Avukatlar, Esenyurt’ta darp edildikten sonra öldürülen gazeteci Hakan Tosun soruşturmasındaki eksikliklere dikkat çekti. Sanıkların aklanmasına yönelik eğilimin varlığına işaret eden avukatlar, şimdiye kadar cinayetle ilgili 25 delilden sadece 3’ünün toplandığını açıkladı.
HABER MERKEZİ – Esenyurt’ta 10 Ekim akşamı sokak ortasında ağır şekilde darp edilen ve 13 Ekim’de yaşamını yitiren gazeteci, belgeselci ve çevre aktivisti Hakan Tosun cinayetiyle ile ilgili soruşturma sürüyor. Tosun’un avukatları soruşturmayla ilgili yeni açıklamalarda bulundu.
Tosun ailesinin avukatları Onur Cingil ve Hakan Bozyurt, dün akşam İstanbul Barosu’nda düzenledikleri basın toplantısında soruşturmanın seyrine ilişkin kaygılarını paylaştı; dosyadaki kritik boşluklara ve dikkat çeken uygulamalara işaret etti. Avukatlar dosyada “haksız tahrik indirimi”nin önünün açıldığını, soruşturmada ciddi eksiklikler bulunduğunu dile getirdi.
25 DELİLDEN SADECE 3’ÜNE ULAŞILDI
Avukatlar, soruşturma sürecinde faillerin cezalarını düşürmeye yönelik zemin oluşturacak adımların atıldığını ve resmi cevaplarda kullanılan dilin, saldırganların lehine yorumlanabilecek bir çerçeve oluşturduğunu belirtti.
Avukatlar, bugüne kadar talep ettikleri yaklaşık 25 delilin sadece üçüne ulaşıldığını vurgulayarak şu hususlara işaret etti:
112’yi arayan kişilerin ifadeleri hâlâ alınmadı.
Şüphelilerin HTS kayıtlarına ilişkin ciddi eksikler var.
Çevredeki işletmelerin kamera görüntüleri zamanında temin edilmediği için silindi.”
AVUKATLAR SORUŞTURMA DOSYASINDAKİ RİSKLERE DİKKAT ÇEKTİ
Avukat Onur Cingil, “Bazı beyanların iddianamede de yer alacağını görüyoruz. Bu yaklaşımın, saldırganlar için ‘haksız tahrik’ indiriminin önünü açabilecek bir tasarım olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
Avukat Hakan Bozyurt ise, “Delillerin büyük bölümü ya hiç toplanmadı ya da geç kalındığı için kayboldu. Bu durum soruşturmanın sağlıklı ilerlemesini engelliyor” dedi.
Avukatlar, soruşturmada adı geçen üçüncü bir kişinin kimliğine dair ciddi şüphelerin bulunduğunu ve bu kişinin yalnızca tanık sıfatıyla dinlenmesinin yeterli olmadığını da kaydetti. Cingil, “Bu kişinin bağlantıları ve paylaşımları soruşturulmalıydı. Oysa ifadeyle sınırlı kaldı. Kaçmış olma ihtimali bile var” dedi.
Cingil ve Bozyurt, soruşturmanın kamuoyu baskısı sayesinde ilerlediğini vurgularken, “Bu süreç yalnızca avukatların değil, tüm gazetecilerin ve kamuoyunun desteğiyle yürütülüyor” dedi. Avukatlar, her yeni delilin dosyanın seyrini değiştirebileceğini belirterek, soruşturmanın titizlikle yürütülmesi çağrısında bulundu.
HAKAN TOSUN KİMDİR?
Hakan Tosun, 1975’te İstanbul’da doğdu. Tosun, 1993’te özel radyoların yayına başlamasıyla teknik danışman olarak meslek hayatına giriş yaptı.
1998’den itibaren İzmir’e yerleşti ve burada çeşitli özel televizyon kanallarında haber montaj operatörü olarak çalıştı. 2009’dan itibaren belgesel yapımcılığına yoğunlaşan Tosun, doğa, kent mücadelesi ve toplumsal olaylar üzerine bağımsız yapımlarıyla tanınıyor.
“Çatılara Doğru”, “Tekel İşçileri”, “Büyük Anadolu Yürüyüşü”, “Dönüşüm (Gentrification)” ve “Validebağ Direnişi” gibi belgesellere imza attı.
Bağımsız gazeteci kimliğini sürdüren Tosun, aynı zamanda “Doğa ve Kent Aktivizm Documentary” adlı yapım şirketinde yönetmen olarak görev yapıyordu.
İstanbul Esenyurt’ta 10 Ekim Cuma günü uğradığı saldırı sonucu kafasına darbe alan ve yol kenarında baygın halde bulunan Hakan Tosun, üzerinde kimlik gibi herhangi bir belge olmadan bilinci kapalı şekilde hastaneye getirildiği için ailesine ulaşılamamıştı.
Beyin kanaması geçiren ve durumunun ağır olduğu açıklanan Hakan Tosun, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde yoğun bakımda tedavi altında olduğu bildirilmişti.
Beyin ölümü gerçekleşen Tosun, 13 Ekim akşam saatlerinde hayatını kaybetmişti.



