HPG Komutanı Devrim Palu, gerilla güçlerinin Türkiye’den çekilmesine ilişkin konuştu. Palu, gerillanın “silaha aşık” olmadığını söyledi ve gelinen aşamada demokratik siyaset koşullarının oluşması gerektiğini vurguladı.
HABER MERKEZİ – Kandil’de bugün Kürt Özgürlük Hareketi imzasıyla yapılan ve gerilla güçlerinin Türkiye’den sınır dışına çıkışının gerçekleştiğini duyurulduğu basın toplantısındaki isimlerden biri de Hêzên Parastina Gel (HPG) Komuta Konseyi üyesi Devrim Palu’ydu.
Basın toplantısında KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok ve YJA-Star komutanlarından Vejîn Dêrsim ile birlikte masada yer alan Devrim Palu, toplantının ardından Mezoptamya Ajansı’ndan Azad Altay’ın sorularını yanıtladı.
Süreçte yeni tarihi adım | Tüm gerilla güçleri Türkiye’den çekiliyor
Sınır dışına çekilme kararının Abdullah Öcalan’ın çağrısı ve fesih kararı alınan PKK’nin 12. Kongre kararları doğrultusunda alındığını hatırlatan Devrim Palu, gerillanın “silaha aşık” olmadığını söyledi ve gelinen aşamada demokratik siyaset koşullarının oluşması gerektiğini vurguladı.
Palu geri çekilme sürecine dair şu ifadeleri kullandı:
דMesela bu geri çekilme yapan gruplarımızın hepsi çok zor koşullarda bunu yaptılar. Herhangi bir provokasyon veya farklı bir durum gelişmesin diye. Koşullar daha olgun hale getirilirse, biraz daha rahat koşullar yaratılırsa belki bu çekilme biraz daha rahat yapılabilir. Bu koşullarda bu belli bir zaman alacaktır. Çünkü çok zorlayıcıdır koşullar. Her bölgeden, her eyaletten arkadaşlar geldi. Operasyonlar ve pusulamalarla belli zorlukları oldu. Engeller oluştu. Yani tamamen gerilla kurallarıyla, kendimize güvenerek, o doğrultuda gelişler oldu. Öyle rahat bir yaklaşım yoktu.”
Palu, basın toplantısında açıklanan metinde yer alan hukuki düzenlemeler ve geçiş yasası hukuku konusunda ise şu değerlendirmelerde bulundu:
דGeçiş hukuku; eğer karşılıklı bir müzakere durumu varsa karşılıklı adımların atılması gerekiyor. Bir de bizim için biraz belirleyici olan Önderliğin durumudur. Önderliğin koşullarının düzeltilmesidir, Önderliğin özgürlüğüdür. Eğer bu konularda yasal ve anayasal bir zemin olursa Geçiş Hukuku budur yani. O zaman bu süreç çok farklı bir boyuta da geçer.”



