiçbir soruşturma yürütülmeyecek. Yani bir itirafçı olma dilekçesi değil. Dilekçe verecek. İşte şeyi (silah) bırakıyorum. Demokratik siyasete katılıyorum. Bundan sonra da silahla ilişkimi kesiyorum. Böyle bir dilekçe verecek bu zarfın içinde, bu zarf açılmayacak. Bu işin kolay olmadığını biliyorum ama ben Süleyman Demirel gibi korkak değilim. Allah’tan başka da kimseden korkmuyorum. Herkesten daha da milliyetçiyim ama bu sorunu çözmek zorundayız.’
Bunun üzerine biz gittik. Bar Elias’ta (Lübnan’da) Sayın Talabani’ydi, Kemal Burkay’dı, Sayın Öcalan’dı, oturduk, sohbet ettik, görüştük. Bir ateşkesin yapılmasına karar verildi.”