Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Bîra Sûrê belgefilmi |

Instagram hesabına erişim engeli getirildi

Bîra Sûrê belgefilmi |

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2015-2016 yıllarında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının ardından yaşanan yıkımı anlatan “Bîra Sûrê/Sur’un Hafızası” belgefilminin Instagram hesabına erişim engeli getirildi.

HABER MERKEZİ – Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde 2015-2016 yıllarında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının ardından yaşanan yıkımı konu alan “Bîra Sûrê/Sur’un Hafızası” adlı belgefilmin Instagram hesabına Türkiye’den erişim engeli getirildi.

Erişim yasağı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından talep edildi. Instagram, engellemeye dair herhangi bir açıklama yapmadı.

BELGEFİLME DAİR

Sur ilçesi, 2015-2016 yıllarında dünyanın en uzun süreli sokağa çıkma yasağına tanıklık etti. İlçenin 6 mahallesi, 2 Aralık 2015 tarihinde demir bariyerlerle çevrildi. Mahallelere girişler, 2022 yılının sonlarına kadar yasaklandı. Daha sonra bariyerler kaldırıldı ve bölgeye yeni bir inşa süreci başlatıldı.

Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, bu süreci “Sur’u Toledo gibi yapacağız” şeklinde tanımlamıştı. Ancak, Sur, Toledo gibi bir yer haline gelmedi ve bölgedeki kültürel asimilasyon süreci hızla uygulandı. Yasaklar sonrası kentin hafızası silindi.

Yıkım çalışmalarında cami, kilise, konak ve hamam gibi tescilli yapılar yok edildi. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından 2019’da yayımlanan rapora göre, 334’ü tescilli olmak üzere 3 bin 569 yapı yıkıldı. Ancak, gerçek sayının çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor.

HAFIZAYA IŞIK TUTUYOR

Yıkılan yerlerde, cezaevi mimarisine benzeyen yapılar inşa edildi. Bu yeni yapılar, tek tip ve tek renk olarak tasarlandı ve etrafları tellerle çevrildi. “Yenikapı Açık Hava Yaşam ve Kültür Merkezi” adı altında inşa edilen iş yerleri, sermayedarlara devredildi. Ayrıca, dışarıdan getirilen mankenlerle buralar adeta bir podyum haline getirildi.

“Bîra Sûrê/Sur’un Hafızası” belgefilmi, tarihi sokakların yok edilmesinden, yeni mahallelere kadar olan yıkım sürecine dair bir hafıza yolculuğu sunuyor.

Belgefilm, ilçenin bazı mahallelerinde tarihi taş sokakların nasıl yok edildiğini, komşuluk ve dayanışma kültürünün nasıl hedef alındığını gösteriyor. Kentin “yeniden inşa” politikası sonucu nasıl kimliksizleştiğini ve tanınmaz hale geldiğini gözler önüne seriyor. Kamera sadece yıkılan yapıları değil, o yapılarla birlikte silinmek istenen hafızayı, kaybolan sesleri de kayda alıyor.

“Eski”nin etrafına örülen duvarlar yalnızca mimari bir farkı değil, bir hafızaya dayatılan geleceksizliği de simgeliyor. Yerinden edilen yurttaşların tanıklıkları, “yabancılarla” doldurulan sokakların sessizliği ve yeniden kurulan düzenin tekinsizliği izleyiciyi derin bir yüzleşmeye davet ediyor.

KOLEKTİF BİR ŞEKİLDE HAZIRLANDI

Belgefilmin yönetmenliğini Mezopotamya Ajansı (MA) editörlerinden Azad Altay yaptı. Belgefilm, MA, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, PEL Yapım ve yönetmen Veysi Altay’ın katkılarıyla çekildi. Çekimlere 2021 yılının ortalarında başlandı ve birçok gazeteci de bu sürece katkı sundu.

Benzer Haberler