BIG_TP
Bluesky Social Icon
Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nın sonuçları açıklandı |

“Umut hakkı”, yasal değişiklikler, hukuksal dönüşümler…

Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nın sonuçları açıklandı |

Konferans bildirgesinde, Abdullah Öcalan’ın barış ve demokratik dönüşüm sürecinin önemli bir aktörü olduğu vurgulandı ve bu kapsamda “umut hakkının” barış bir gereği olduğu belirtildi. Konferansın sonuçlarında hukuksal dönüşümün acilen ele alınması gerektiğinin altını çizildi.

HABER MERKEZİ – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) 6–7 Aralık’ta İstanbul’da düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nın sonuç bildirgesi açıklandı.

Dünyanın farklı ülkelerinden siyasetçiler, hukukçular, akademisyenler, düşünürler ve müzakere süreçlerinde rol oynayan aktörlerin katılımıyla gerçekleşen konferansın sonuç bildirgesinde “kalıcı barışın demokratik bir toplumsal sözleşme aracılığıyla inşa edilmesi gerektiğine” vurgu yapıldı.

Bildirgede “Sayın Öcalan öncülüğünde başlatılan süreci, Türkiye halkları açısından önemli bir fırsat olarak görüyoruz” ifadelerine yer verildi.

Bildirgede ayrıca sürecin daha kapsayıcı, yapıcı ve sonuç odaklı bir şekilde yürütülmesinin hayati önem taşıdığı vurgulandı.

“ÖCALAN BARIŞIN VE DÖNÜŞÜMÜN ÖNEMLİ AKTÖRÜ”

Abdullah Öcalan’ın rolüne ve misyonuna da dikkat çekilen bildirgede şu ifadeler yer aldı:

“Sayın Öcalan, Türkiye ve Ortadoğu’da artan şiddet karşısında hem pratikte hem de düşünsel olarak kalıcı barışa öncülük edebileceğini uluslararası kamuoyuna göstermiştir. Bu nedenle, Abdullah Öcalan’ı yalnızca Kürt halkının bir temsilcisi olarak değil; Türkiye ve Ortadoğu’da barışın, demokratik dönüşümün ve çoğulculuğun önemli bir aktörü olarak görüyoruz.”

Yasal düzenlemelerin barışın gereği olduğu belirtilen bildirgede konferansın sonuçları şöyle sıralandı:

ד1- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, “Umut Hakkı”nı tanıyan ve Öcalan’ın serbest bırakılmasını mümkün kılan yasal düzenlemeleri onurlu bir barışın gereği olarak görüyoruz. Umut Hakkı yerine getirilene dek, Öcalan’ın düşünsel çalışmalarına erişimin akademisyenler, entelektüeller, gazeteciler ve siyasetçiler tarafından sağlanmasının ve  kendisiyle temas kurulmasının gerektiğine inanıyoruz. İmralı Adası, tecrit sembolü olmaktan çıkarılmalı; Türkiye için barışın ve özgür bir geleceğin kapısı haline gelmelidir. Nihayetinde İmralı’da uygulanan tüm tecrit koşulları tamamen kaldırılmalıdır.

2- Çatışmaların siyasi yollarla çözülmesi gerektirdiğine; kalıcı barışa ulaşmak için diyalog ve müzakerenin en doğru yol olduğuna inanıyoruz. BM Güvenlik Konseyinin 1325 sayılı kararı doğrultusunda, kadınların barış müzakerelerinde ve çatışma çözümü süreçlerinde daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguluyoruz.

3- Ulus-devlet modelinin toplumsal eşitsizliği, cinsiyet temelli tahakkümü ve çevresel tahribatı derinleştirdiğine dair Abdullah Öcalan’ın görüşünü kabul ediyor; kadınların eşit katılımını güvence altına alan, yerel demokrasiyi güçlendiren ve farklı toplulukların barış içinde bir arada yaşamasını destekleyen modellerin geliştirilmesinin önemini vurguluyoruz.

4- Dünyadaki çatışma çözümü deneyimlerinde de görüldüğü üzere, hukuksal dönüşümün acilen ele alınması gerektiğinin altını çiziyoruz. Bu bağlamda Türkiye’nin, tüm halkları, inançları ve kimlikleri eşit yurttaşlık temelinde kapsayan yeni ve demokratik bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç duyduğunu düşünüyoruz. Toplumun hiçbir kesimini dışlamadan oluşturulacak bir toplumsal sözleşme, Türkiye’deki şiddet zeminini bütünüyle ortadan kaldıracaktır.

5- Konferans boyunca Güney Afrika, İrlanda, Bask Bölgesi ve Katalonya örneklerinde ortaya konulduğu gibi, çatışmaya yol açan katı ve merkezi anlayışların yerini toplumu bütünleştiren ve şiddeti ortadan kaldıran yaklaşımların alması gerektiğini vurguluyoruz. Türkiye’de yerel yönetim modelleri hem politik hem toplumsal düzeyde tartışılmalıdır. Bu tartışmalar çerçevesinde, yerel yönetimleri güçlendiren yasaların çıkarılması gerektiğini ifade ediyoruz.

6- Avrupa Parlamentosunun olumlu yaklaşımını not ediyor; ancak Avrupa Birliğinin bütün olarak daha aktif ve yapıcı bir rol üstlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Gerektiğinde ve tarafların kabul etmesi halinde, AB’nin barış sürecine arabulucu veya garantör olarak katkı sunabileceğini hatırlatıyoruz.”

SİYASİ TUTUKLULARA ÖZGÜRLÜK ÇAĞRISI

Konferansın sonuç bildirgesi şu çağrıyla sonuçlandı:

דTürkiye’de barışın ve demokratik dönüşümün geleceği bakımından, Abdullah Öcalan ve Kobanî Davasındaki siyasetçiler başta olmak üzere tüm siyasi tutukluların barış hukuku çerçevesinde özgürlüklerine kavuşması bir lütuf ya da tercih konusu değil, tarihsel ve hukuksal bir zorunluluktur.”

Benzer Haberler

Doğu Ergil yazdı |

Diktatörlük: Tek adam rejiminin ötesinde çoğunluğun ve kültürün tiranlığı

Meclis’te taciz skandalı büyüyor:

"Herkes her şeyi biliyordu ama sustu..."

Amed Dicle yazdı |

Sosyalizmi yenilemenin zorunluluğu

Meclis’te rapor hazırlığı |

MHP 120 sayfalık raporunu komisyona sundu

Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nın sonuçları açıklandı |

“Umut hakkı”, yasal değişiklikler, hukuksal dönüşümler…

Balıkesir’de deprem l

Çevre illerden de hissedildi