DEM Parti’nin düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nda konuşan Hatimoğulları, “Barış kendiliğinden gelmez, mücadeleyle gelir” dedi. Bakırhan ise, sürecin merkezinde olduğunu söylediği Öcalan’ın çözümünün üç temel ayak üzerinde olduğuna dikkat çekti. Bakırhan, “Yeni siyasal model demokratik cumhuriyettir. Eşit yurttaşlık, refahın adil paylaşıldığı bir düzenden bahsediyoruz” dedi.
HABER MERKEZİ – DEM Parti’nin İstanbul’da düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı bugün Cem Karaca Konferans Salonu’nda başladı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan açılış konuşması yaptı.
Konferansın açılış konuşmasını önce DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları yaptı.
Hatimoğulları, konferansta sadece sunumların yapılmayacağını, aynı zamanda “mücadelenin içinden gelen, dağlardan, sokaklardan gelen bir barışın tartışılacağını“ söyledi. “Güney Amerika, Katalonya, Mezopotamya’ya uzanan bir barış fısıltısı var“ diyen Hatimoğulları şunları söyledi:
דBarış kendiliğinden gelmez, mücadeleyle gelir. Bu konferansın bu anlamda son derece önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Bizler geçen yüzyılı savaşlarla geride bıraktık. Şu an geçmişte yaşadığımız birinci ve ikinci dünya savaşlarının yansımalarını yaşıyoruz. Yani üçüncü dünya savaşının arifesindeyiz.
Üçüncü dünya savaşı diğer savaşlara rahmet okutur. Nükleer silahların geliştiği bu dönemde sadece insanlar değil, tüm canlılar ve dünya tehdit altındadır. Kapitalist sistem böyleyken, demokratik ulus arayışı, emek mücadelesi, kadınların mücadelesi, yerel demokrasi ve genel hukukun tesis edilmesi için doğa savunucularının, halkların mücadelesi çok yüksek.
Bunu Rojava’da görüyoruz. Suriye’de Kürtlerin diğer halklarla oluşturduğu sistem Şam yönetimi tarafından bir şekilde elemine edilmeye çalışılıyor. Bu kabul edilmez. Ayrıca Durzilere, Alevilere yönelik saldırıları kabul edilmez. Rojava seküler, kadın özgürlükçü, demokratik karakteriyle sadece demokratik bir Suriye’nin inşası değil, demokratikleşme, farklı inançların yaşayacağı bir modeli oluşturuyor. Bu anlamıyla oranın önü mutlaka açılmalıdır.”
“BARIŞIN KALICI OLMASI İÇİN SOMUT ADIMLAR ATILMALI”
Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na dikkat çeken Hatimoğulları, çağrının “sömürünün, savaşın arttığı bir dönemde çok önemli olduğunu“ vurguladı. Hatimoğulları, “Çağrı tüm bölge için önemli bir adımdır. Burada demokratik toplum inşasını gerçekleştirmenin sancılı olduğunu biliyoruz. Ancak bunun için mücadele edeceğiz. Barışın kalıcı olması için somut adımlar atılmalı ve Sayın Öcalan’ın pozisyonun önemli bir yerde olduğu görünmeli“ diye konuştu.
“KADINLARIN OLMADIĞI BARIŞ MASASI OLMAZ”
Kadınların barış mücadelesindeki yeri hakkında da konuşan Hatimoğulları, “kadınların olmadığı bir barış masası olmaz“ dedi. Hatimoğulları, “Bugün kadınlar olarak barışın daha fazla öznesi olacağız. Barış için uzatılan eli hep birlikte güçlendireceğiz. Barış ve Demokratik Toplum süreci için daha çok mücadele etmeliyiz. Kapitalist sisteme karşı enternasyonalist mücadeleyi güçlendireceğiz” diye konuştu.
BAKIRHAN’DAN ÜÇ AYAKLI ÇÖZÜM AÇIKLAMASI
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise, açılış konuşmasında, dünya ve Ortadoğu’nun büyük bir kriz içinde olduğuna dikkat çekti. Türkiye’de yüzyıldır adı konulmamış bir Kürt meselesi olduğunu belirten Bakırhan, şunları söyledi:
דKürtler artık inkar edilmiyor ama hakları da henüz verilmiş değil. Kürtler yüzyıldır hukuklarını elde etmek için amansız bir mücadele yürütüyor. Kürtler devlet tarafından inkar edildikçe, mücadele ettiler.
Şu anda burada bir süreç devam ediyor. Burada Kürtlerin özgürleşmesi ve Türkiye’nin demokratikleşmesi önemlidir. Bu süreç hem Türkiye’ hem Ortadoğu’ya barış getirecektir.
Sayın Öcalan sık sık devletin demokratikleşmesinden bahseder. Sayın Öcalan iktidar zayıflamadıkça, demokrasinin olmayacağını ifade eder.
Bask, Katalan dostlarımızın örnekleri önemlidir. Düne kadar ‘terörist’ denilenler, Nobel ödülüne layık görüldü. Sayın Öcalan’ın demokratik paradigması büyük bir çözümdür. Sayın Öcalan bu sürecin merkezindedir. Öcalan çeyrek asırdır tecride rağmen barışın dilini ortaya koyuyor.
Sayın Öcalan’ın çözümü 3 temel ayak üstündedir. Demokratik toplum, barış ve demokratik entegrasyon. Özenle belirtmek isterim ki devlet yetkililerin ve komisyon üyelerinin Sayın Öcalan ile konuşması önemlidir. Yazar, akademisyenlerin, gazetecilerin doğrudan Sayın Öcalan ile görüşmesi lazım.
Ortadoğu’da ulus devlet krizi derinleşiyor. Türkiye demokratik dönüşümümle bu krizi aşabilir. Ortadoğu’da devlet krizi derinleşiyor. Bizce yeni siyasal model demokratik cumhuriyettir, demokratik ulustur. Farklılıkları zenginlik gören, yerelden yöneten, bir sistem. İkinci yüzyılda tüm yurttaşların eşit olduğu ve refahın eşit paylaşıldığı bir düzendir.”



