Afrin’den Urfa’ya, oradan Diyarbakır, Siirt, Qamişlo, Hewler’e kadar uzanan hattaki tepeler silsilesi tarihi değiştirmeye devam ediyor. Urfa’daki Mendik Tepe kazılarında elde edilen bulgular, buranın Neolotik dönemin başlarına tarihlendiğini ve Göbekli Tepe’den (Girê Mirazan) eski olduğunu gösteriyor.
HABER MERKEZİ – Afrin’den başlayarak, Antep, Urfa, Mardin, Kobanî, Qamişlo, Siirt, Diyarbakır, Zaxo, Erbil hattı boyunca devam eden tepeler silsilesinde kazılar yapıldıkça tarihe dair bilinenler yeniden baştan yazılıyor. Ancak onlarca tepenin bulunduğu hatta şimdiye kadar herhangi bir kazı çalışması tam olarak sonuçlanmış değil. Bu tepeler silsilesi içinde en dikkat çekenleri ise, Urfa’daki Göbekli Tepe (Girê Mirazan) ve Karahan Tepe (Girê Keçelan) ve bu tepelerde yürütülen kazı çalışmaları ise çok az bir bölgeyi kapsıyor. Yer altı radar taramasında sadece Göbekli Tepe’de 20’den fazla odanın daha bulunduğu, ancak şimdiye kadar sadece 4 odanın gün yüzüne çıkarıldığını ortaya koymuştu. Ortaya çıkan 4 odada elde edilen bulgular bile, şimdiye kadarki tarih okumalarını tamamen değiştirmeye yetti. Milattan önce 10 binli yıllara tarihlenen en eski odalar, sanıldığının aksine medeniyetin geç dönemlerde Sümerlerle değil, çok daha önce başlamış olabileceğini ve insanların yerleşik hayata geçişine dair klasik anlatıların da doğru olmayabileceğini göstermişti.
Bu tepeler silsilesi içinde yer alan Mendik Tepe’de de kazı çalışmaları devam ediyor. Urfa’nın Eyyübiye ilçesi kırsalındaki Payamlı Mahallesi’nde bulunan Mendık Tepe ve Çakmak Tepe’de 2024’te Liverpool Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Douglas Baird başkanlığında, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi işbirliği ve İngiliz Arkeoloji Enstitüsü desteğiyle başlatılan kazılar bu yıl da sürüyor.
“SAĞLAM TAŞ İŞÇİLİĞİ DİKKAT ÇEKİYOR”
Yapılan kazılarda Mendik Tepe’de Neolotik döneme ait izlere rastlandı ve bu tepenin Göbekli Tepe ve Karahan Tepe’den daha eski olabileceği kaydediliyor.
Prof. Baird, alanda farklı boyutlarda yapılar ortaya çıkarıldığını belirterek, bunların işlevlerini anlamaya çalıştıklarını söyledi. Baird, şunları kaydetti:
“Geçen yıl açtığımız kazılarda birçok bina ortaya çıktı. Bunların bazıları büyük, bazıları küçük. Bu yıl, bu farklılıkların nedenlerini anlamaya çalışacağız. Küçük yapılar depolama ya da yemek hazırlama gibi özel işler için mi kullanıldı? Dört-beş metrelik olanlar konut olabilir mi? Daha büyük olanlar ise konut mu yoksa ritüellerin düzenlendiği özel yapılar mıydı? Özellikle bir açmadaki büyük binanın sağlam ve özenli taş işçiliği dikkat çekiyor. Bu da yapının ritüel amaçlı olma ihtimalini güçlendiriyor.
“GÖBEKLİ TEPE’DEN DE ESKİ”
Mendik Tepe’nin Neolotik Dönemin en başlarına tarihlendiğini düşündüklerini belirten Baird, Mendik Tepe’nin Göbekli Tepe ve Karahan Tepe gibi diğer tepe silsilesiyle ilişkili olduğunu, ancak onlardan daha eski bir yerlme olma ihtimalinin bulunduğunu kaydetti. Baird, şu bilgileri verdi:
“Neolotik dönemin en başlarına tarihlendiğini düşünüyoruz. Bu çalışmalar, hem Taş Tepeler Projesi’nin gelişimini hem de Neolitik dönemin nasıl başladığını ve geliştiğini anlamaya katkı sağlıyor. Her iki alanın (Mendik Tepe ve Çakmak Tepe), diğer taş tepe yerleşimlerinden biraz daha eski olabileceği görülüyor. Göbekli Tepe ve Karahan Tepe’deki gibi büyük ‘T‘ biçimli dikili taşlar yerine, burada ‘T‘ biçimli olmayan ancak dikili taşlara rastlanması, yerleşime özgü farklı bir özellik sunuyor.”