Soruşturma dosyasında Mazlum Toprak şüpheli sıfatıyla yer alırken, şu ana kadar 3 kişinin tanık olarak ifadesine başvuruldu. Önümüzdeki günlerde 2 kişinin daha ifadesi alınacak.
HABER MERKEZİ- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) danışmanı Dilan Karaman’ın şüpheli ölümü üzerinden haftalar geçmesine rağmen dosya henüz savcılığa intikal etmiş değil.
Dilan Karaman’ın ölümüne dair Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Rosa Kadın Derneği tarafından kurulan inceleme komisyonu da çalışmalarını sürdürüyor. Komisyonun içerisinde yer alan 3 avukat, hukuki süreci takip ediyor.
MA’ya konuşan inceleme komisyonunda yer alan avukatlardan Gulan Çağın Kaleli, soruşturmanın hala emniyet birimlerinde yürütüldüğünü, kritik delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sürecinin ise sürdüğünü dile getirdi.
KAYITLARA ‘ADLİ VAKA’ OLARAK GEÇMİŞ
Karaman, 11 Kasım’da hastaneye kaldırıldığında “adli vaka” olarak kayda geçti. Dosyada şu ana kadar üç tanığın ifadesi yer alıyor; iki kişinin daha dinlenmesi bekleniyor. Tanık beyanları, Karaman’ın ölümünden kısa süre önce Mazlum Toprak’tan şiddet gördüğünü, bu şiddetin ardından kendisini korumak amacıyla ortamdan uzaklaştığını ve yoğun psikolojik baskı altında olduğunu aktardığını ortaya koyuyor.
Avukat Kaleli, ifadelerin büyük ölçüde birbiriyle örtüştüğünü vurguluyor.
Karaman’ın sosyal medya paylaşımları, telefonu ve el yazısını içeren bir banka dekontu ve yeni kiraladığı evin kontratı da da dosyaya giren deliller arasında. Soruşturmanın odak delili ise Toprak tarafından sunulan, Dilan’a ait olduğunu iddia ettiği bir mektup. El yazısının karşılaştırmalı incelemesi için Karaman’a ait örnekler de emniyete teslim edildi; dijital materyaller ise kriminal incelemede.
Soruşturmanın temel tartışma başlıklarından biri, olayın gerçekleştiği yer. Karaman’ın kısa süre önce kiraladığı eve ilişkin bilgiler, dosyada belirleyici bir unsur olarak yer alıyor.
Av. Gulan Çağın Kaleli, “Bunun bizim açımızdan önemi şuydu; intihar girişiminde bulunan bir kadının bir ev tutması, yaşama hala daha devam etme iradesinde olması ve nihai olarak bu eylemi gerçekleştirmesi üzerine şüpheler daha da arttı. Dolayısıyla kira kontratını da dosyaya sunduk” diye belirtti.
Söz konusu evi doğrudan görebilecek MOBESE kayıtlarının dosyada yer almaması dikkat çekiyor; bu kayıtların talep edildiği belirtiliyor. Benzer şekilde, Karaman’ın hastaneye taksiyle götürülmesi de soru işaretleri yaratıyor. Neden ambulans çağrılmadı? İlk müdahale neden yapılmadı? 112 kayıtları bu sorulara yanıt verebilecek kilit belgeler arasında.

Dosyanın hala karakolda olduğunu ve savcılığa henüz intikal etmediğini kaydeden Kaleli, önümüzdeki hafta itibariyle bütün taleplerin ve yazılan müzekkerelerin de tamamlanmasıyla birlikte dosyanın savcılığa intikal etmesi beklentisinde olduklarını belirtti.
SORUŞTURMA İNTİHARA SÜRÜKLENME SUÇUNDAN YÜRÜTÜLECEK
Dosyada bugüne kadar toplanan deliller ışığında, Karaman’ın ölümü “şüpheli” olarak değerlendiriliyor. Bu tanımlama, ceza hukuku açısından “intihara sürükleme” suçunun da soruşturma kapsamında ele alınmasına kapı aralıyor.
× “Mevcut durumun kendisi şüpheli bir ölüm olarak tanımlıyoruz. Şüpheli ölümü tanımladıktan hemen sonra ceza hukuku bağlamında da ‘İntihara sürükleme’ suçundan bir soruşturmanın yürütüldüğünü söylemek mümkün. Bu aşamadan sonra gelecek olan raporlarla birlikte olası bir incelemede çıkacak yeni bir şüpheli durumda elbette delilleri tartışmaya ve yeni delilleri kazandırma noktasında bir çabamız olacak. “
Gulan Çağın Kaleli, Dilan’ın ölümünün yalnızca bireysel bir trajedi olarak ele alınamayacağını söylüyor. “Her kadın intiharının politik bir boyutu vardır” diyen Kaleli’ye göre, hakikate ulaşma çabası da zorunlu olarak toplumsal ve kolektif olmak zorunda. Bu amaçla kurulan inceleme komisyonunda kadın örgütleri ve hukuk kurumları birlikte çalışıyor.



