BIG_TP
Bluesky Social Icon
Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Gelawêj Ewrîn yazdı |

Ulusal güvenliğe ‘tehdit’: Kadınlar!

Gelawêj Ewrîn yazdı |
Gelawêj EWRÎN

İran’da her dönem iktidarların kadınların yaşamları üzerinde kurmaya çalıştığı denetim, devletin en temel politik araçlarından birisi olmayı sürdürüyor. Ülkenin hem monarşi (Hosrewani) hem de İslam Cumhuriyeti dönemleri, erkek egemen zihniyetin şekillendirdiği kurumsal yapılar olarak kadınların bedenlerini, kıyafetlerini, yaşam biçimlerini ve hak taleplerini kontrol altında tutmayı hedefledi.

1906’da kurulan ilk İran Anayasa Meclisi’nde din adamlarının baskısı, tıpkı bugün olduğu gibi yasaların şeriata aykırı olup olmadığı üzerinden yürütülüyordu. Kadınların siyasete katılımı, oy hakkı ya da eğitime erişimi gibi en temel hakları o dönem de tamamen reddedildi. Bugün ise bu işlevi “Sistemin Çıkarlarını Koruma Konseyi” görüyor; parlamento kararlarına sürekli müdahale ederek kadınların yaşamlarını sınırlandıran yasaları dayatmaya devam ediyor.

1920’lerden günümüze İran’daki modernleşme iddiası bile kadınlar söz konusu olduğunda baskıcı bir çizgiyi aşamadı. Rıza Şah’ın 1936’da yürürlüğe soktuğu “Keşf-i Hicab” yasası, kadınları zorla başörtüsüz ve Avrupa tarzı kıyafetler giymeye zorladı. Bu yasaya karşı çıkan kadınlar cezalandırıldı; ancak toplumsal tepki nedeniyle uygulama hiçbir zaman tam olarak başarıya ulaşamadı.

İslam Cumhuriyeti ise aynı müdahaleyi bu kez tersinden dayattı: 1983’ten itibaren kadınlar zorunlu hicaba mecbur bırakıldı. Böylece Şah döneminin kadın bedenini kontrol eden devlet aklı, bu kez dini referanslarla yeniden üretildi. Rejim değişse de kadın karşıtı sistem değişmedi. Sistemin bir ucundaki şekilcilik, diğer ucundaki gerici geleneksel dayatmalarla birleşince, uygulamalar sorunu çözmek bir yana daha da derinleştirdi.

İranlı kadınlar, giyim-kuşam zorlamasının yalnızca bir kıyafet meselesi olmadığını, rejimin kadınlar üzerindeki tahakkümünün simgesel özü olduğunu defalarca ortaya koydu. Kadınların 2022’de başlattığı Jin, Jiyan, Azadî (Kadın, Yaşam, Özgürlük) devrimci dalgası, müdahalesiz bir yaşam talebinin en güçlü ifadesi oldu. Buna rağmen hem rejim hem de bazı oryantalist çevreler, bu büyük toplumsal dönüşümü yalnızca “başörtüsü tartışmasına” indirgemek istedi/istiyor.

İran üzerindeki uluslararası baskının arttığı, ekonomik krizin derinleştiği dönemlerde rejimin ilk başvurduğu yöntem her zaman kadınların yaşamlarını daha fazla denetlemek oldu.

Geçtiğimiz günlerde İran Parlamentosu’nun 290 üyesinden 155’i, zorunlu başörtüsünün daha sıkı uygulanması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Tüm milletvekilleri ayrıca “namus ve başörtüsü kültürünü korumak” adı altında yeni aile yasalarının onaylanmasını talep etti.

Şehirlerde “Daha Fazla Çocuk, Daha İyi Bir Hayat!” sloganıyla yapılan devlet destekli kampanya ise geniş kesimlerde hoşnutsuzluk yarattı. Ali Hamaney’in kadınlardan “aile değerlerini korumak adına zorunlu hicaba uymalarını” talep eden son açıklaması ise bu politikaların ideolojik yönünü bir kez daha gözler önüne serdi.

Tüm bu yasal düzenlemelere rağmen İranlı kadınlar, hayatlarının her alanında bu zorlamalara direnmeye devam ediyor. Zorunlu hicap yasasında yapılacak en küçük değişikliğin bile, rejimin yıllardır dayattığı şeriat temelli yönetimin zeminini sarsacağını bilen iktidar, kadınların her talebini “ulusal güvenliğe tehdit” olarak görüyor.

Kadınların mücadelesi bastırılmaya çalışılırken, idam cezaları, ağır hapishane koşulları ve keyfi tutuklamalar giderek artıyor. Parlamentonun gündemi ise neredeyse tamamen kadınlara karşı yeni kısıtlamalar üretmekten ibaret. Toplumun derin ekonomik ve sosyal krizleri ise gündeme bile alınmıyor.

İran Parlamentosu yıllardır kadınların yaşamlarını daraltan yasaların üretildiği bir merkez haline geldi. Ancak artık bu politikaların sürdürülebilir olmadığı açıkça görülüyor. Rejimin kendi varlığını korumak için dayattığı her yasa, toplumda daha büyük bir öfkeyi tetikliyor.

Bugün İran sokaklarında yükselen ses, kadınların ve toplumun ortak iradesiyle başka bir hakikati işaret ediyor.

Benzer Haberler

Akın Olgun yazdı |

Kibirlenmelere doyamamak

“Ademi merkeziyetçilikten kaçınması zor olacak” |

Le Figaro: ABD desantralizasyonu gündemine almış durumda

Gelawêj Ewrîn yazdı |

Ulusal güvenliğe ‘tehdit’: Kadınlar!

Uyuşturucu soruşturması |

Habertürk TV Yayın Yönetmeni Ersoy gözaltına alındı -YENİLENDİ

CHP’nin İmralı kararı ve süren tartışmalar |

Yeni anket: DEM Parti seçmeni ne düşünüyor?

AKP MYK toplantısı |

Çelik: Tek ve bölünmez bir Suriye istiyoruz

Demirtaş ve Yüksekdağ’ı hatırlattı |

Özel: Türkiye tarihinin en fazla hak ihlali yapılan dönemindeyiz

CHP, Adalet Bakanı’nı eleştirdi:

Yargı bağımsızlığı sürekli geriledi