Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Bakırhan’dan Bahçeli’nin tehdidine yanıt:

Sadece ‘teslim olun’ demek ne adaletle ne de barışla bağdaşır

Bakırhan’dan Bahçeli’nin tehdidine yanıt:

MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük operasyon tehdidine yanıt veren DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, “Sadece ‘teslim olun’ demek ne adaletle ne de barışla bağdaşır” dedi.

HABER MERKEZİ – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Kürt sorunun çözümü için devam eden süreç ve iktidar kanadından bu konuda gelen açıklamalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Yaşam Gazetesi’nden Ahmet Güneş’in sorularını yanıtlayan Tuncer Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 10 Mart’ta Demokratik Suriye Güçleri ve geçici Şam yönetimi arasında yapılan mutabakata uyulmaması halinde Kuzey ve Doğu Suriye’ye, Şam ile ortak operasyon tehdidinde bulunan açıklamalarına yanıt verdi.

OPERASYON TEHDİTLERİYLE SORUN ÇÖZÜLMEZ

Sorunların çözümünün operasyon tehditleriyle değil, hak ve hukuk temelinde diyalogla mümkün olacağına işaret eden Bakırhan, “Kürtlerin hangi statüde, hangi haklar çerçevesinde yaşayacağına dair somut garantiler olmadan, sadece ‘teslim olun’ demek ne adaletle ne de barışla bağdaşır” dedi.

Bakırhan devamla şu değerlendirmelerde bulundu:

ד10 Mart mutabakatına uyulması isteniyor. Soruyorum? Suriye Arap Cumhuriyeti ismi 10 Mart Mutabakatı’nın ruhuna uygun mu? Suriye Geçiş Anayasası’nı Kürtlere, Dürzilere, Alevilere, Türkmenlere sormadan, Suriyelilere sormadan ilan etmek 10 Mart Mutabakatı’na uygun mu? Hükümet ilan edilirken, Cumhurbaşkanı belirlerken Kürtlere sormamak, Suriyelilere sormamak 10 Mart Mutabakatı’na uygun mu? 10 Mart Mutabakatı başta Kürt halkı olmak üzere Suriye’de yaşayan halkların, inançların kendi kimliklerinden, inançlarından ve yönetime katılma haklarından mahrum olmaları demek mi? Dahası, bütün bu politikaları ile 10 Mart Mutabakatı’nı hiçe sayan Şam tarafıdır. Bu coğrafyada Türk, Kürt, Arap ve Fars kardeşlik bağının güçlendirilmesi için öncelikle eşitlik ilkesinin benimsenmesi gerekir. Türkiye’nin komşu ülkelerdeki Kürt halkının meşru haklarını, onurunu ve statüsünü savunması, kendi vatandaşı olan milyonlarca Kürt’ün de beklentisidir. Burada önemli olan şu: Gerçekten yol almak ve bir şeyleri, tam da dünyanın denediği, sorunlarını en etkili şekilde çözdüğü yol ve yöntemleri takip ederek, konuşarak mı çözeceğiz yoksa bagajımızdaki ezberler ile mi yürüyeceğiz?”

Kendileri açısından devam eden sürecin, şiddetin yerini siyasetin; çatışmanın yerini diyaloğun, ötekileştirmenin yerini kucaklaşmanın aldığı bir dönüşüm dönemi olduğunu ifade eden Bakırhan, AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in Bahçeli’nin açıklamalarına benzer açıklamalarına da tepki gösterdi:

דSayın Ömer Çelik, olmazın kısmındadır. Her şeyi kendinize hak göremezsiniz. Adil konuşmak zorundayız. Çünkü bu süreç bir yap-et süreci değildir. Beklentiler ve adımları konuşacaksak, hiç olmadığı kadar atılan tarihi adımlara karşılık tek somut bir adımın henüz hayata geçmediğini hatırlatmak zorundayız. Mesela Kürtlerin yüzü Şam’dadır, bunu her gün ifade ediyorlar. Peki, sizlerin yüzü neden demokratik bir çözümden, diyalogdan yana olanlardan değil? Asıl soru budur. Gerisi tüm argümanlar, ‘yansıtma psikolojisidir’.”

ÖCALAN TÜM ORTADOĞU İÇİN PERSPEKTİF SUNUYOR

Abdullah Öcalan’ın yaklaşımı ve çağrılarının Türkiye, Suriye ve tüm Ortadoğu için barışçıl bir perspektif sunduğunu belirten Bakırhan, “emokratik Ulus anlayışı, her halkın kendi kimliği ve inancıyla yaşayabileceği, adem-i merkeziyetçi bir sistemi öngörüyor. Bu yaklaşım neden bir tehdit olarak algılanıyor? Aksine, bu model farklılıkları zenginlik olarak gören, kimseyi asimile etmeye çalışmayan, herkesi kendi rengi ve iradesiyle kabul eden bir anlayışı temsil ediyor. Sayın Öcalan’ı Meclis’e çağıran akıl Sayın Öcalan’ın çözüm önerilerine de açık olmalı ve tartışabilmeli” ifadelerini kullandı.

Benzer Haberler