BIG_TP
Bluesky Social Icon
Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Halkların payına yine baskı ve kan düştü |

Şara hükümetinin bir yıllık karnesi katliamlarla dolu

Halkların payına yine baskı ve kan düştü |

Suriye’de 61 yıllık baskıcı Baas rejiminin çöküşüyle ülkede yönetimi ele geçiren HTŞ öncülüğündeki silahlı grupların kurdukları geçici hükümetin başına Ahmed el Şara’yı getirmesinin üzerinden bir yıl geçti. Geride kalan yılda Şara hükümetinin karnesinde başta Alevi ve Dürziler olmak üzere ülkedeki halkların “payına” katliamlar düşerken, Şam hükümeti, Özerk Yönetim ile entegrasyon görüşmelerini de sürüncemede bırakmış durumda.

HABER MERKEZİ – Suriye’de 14 sene süren iç savaş sonrası HTŞ (Heyet Tahrir eş-Şam) öncülüğündeki silahlı grupların 8 Aralık 2024’te başkent Şam’da yönetimi ele geçirmesinin üzerinden bir yıl geçti. İktidarı ele geçirdikten sonra Şara, herhangi bir konsensüs olmadan kendini Cumhurbaşkanı ilan etti. Ekim ayında ise, Suriye’de geçici hükümetin belirlediği delegelerin seçtiği bir “meclis seçimi” yapıldı.

×Kuzeyden ve güneyden yapılan kuşatma sonrası silahlı gruplar, 8 Aralık 2024’te Şam’a girince, aynı gün Beşar Esad ülkeyi terk ederek Rusya’ya sığınmıştı.

HALKLAR İÇİN BASKICININ RENGİ DEĞİŞTİ

Suriye’yi 61 yıl boyunca “demir yumrukla” yöneten Baas rejimi, bir yıl önce sona erdi ancak bir yılın sonunda “devrim” ülke halklarına ne bahar getirdi ne de barış. 

Baas rejiminin devrilmesi, kağıt üstünde bir “değişim” getirse de, yönetim değişikliğiyle sınırlı kaldı. Geride kalan yılda, Şara hükümetinde halkların payına yine zulüm, baskı, katliamlar ve çözümsüzlük düştü.

Özellikle Aleviler, Dürziler, Hristiyanlar ve Kürtler gibi halklar için endişe olduğu gibi duruyor.

Savaş suçlarından kırmızı halıya | Dünün ‘küresel teröristi’ Şara Washington’a ayak bastı

SMO GRUPLARI, ÖZERK YÖNETİM TOPRAKLARINA SALDIRDI

HTŞ öncülüğünde harekete geçen silahlı gruplar yönünü Şam’a çevirirken, Türkiye’nin yıllardır destekleyip finanse ettiği Suriye Milli Ordusu’na (SMO) bağlı silahlı gruplar da Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kontrolü altındaki toprakları hedef aldı.

Halep’in kuzeyindeki SMO unsurları da önce Tel Rıfat, ardından Minbiç’e saldırdı. Buralarda yaşayan onbinlerce yurttaş katliam tehlikesiyle yüz yüze kaldı. Afrin’den 2018’de zorla yerinden edilen Kürtlerin sığındığı Tel Rıfat’ta büyük bir insani kriz yaşandı. Buradan göç edenler, ağır kış koşullarında ikinci kez göç yollarına düştü ve Rakka çevresine yerleştirildi.

Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, 11 Aralık’ta arabulucu ABD ile Minbiç’teki sivillerin korunması konusunda bir anlaşmaya vardı ve bu anlaşmaya göre DSG, Tabka-Tişrin Barajı hattına çekildi.

Suriye’deki 14 yıllık savaş boyunca, ağır hak ihlallerine karışan SMO bileşenleri ise 29 Ocak 2025’te, HTŞ lideri Muhammed Colani’nin Ahmed Şara olarak “sahne aldığı” ve Şam Yönetimi Başkanı ilan edildiği toplantıda boy göstererek yeni kurulan “orduda” üst düzey görevlere getirildi.

SAHİL’DE ALEVİ KATLİAMLARI ULUSLARARASI RAPORLARDA
Sultan Süleyman Şah militanı Efrîn’de Türk bayrağıyla.

