Federal Meclis Başkan Yardımcısı Ramelow, Almanya’da milli marş ve bayrağın değişmesi gerektiğini belirterek “Birçok insan bu sembollere yabancılık hissediyor” dedi. CDU ve CSU’dan sert tepki geldi.
HABER MERKEZİ – Almanya’da milli marş ve bayrak üzerine yürütülen tartışmalar yeni bir öneriyle yeniden gündeme geldi.
Federal Meclis Başkan Yardımcısı ve Sol Partili siyasetçi Bodo Ramelow, ülkenin yeni bir milli marşa ihtiyaç duyduğunu savundu ve siyah-kırmızı-altın renklerden oluşan Alman bayrağının da halkoyuna sunulmasını önerdi.
“ÇOCUK MARŞI” ÖNERİSİ
Ramelow, Rheinische Post gazetesine verdiği demeçte, mevcut “Birlik, Adalet ve Özgürlük” marşının yerine Bertolt Brecht’in “Çocuk Marşı” şiirinin kabul edilmesini teklif etti. “Çocuk Marşı’nın harika sözleri var” diyen Ramelow, bu marşın Almanya’da yaşayan herkese hitap eden ve birlikte sevinçle söylenebilecek bir marş olabileceğini söyledi.
Thüringen eyaletinin eski başbakanı olan Ramelow, bayrak konusundaki görüşünü ise şöyle ifade etti: “Siyah, kırmızı ve altın sarısının totaliter yapıların reddini temsil ettiğini biliyorum. Ama birçok insan ulusal bayrağa karşı da yabancılık hissediyor.”
TARİHÇE VE TEPKİLER
Bestesi Joseph Haydn’a ait olan ve 1841’de August Heinrich Hoffmann von Fallersleben tarafından yazılan marş, 1952’den bu yana yalnızca üçüncü kıtasıyla Federal Almanya’nın resmi milli marşı. Nazi dönemini hatırlatan bölümler çıkarılmış olsa da, marşın geçmişi hâlâ tartışma konusu.
Ramelow’un önerileri ise diğer partilerden sert tepkiler aldı. CDU Genel Sekreteri Carsten Linnemann, “Bayrağımız ve marşımız demokrasimizi, temel haklarımızı ve anayasal devletimizi temsil ediyor. Bunlara yabancılaşan birinin özgür ve demokratik düzenimizle sorunu vardır” dedi.
Federal Meclis Başkanı Julia Klöckner’in sözcüsü, millî marş veya bayrağın değiştirilmesi için hiçbir neden bulunmadığını ifade ederken; Saksonya Başbakanı Michael Kretschmer, “Bunlar bizi Doğu’da ve Batı’da birbirimize bağlayan değerler” diyerek tartışmayı reddetti.
CSU’lu Federal Meclis Başkan Yardımcısı Andrea Lindholz da Ramelow’un tarafsızlık yükümlülüğünü ihlal ettiğini savundu. Lindholz, Doğu ve Batı Almanya arasındaki eşitsizliklerin böyle bir öneriyle ortadan kalkmayacağını söyledi.
