Karahan Tepe’de devam eden kazılar, M.Ö. 9400’lü yıllara ışık tutuyor. Bulgular, burada kamusal alanların yanı sıra yerleşim alanlarının olduğunu, tahıl ürünlerinin tüketildiğini gösteriyor.
HABER MERKEZİ – Urfa yakınlarında bulunan Göbekli Tepe’nin (Girê Mirazan) ardından Karahan Tepe (Girê Keçelan) de tarihin seyrini değiştirmeye devam ediyor. 2019’dan beri kazıların sürdüğü Karahan Tepe’de hem yerleşik hayata hem de ritüellere ilişkin önemli bulgular elde edildi.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, Karahan Tepe’nin toplamda 14 hektarlık bir alana yayıldığını, alanın dörtte birlik kısmını dikili taşların çıkarıldığı taş ocaklarının oluşturduğunu, geri kalan kısmın ise en büyük Neolitik yerleşimlerden birine işaret edecek büyüklükte olduğunu söyledi.
Karul, 6 yıldır süren kazı çalışmaları sırasında onlarca yapının gün yüzüne çıkarıldığını, bunların bir kısmının kamusal nitelikte büyük yapılar, bir kısmının ise konut olarak kullanılan küçük kulübeler olduğunu dile getirdi.
Yerleşimin en eski evresinde kamusal yapılar ve onu çevreleyen konutların olduğunu anlatan Karul, şöyle konuştu:
דBu yapıların bize öğrettiği birçok şey olmakla birlikte özellikle Göbekli Tepe üzerinde tartışılan ‘Buralar bir toplanma yeri miydi, bir tapınma merkezi miydi?’ sorusuna da cevap niteliğinde. Karahan Tepe, bize bu konuda çok önemli sonuçlar verdi. Konutlarla kamusal yapıların birlikte olması başka bir ifadeyle merkezde kamusal yapılar ve onları çevreleyen kulübelerin olması buraların yerleşim yerleri olduğunu gösteriyor. Yine şöyle de ifade edebiliriz. İnsanların yaşadığı günlük yaşamlarını sürdürdüğü mekanlarda aynı zamanda kamusal nitelikte yapılar inşa ediyorlar ve onları kullanıyorlar diyebiliriz. Bu yapılardan bir tanesi merkezi yapı niteliğinde ve yaklaşık 28 metre çapında inşa edilmiş bir mekan. Birkaç yüzyıl kullanıldığını düşünüyoruz ki bu alandan elde ettiğimiz en eski tarih de milattan önce 9400’e kadar gidiyor.”
“EKMEK DİYEBİLECEĞİMİZ GIDALAR ÜRETİLDİ“
Kazılarda önemli arkeolojik materyallerin bulunduğunu, toplanan örneklerin analizlerinin de yavaş yavaş sonuç vermeye başladığını ifade eden Karul, şunları söyledi:
דBurada hayvan kemikleri olsun, çakmaktaşı aletler olsun, bunlar hem kronolojik hem de tarih öncesi dönemde Neolitiğin ilk aşamasındaki teknolojik gelişmeler hakkında fikir verir nitelikte ve bölgesel gelişimleri de izleyebileceğimiz özellikler taşıyorlar. Başlangıçta yani en eski katmanlarda daha çok avcılığın beslenmede önemini gösteren taş aletlerle karşılaşırken, dönemin sonuna doğru biraz daha farklı amaçlara yönelik ahşap işçiliği olsun, sürtme taş aletler olsun biraz daha mekanları düzenlemeye, başka nesneleri üretmeye ve yoğun olarak yerleşim yerinde besin üretmeye yönelik aletlerle karşılaştık. Geçtiğimiz yıl elde edilen besinle ilgili buluntular bize zaten burada tahılların, tarıma alınma sürecinin yaşandığını ve ilk besin yani ekmek diyebileceğimiz gıdalarında üretildiğini kanıtlamıştı.”



