Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

CHP’ye süreçte “oyun kurucu” olma çağrısı |

Bakırhan: Öcalan ile görüşme devlet aklının gereğidir

CHP’ye süreçte “oyun kurucu” olma çağrısı |

DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, süreçte ikinci aşamaya geçildiğini söyledi ve Meclis Komisyonu’nun Öcalan ile görüşmesi için “Bir zafiyet değil, devlet aklının gereğidir” dedi. Bakırhan, CHP’ye de süreçte “oyun kurucu” olma çağrısı yaptı.

HABER MERKEZİ – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, gündemdeki gelişmelere ilişkin T24’ten Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtladı.

Bakırhan, Kürt sorununun çözümü için devam eden süreçten, CHP’ye yönelik baskılara ve partilerine dönük eleştirilere birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.

İKTİDARA UYARI

Süreçle ilgili iktidarın suskunluğu ve sürece dair belirsiz tavrının, toplumdaki gerilimi arttırdığına dikkat çeken Bakırhan, “Çözüm sürecine dair çerçeve konuşulmadıkça, boşluğu söylentiler ve provokasyon girişimleri dolduruyor. Bunu görelim, buna önlem alalım” uyarısında bulundu.

ÖCALAN İLE GÖRÜŞME DEVLET AKLININ GEREĞİDİR

Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısının tarihi bir fırsat olduğunu vurgulayan Bakırhan, Öcalan’ın Meclis Komisyonu ile görüşme talebinin de bu açıdan değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Bu görüşmenin bir taviz değil rasyonel bir siyaset olacağının altını çizen Bakırhan, “Bir zafiyet değil, devlet aklının gereğidir” dedi.

Bakırhan’ın bu konudaki değerlendirmesi şöyle:

דSilahların bırakılması çağrısıyla açtığı yol, barışın kapısını aralamıştır. Şimdi Meclis komisyonu ile görüşme talebi karşısında bazı partilerin çekimser kalması, karşı çıkması, tarihi bir sorumluluğu yerine getirmeme anlamına gelir.

Bakınız, 27 Şubat’ta Öcalan’ın kullandığı dil, son derece özenli ve bilinçlidir. Dikkat edin: Bir emir kipi yok. ‘Silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi, demokratik siyasetin ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir’ ifadesi, aslında karşılıklı bir süreci tanımlıyor. Bu bir koşullu cümle, bir gereklilik bildirimi. Öcalan komisyonla görüşme talebini de aynı şekilde bir gereklilik olarak ortaya koyuyor. Yani mesaj çok net: Süreç tek taraflı değil, karşılıklıdır. Dolayısıyla mesele ‘süreç tıkanır mı’ sorusundan çok daha ciddidir. Asıl sorun, bir gerekliliğin yerine getirilmemesinin yaratacağı olumsuz tablodur. Öcalan, bulunduğu koşulların tüm imkansızlıklarına rağmen, her tıkanıklıkta rol oynayan, her aşamada adım atan ve attıran bir pozisyona sahiptir. Böylesine pozitif bir role sahip, süreci ilerletme kapasitesi kanıtlanmış bir aktörün komisyonla görüşme talebi, bazı çevreleri bu kadar germemeli.”

TEK RİCAMIZ: NİYET OKUMA SİYASETİNE KAPILMAYALIM

Sürece ve partilerine dönük tepkilere ve eleştirile de değinen Bakırhan, siyaset kurumunun süreç konusundaki sorumluluğunu görmesi gerektiğini söyledi.

Eleştirileri, süreç karşıtlarından gelenler ve iyi niyetli eleştiriler olarak kategorize eden Bakırhan’ın değerlendirmeleri şöyle:

דBirinci kategori: Süreç karşıtlarından gelen tepkiler.  DEM Parti dünya yuvarlaktır dese, bunlar ‘hayır dünya karedir!’ diyecek insanlar. Ağzımızdan çıkan her söze, her adımımıza öfke ve hakaretle karşılık veriyorlar. Neden? Çünkü imtiyazlarını kaybetmekten korkuyorlar. Çatışmadan beslenen, barıştan rahatsız olan bir kesimle muhatap olduğumuzu biliyoruz.

