Mürüvet Küçük
Yoksullaştırarak sömürüyü daha fazla derinleştirmek, emekçileri ekmek-kira-ulaşım ve diğer yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için canla başla çalışmak dışında bir şey düşünemez hale getirmek için her şeyi yapıyorlar. 22 bin, taş çatlasın 30 bin liralık ücretlerle kira ve faturaları ödedikten sonra elde kalan sıfırı ya ikinci işlerde çalışarak ya da çocuklarının emek güçlerini aç gözlü bir hırsla soğurmaya hazır bekleyen kapitalist çarkın ortasına atmaya zorlanıyorlar. MESEM’lerde, çırak okullarında, stajlarda aşağılansınlar, kişilikleri daha o çağda ezilsin, angaryaya eyvallah demeyi öğrensinler ve üç kuruşluk önlemler alınmadığı için gerekirse ölsünler diye!..
İşçi ve emekçilere dayatılan hayatın özeti olan asgari ücret çıtası ya da hazırlanan bütçe her açıdan sınıfsal bir savaş ilanıdır. Asgari ücret sömürünün düzeyini, çalışma rejiminin şiddetini belirleyen bir sınırdır. O sınır en alta çekildikçe işçi ve emekçiler daha fazla esnek-güvencesiz-kuralsız çalışmaya razı oluyor, politikadan hayattan, dünyadan daha fazla bihaber kafalarını kaldıramaz, düşünemez hale geliyor…
Ve ne yazık ki bütçe de asgari ücret de işçi ve emekçilerin mevcut örgütsüz halleri içinden iliklerine kadar sömürmeye odaklanarak hazırlanıp belirleniyor.