8 Aralık 2024 sonrası Suriye’de hedefe konulan ilk halklardan biri Aleviler oldu. Geçici Şam hükümetine bağlı silahlı grupların da katıldığı saldırılarda 1500’ün üzerinde Alevi öldürüldü, aralarında genç kadınların da olduğu çok sayıda kayıp var.

Reuters tarafından 30 Haziran’da yayınlanan kapsamlı bir araştırma raporunda, Suriye’nin Lazkiye ve Tartus kırsalında mart ayında meydana gelen ve üç gün süren katliamlarda yaklaşık bin 479 Alevi sivilin öldürüldüğü, onlarcasının da kayıp olduğu ortaya kondu.

Reuters, Suriye’de Alevi katliamları sırasında Savunma Bakanlığı Sözcüsü Hasan Abdul Ghani’nin katliamı koordine ettiğini gösteren kanıtlara da ulaştı. Türkiye’nin desteklediği Sultan Süleyman Şah Tugayı, Sultan Murat Tümeni ve Hamza Tümeni gibi grupların da yaklaşık 700 Alevi’yi katlettiği tespit edildi.

Bu arada Suriye geçici hükümetine bağlı güçlerin Alevilere yönelik katliamları hakkında Suriye İnsan Hakları Gözlem Evi (SOHR), BM, Af Örgütü ve Human Rights Watch da raporlar hazırladı.

Sahil kentlerindeki Alevi katliamları raporu | BM: Yaygın, sistematik ve muhtemel savaş suçu

ŞAM’DA KİLİSEYE SALDIRI: BU KEZ HEDEFTE HIRİSTİYANLAR VAR

22 Haziran’da ise bu kez Hristiyanlar hedef oldu. Şam’ın Duveyla mahallesinde bulunan Mar İlyas Kilisesi’ne yönelik yapılan canlı bomba saldırısını Saraya Ensar El-Sunna (Ehl-i Sünnet’in Yardımcıları Tugayları) adlı örgüt üstlendi. Şam yönetimi ise saldırıyı IŞİD’in gerçekleştirdiğini açıkladı.

Süveyda Ulusal Hastanesi bahçesinde katledilen Dürzilerin cenazeleri.

Saldırıda kilisede bulunan 25 kişi hayatını kaybetti, 63 kişi de yaralandı. Örgütün adı ilk olarak 1 Şubat’ta Hama kırsalında düzenlenen saldırıda ortaya çıktı. Burada yaklaşık 15 sivil öldürüldü ve yüzlerce Alevi yerinden edildi.

SÜVEYDA’DA DÜRZİ KATLİAMI: BM RAPORLAŞTIRDI

Geçici Şam hükümeti ordusu ve IŞİD’in de katıldığı saldırıların bir sonraki hedefi,13 Temmuz’da Suriye’nin güneyindeki Dürzi kenti Süveyda oldu. Saldırılarda toplamda 1592 Dürzi hayatını kaybederken, toplam can kaybı ise 2 bin 48’i geçti.

Şam güçlerinin 817 sivil Dürzi’yi yargısız infaz ettiği belgelendi. İnfaz edilen Dürzi siviller arasında 77 kadın, 15 çocuk ve El Süveyda Ulusal Hastanesi’ndeki 20 sağlık çalışanı da vardı.

BM’den 9 uzman tarafından Süveyda’da yaşanan hak ihlallerine ilişkin 23 Ağustos’ta yayımlanan raporlarda saldırılar sırasında 105 kadın ve kız çocuğunun kaçırıldığı, aralarında 80 kadın ve kız çocuğunun da bulunduğu 763 kişinin akıbetinin ise bilinmediği açıklandı.

Binlerce Alevi ve Dürzi sivil infaz edildi | BM’de Şara şahsında savaş suçuna cezasızlık zırhı

IŞİD CANLANIYOR: UYUYAN HÜCRELERİ HAREKETE GEÇİRDİ

Ülkedeki bu belirsizlik ve kaotik ortamdan faydalanan IŞİD de yeniden canlanmaya başladı. IŞİD, 8 Aralık’tan bu yana Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim bölgesine yönelik yaklaşık 160 saldırı gerçekleştirdi. Saldırılarda onlarca sivilin ölmesine ya da yaralanmasına neden oldu.