İkinci kategori: İyi niyetli eleştiriler. Ama bunun dışında, sürecin gerçekten selametle ilerlemesini isteyen, Türkiye’nin prangalarından kurtulmasını arzulayan çok geniş bir kesim var. Bu kesimlerin kaygılarını, hassasiyetlerini, eleştirilerini anlamaya çalışıyoruz. Varsa eksikliklerimiz, elbette gidereceğiz.

Her zaman iğneyi başkalarına, mızrağı kendimize çeviriyoruz. Birçok kesimden gelen dostane eleştirileri dikkate aldığımızı içtenlikle ifade etmek isterim. Dilimize ve siyasetimize dönük eleştirilere açığız. Yapıcı ve geliştirici eleştirilerin gereğini de yaparız. Tek ricamız: Niyet okuma siyasetine kapılmayalım, çünkü bu gerilimi büyütür.”

SÜRECİN İKİNCİ AŞAMASINDAYIZ: CHP DE OYUN KURUCU OLMALI

Bakırhan, CHP’ye dönük baskılar ve CHP’nin süreç konusundaki tutumuna ilişkin soruları da yanıtladı.

Böylesi tarihi bir dönemde CHP Genel Başkanlığında  Özgür Özel’in bulunmasının büyük şans olduğunu belirten Bakırhan, sürecin ikinci aşamasına geçildiğini ve bu aşamada CHP’nin, sadece destekleyici pozisyonunda değil, oyun kurucu bir pozisyonda olması gerektiğini söyledi.

דCHP, Kürt meselesinin demokratik çözümü için siyasi iklimi güçlendirecek cesur çıkışlar ve çözümü getirecek öneriler geliştirebilir. Sürecin ikinci aşamasına geçtik. Artık yasal düzenlemeleri ve demokratikleşmeyi konuşmaya başlıyoruz. Bu aşamada CHP, demokrasi perspektifini ortaya koyarak hem çözüme hizmet edebilir hem de genel demokratikleşme yaklaşımını gösterebilir. Böylece oyun kurucu rolünü gerçekleştirebilir. Sayın Özgür Özel sürecin ilk zamanlarında “Kürtlere devlet vaat ediyoruz” tarzında bir söz söylemişti. Kimi art niyetli çevreler bu açıklamayı çarpıtsa da önemli bir açıklamaydı. Bu açıklama Kürtlerin demokratik bir devlet içinde hukukunun tanınması, eşit yurttaşlığın herkes için tesis edilmesi anlamına geliyordu. Kürtler bir hukuka kavuşmak istiyor. Nasıl bir hukuk olacağı konusunda CHP’nin ortaya koyacağı perspektif çok önemli.

İlk gün de söyledik, bugün de söylüyoruz: 19 Mart operasyonları yanlıştı. Ne amaçlanıyor olursa olsun, her açıdan yanlışa çıkan bir yoldur. Toplumda açık şekilde korku ve güvensizlik duygusu derinleştirildi. Sürecin ruhu ve aklını yok sayan, geriye çeken bir girişimdi. Bir tarafla barışı konuşuruz ama siyasetin geri kalanını istediğimiz gibi şekillendiririz demenin adı olarak algılandı ve gelinen aşamada ne kadar yanlış bir durum olduğu açığa çıkmış durumda. Ne kadar yanlış olduğunu bence en fazla AK Parti çevresi görüyordur. AK Parti’de aklı selim, bugün sesi duyulmayan çok insanın açık şekilde bu operasyona yanlış dediğine şahidim. Bu anlamda operasyonu yürüten akıl, bu duruma artık bir son vermelidir. 19 Mart hamlesi, bize barışın ancak ve ancak Türkiye’nin tüm demokratik güçlerinin, yani CHP’sinden sol-sosyalistlerine, kadın hareketlerinden ekolojistlere kadar, demokrasinin kırıntısına inanan herkesin ortak mücadelesiyle mümkün olabileceğini göstermiştir.”

Murat Sabuncu’nun Bakırhan’la yaptığı röportajın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Benzer Haberler