Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Leyla Zana mücadeleye başladığı yılları anlattı |

"Cam bardak"lı ilk eylemden "Ateşten gömlek"le parlamentoya

Leyla Zana mücadeleye başladığı yılları anlattı |

İlk eyleminden milletvekilliğine uzanan yolculuğu anlatan Leyla Zana, “Arkadaşlarını yaşatmak için ölüme gidenlerin ruhuyla başladık” dedi.

HABER MERKEZİ – Kürt siyasetinin simge isimlerinden Leyla Zana, Diyarbakır’da katıldığı bir konferansta siyasi mücadelesine nasıl başladığını, ilk eylemini ve Meclis’e uzanan yolculuğunu anlattı.

Özgür Kadın Hareketi’nin (Tevgera Jinên Azad – TJA) düzenlediği 1. Kürt Kadın Parlamenterler Konferansı’nda konuşan Zana, 1980’li yıllarda Diyarbakır Cezaevi önünde yaşadığı bir anıyla başlayan politik sürecini, hafızalarda iz bırakan bir konuşmayla aktardı.

Zana, cezaevi direnişlerinin kendisini nasıl politize ettiğini, cam bardak talebiyle başlayan ilk çıkışını ve halkın karşısına “ateşten gömlekle” çıkma hikayesini çarpıcı yaşanmışlıklarla dile getirdi.

Zana, 1980’li yıllarda Diyarbakır Askeri Cezaevi’ndeki işkencelere karşı gelişen Kürt devrimci direnişinin, kendisini politize ettiğini söyledi. Cezaevinde tutuklu bulunan arkadaşlarını ziyarete gittiği sırada yaşanan bir diyaloğun, onun için bir kırılma anı olduğunu vurguladı.

DİYARBAKIR CEZAEVİ: İLK EYLEM

O dönem askeri yetkililerle yaşadığı bir diyaloğu aktararak, “cam bardak” isteğiyle başlayan ilk direnişini anlattı.

Zana, bir subaya “Orada dur” diye karşı çıkışının ilk eylemi olduğunu söyledi ve direnenleri hatırlatarak “Arkadaşları yaşasın diye ölüme gidenlerin ruhuyla mücadeleye başladık” dedi.

Zana’nın anlatımı şöyle:

דMücadelede, eylemde güçlüydüm. Daha 80’li yıllarda zindandaki arkadaşlarımız bizi politize etmişti. Herkes sadece tutuklu akrabalarını ziyaret etmiyordu. Kar kış demeden sabah erken gidiyor bazen gece saat 9’a kadar beklemek zorunda kalıyorduk.

Görüşme olunca da ya 2 ya 3 dakika kadar zaman tanıyorlardı bize. Ne görüşmenin belli bir saati vardı ne de tutukluların nasıl olduğundan haberimiz vardı.

O zaman her şey askeriyenin elindeydi. Tutuklu arkadaşlar o zaman ilk defa açlık grevi başlattı. Bir grup kadın bir araya geldik 7. Kolordu’ya gittik. Niye görüşmeler gerçekleşmiyor diye soralım istedik.

Bir subay çıktı karşımıza, rütbelerden anlamıyorum. “Ne istiyorsunuz?” dedi. “Tutukluların talepleri var” dedik. Siyasi talepleri vardı ama günlük yaşamla ilgili talepleri de vardı. Kitap istiyorlardı, avukatlarla görüşmek istiyorlardı. Bir de cam bardak istiyorlardı. Subay sinirlendi.

“Neden cam bardak istiyorlar?” diye beni azarladı. Ben de bunun gayet normal olduğunu belirttim. “Plastik bardak vermişiz onlarda içsinler” dedi. “Niye camı vermiyorsunuz?” diye sordum.

Tabi o zaman Türkçeyi tam bilmiyorum. Subay bir şeyler söyledi anlamadığım. Son olarak “Cam bardağı onlara verirsek camı kırıp birbirlerini öldürürler” dedi.

“Orda dur” dedim. “Bu insanlar arkadaşı yaşasın diye ölüme gider” dedim. “Arkadaşı yaşasın diye bu insanlar kendini öne atar” dedim.

Daha Dörtlerin Gecesi yaşanmamış, daha ölüm orucu başlamamıştı. Evet bu benim ilk eylemimdi. Cam bardak konulu eylemim.

Ertesi gün bizi tekrardan çağırdılar ve aynı subay “cam bardakları verdik” dedi. “Nasıl?” diye sorduk. Anlattı. Gece uyuyamadım bir türlü. Eşim “neden uyumuyorsun? diye sordu. Aklımdan o söz çıkmıyordu. Onlar ki arkadaşlarını yaşatmak için tek tek ölüme gitmeye hazırdırlar. İşte biz bu ruhla mücadeleye başladık.”

HALKIN KARŞISINA İLK ÇIKIŞ: ATEŞTEN GÖMLEĞİ GİYDİK

Kürt siyasetinin 1991 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girişi ve kendisinin milletvekili olma sürecinin de nasıl geliştiğini anlattı.

Zana, o dönemi bir Kürt kadın aday olarak “Ateşten gömleği” giydik diye anlattı:

Zana’nın o döneme dair sözleri şöyle:

ד1991’de zamansız bir seçim gündeme geldi. O zamanda Türk yöneticileri güvenlik ve ekonomik zorluklar çekiyorlardı. Ülkeyi yönetemeyecek duruma gelince çareyi erken seçimde gördüler. O seçimde bazıları bana sordu; “Ne düşünüyorsun? diye. Çünkü görüyorduk halk hazırdı bir kadını aday göstermek için. Hemen çantamı kaptığım gibi Avrupa’nın yolunu tuttum. “Ben olmayayım da kim olursa olsun” diyordum. Hatta yerime bazı isimler önerdim, beni gündeme getirmesinler diye. “Onlar daha yeteneklidir” dedim. Daha sonra beni telefonda arayarak “Senin ismini de yazmışız ister gel ister gelme. Ama listedesin” dediler. Mecburen, boynumu büktüm ve döndüm.

İlk defa sahneye halkın karşısına çıktığımda dedim ki “Bize ateşten bir gömlek giydirdiniz ama giyeceğiz, çünkü bu sizin talebiniz dedim. Demem o ki; parlamenter olmak istemiyordum.”

Leyla Zana’nın yaptığı konuşma:

 

 

Benzer Haberler