Reuters‘ın Haziran ayında geçtiği habere göre üç Suriyeli siyasi yetkili, IŞİD’in Esad’ın devrilmesinden bu yana uyuyan hücrelerini harekete geçirdiğini, potansiyel hedefleri gözetlediğini, eleman alımı yaptığını ve silah, susturucu ve patlayıcı dağıttığını söyledi.

Birleşmiş Milletler Terörle Mücadele Ofisi (UNOCT) 21 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, IŞİD’in hem Suriye’de hem de Irak’ta faaliyetlerini sürdürdüğünü belirtti, örgütün bölgesel ve uluslararası barışa yönelik tehditlerinin devam ettiği konusunda uyardı.

Derazor’da son 8 günde 9 saldırı | Uyuyan hücreler hareketlendi: IŞİD yeniden mi canlanıyor?
ŞAM 10 MART MUTABAKATINI SÜRÜNCEMEDE BIRAKIYOR

Ülkede Aleviler, Dürziler ve Hristiyanlar için aradan geçen bir yılda gelecek hiç de parlak görünmezken, 10 Mart 2025’te DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile geçici Cumhurbaşkanı Ahmed el Şara arasında Şam’da imzalanan 8 maddelik mutabakat, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgesinde yaşayan halklar açısından “belirsizliğini” koruyor.

Taraflardan anlaşmanın hayata geçirilmesine yönelik açıklamalar sıklıkla gelmesine rağmen anlaşmanın uygulanma takvimi olan yıl sonuna yaklaşırken, sahadaki gelişmeler ve Şam yönetiminin adım atmamaktaki ısrarı, mutabakatı bir nevi sürüncemede bırakıyor.

Anlaşma Kürtlerin anayasal hakları, ateşkes, DSG ve Asayiş güçlerinin kurumsal entegrasyonu, yerinden edilenlerin dönüşü ve toplumsal barış gibi temel maddeleri içeriyor.

“Suriye’de en büyük örgütlü gücüz” | Abdi’den entegrasyon açıklaması: İsimleri ve önerileri ilettik yanıt bekliyoruz

×

SURİYE – İSRAİL GERİLİMİ SÜRÜYOR

Suriye’de çözümsüz kalan konulardan biri de, İsrail ile ilişkiler. Şara’ya göre, 8 Aralık 2024’ten 18 Eylül 2025’e kadar İsrail, Suriye’ye yönelik 1000’den fazla hava saldırısı ve 400’den fazla kara saldırısı düzenledi.

Yaz aylarından bu yana ise İsrail ile Şam hükümeti arasında ABD gözetiminde bir anlaşmanın sağlanması için diplomatik çabalar var. Son olarak Şara’nın 10 Kasım’da Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinde İsrail ile anlaşma konusunda bir gelişme bekleniyordu. Ancak herhangi bir olumlu sonuç duyurulmadı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 2 Aralık’taki açıklamasında Suriye ile bir anlaşmanın mümkün, ancak bunun Şam’ın güneyindeki silahsızlandırılmış tampon bölgenin kabul edilmesine bağlı olduğunu yineledi.

Bu arada İsrail ordusu, 27 Kasım’da Beyt Cin kasabasına Müslüman Kardeşler’in Lübnan’daki kolu olan Cemaat-i İslamiye üyelerine yönelik operasyon yaptı. Operasyon sonrası çıkan çatışma ve bombardımanda 2’si çocuk 13 kişi hayatını kaybetti, 24 kişi yaralandı. Ayrıca Pusuya düşürülen 6 İsrail askeri de yaralandı.

Tampon bölge, Süveyda, cihatçılar… | Netanyahu’dan Şara’ya: İşbirliği yapacak mı?

Benzer Haberler

Halkların payına yine baskı ve kan düştü |

Şara hükümetinin bir yıllık karnesi katliamlarla dolu

Futbolda bahis soruşturması |

Gözaltındaki 37 kişi adliyeye sevk edildi

Genelkurmay ziyaretinin ardından |

Türkiye’nin Suriye’de dikkat çeken askeri hareketliliği

Genel Kurul’da 14 günlük maraton başladı |

Yılmaz 2026 bütçesini “istikrar ve refah bütçesi" olarak tanıttı

Genel Kurul’da bütçe görüşmeleri başladı |

Kurtulmuş’tan süreç ve yeni anayasa açıklaması