Özgür Özel’den tartışmalara neden olan “celladına aşık olmak” sözleriyle ilgili yeni açıklama geldi. CHP lideri, ifadelerin DEM Parti’ye yönelik olmadığını savundu, muhalefetin muhalefetle tartışmasını doğru bulmadığını belirterek tartışmayı sürdürmeyeceğini söyledi.
HABER MERKEZİ – CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in partisinin 39. Kurultayında yaptığı konuşmada DEM Parti’yi kastederek kullandığı “Stockholm sendromu, celladına aşık olmak” ifadelerine ilişkin yeni bir açıklama yaptı.
Nefes Gazetesi’nden Deniz Zeyrek’e konuşan Özel, doğrudan DEM Parti’yi hedef almadığını savundu bu ifadeleri “AKP’nin MHP’nin Kürt seçmenlere neler yaptığını anımsatmak amacıyla kullandığını” söyledi.
Bu tartışmayı sürdürmeyeceğini belirten Özel, şunları belirtti:
דBen DEM Parti’yi doğrudan hedef almadım. Hangi siyasi parti olursa olsun diye başladım cümleme zaten. AKP’nin MHP’nin Kürt seçmenlere neler yaptığını anımsattım sadece. Alınganlık göstermişler. Canları sağ olsun. Tülay Hanım’ın da dediği gibi muhalefet partisinin muhalefet partisiyle bu tür tartışmalar yaşamasını doğru bulmam. O nedenle bu tartışmayı sürdürecek değilim.”
ÖZEL NE DEMİŞTİ?
Özel, kurultayda yaptığı konuşmasında süreçle ilgili son tartışmalarla ilgili konulara değinerek, şunları söylemişti:
“Herkesi canı istediğinde ‘Şu parti kapatılsın, kapatmıyorsa Anayasa Mahkemesi de kapatılsın’ diyenlerin demokratlığını hatırlamaya davet ediyorum.
“Bir Stockholm Sendromu’na kapılmamaya, dün elinden zor kurtulduğunuz celladınıza aşık olmamaya davet ediyorum.” Herkesi Stockholm Sendromu’na kapılmamaya, dün elinden zor kurtulduğumuz cellatımıza aşık olmamaya davet ediyorum. Meydanların susmadan haykırdığı gibi; kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.”
TÜLAY HATİMOĞULLARI’NDAN YANIT
Özel’in DEM Parti’nin ismini vermeden DEM Parti’yi kastederek kullandığı bu ifadeler büyük tepki topladı.
Özel’in bu açıklamalarına DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları şu yanıtı verdi:
דHiç arzu etmeyeceğimiz şey, muhalefetin birbirine muhalefet etmesidir. Yargı sopası, baskılar, adaletsizlik; ‘celladına âşık olmak’ ya da ‘Stockholm sendromu’ metaforuyla anlatılamaz. Ancak siyasetle anlatılır, siyaset üretmekle açıklanır, dayanışmayla ve ortak mücadeleyle bunlar aşılır. Bu metaforun bizler için kullanılmış olması, en hafif tabiriyle bir akıl tutulmasıdır. Bizler, Şark Islahat Planı’ndan umumi müfettişliklere, askeri cunta yönetiminden OHAL valiliklerine, kayyımlara uzanan uzun bir direniş geleneğinin sahipleriyiz. Bizler tarih boyunca bıkmadan, usanmadan, yılmadan, bütün baskılara rağmen direnen devrimci, sosyalist, yurtsever bir geleneğin temsilcileriyiz DEM Parti olarak. Celladı da çok çok iyi tanırız. Evladı yakılan köylerimizden, zorla boşaltılan köylerimizden tanırız. Celladı Alevi katliamlarından, faili meçhullerden, işkencelerden, zindanlardan tanırız.”



