Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Nuri Fırat yazdı |

Lozan, İnönü ve Kürtler: Bulun Şu İngilizi!

Nuri Fırat yazdı |

İsmet İnönü, Lozan Antlaşması görüşmeleri sırasında Kürtleri Turani ilan etmişti ve kaynağı da bir İngilizdi. 48 yıl sonra Türkiye İnönü’nün iddiasını doğrulamak için bu kaynağı araştırmaya karar verince kendini yalanlamıştı.

Nuri FIRAT

Lozan Antlaşması 102 yıl önce, 23 Temmuz’da imzalandı; tartışmaları aylarca sürdü, zira zor başlıklar vardı, biri de Kürtler ve Kürdistan’dı, ama Kürtlere rağmen. İnönü ise koca bir Kürt yalanı ortaya atmıştı ve 48 yıl sonra devleti bunu teyit etmek istemişti. Sonuç mu? İbretlik!

Öncelikle Lozan görüşmeleri sırasında iki başlıkta Kürtler ve Kürdistan gündem olmuştu: Azınlıklar ve daha çok da Musul başlıklarında. Bu konular tartışılırken Türk heyeti de, İngiliz heyeti de Kürt ve Kürdistan sözcüklerini telaffuz etmişti. Ama niyetleri başkaydı…

Azınlıklar konusunda Kürtler konusu aslında kolayca gündemden düşürülmüştü ve Türklerin istediği olmuştu. Ama Musul meselesi epey tartışmalıydı ve esasında Kürtler bu başlıkta “işlevseldi”. Nitekim antlaşma imzalandığında Musul daha sonraya bırakılmıştı.

Türkler de İngilizler de petrol kaynakları için Musul üzerinden hak iddia ediyorlardı. Bunun için de Musul vilayetindeki Kürt nüfus iki taraf için de kozdu. Ama Türkler de, İngilizler de Kerkük dahil Musul vilayetinde nüfusun çoğunluğunun Kürtler olduğunda hemfikirdi.

Taraflar karşılıklı istatistikler paylaşmıştı. (Mesela bugün Kerkük Türk’tür diyenlerin aksine Türk heyeti Kerkük’te Kürtlerin çoğunlukta olduğunu söylüyordu.) Ayrıca Türkiye’deki Kürtlerin temsiliyetleri vs de tartışma konusu olmuştu.

İki taraf da istatistikleriyle, argümanlarıyla Kürtlerin kendilerinden yana olduğunu belirtip, haliyle Musul’un kendilerine bırakılmasını istiyordu. Tabi kimsenin Kürtlere sorduğu falan da yoktu. Bu konuyla ilgili oturumlardan biri de 12 Ocak 1923’te yapılmıştı.

Türk heyetinin başındaki “Kürt kökenli” İsmet İnönü, bu oturumda Kürtlerin Asurlar zamanında yaşadığı belirtilen Turanî Gutu adlı bir kavimden geldiklerini ileri sürmüştü ve kaynağı ise Encyclopedia Britannica idi, yani İngiliz ansiklopedisi…

İnönü’nün iddiasına İngiliz heyetinin başındaki Lord Curzon alaycı biçimde cevap vermiş, “Kürtlerin Türk olduğunu tarihte ilk kez keşfetmek, Türk delegasyonun kaderine yazılmış anlaşılan” demiş ve bu konuda herhangi bir kaynağın olmadığını da eklemişti.

Peki, kim doğru söylüyordu? Aslında ikisi de… Ama İnönü’nün doğrusu koca bir yalana dayandığı için ta en başta sıfırlanıyordu. Buna rağmen bu yalan Türk devletinin resmi siyaseti olabilmişti ve yüzyıldır Kürtlerin bundan ne çektiğini ise anlatmaya gerek yok.

23 Ekim 1971’de Türk Dışişlerinden Londra Büyükelçiliğine 152 sayılı “Kürtlerin Etnik Kökeni Hakkında” bir araştırma talimatı gitti ve “H.C. Rawlinson’un, Encyclopedia Britannica’da, Kürtlerin Turanî ırktan geldikleri yolundaki görüşünü hangi kaynaklara dayanarak ileri sürmüş olabileceği hakkında” araştırma isteniyordu.

Lozan’dan 48 yıl sonra gönderilen bu talimat için Bulgar göçmeni milliyetçi diplomat Bilal N. Şimşir görevlendirilmişti. Şimşir şöyle diyordu: “İsmet Paşa’nın Ocak 1923’te yaptığı konuşma 48 yıl sonra Ankara’da hatırlanmış ve benden bu konuyu aydınlatmam isteniyordu. İnsan gerçekten merak ediyor: Encyclopedia Britannica’da tam olarak ne denmişti?”

Şimşir, talimattan 40 küsur yıl sonra iki cilt halinde “Kürtçülük” başlıklı kitap yazdı, Kürtlerle ilgili her şeyi “dış güçlere” bağlıyordu ve ona göre de Kürtler Türk’tü. Peki, kaynağı neydi? İşte ırkçının trajedisi burada başlıyor, zira o da herhangi bir kaynak bulamamıştı.

Evet, İsmet İnönü’nün referans verdiği kişi Rawlinson adındaki bir İngiliz’di, kendisi 1800’lü yıllarda bölgede sömürge görevlisi ve Asurolog olarak çalışmıştı, 1875-1911 aralığında ansiklopedinin 9., 10. ve 11. edisyonunda yer alan “Kürdistan” maddesini o yazmıştı. (Bu arada Rawlinson’un Kürdistan makalesi 1918’de Kürdistan Teali Cemiyetinin yayın organı Jîn Dergisinin 10., 11. ve 12. sayılarında da Türkçe yayımlanmıştı. Belki de İnönü burada bulup okumuştu!)

Rawlinson’a göre, “Asıl Kürtçenin mensup olduğu Aryen dil grubundan geldiği konusunda kuşkuya yer yoktur” ve haliyle “Kürtlerin ‘Türklere dil bakımından” “yabancı kaldıklarından” da öyle… Kürtlerin kökenine gelince makalenin bir paragrafında Turanî göndermesi vardı.

İnönü’nün bir hazine olarak sarıldığı bu makale, ansiklopedinin 11. edisyonundan sonra değiştirildi ve Kürtlerin Turanî kökenine dair gönderme de artık yoktu, zira yeni bulgular ve araştırmalar bambaşka şeyler söylüyordu. Ama Şimşir için durum böyle değildi.

“Rawlinson söylemişse mutlaka bir bildiği vardır” motivasyonuyla hareket eden Şimşir, Rawlinson’a dair her şeyi araştırmıştı. Rawlinson’un 16 kitabını ve İngiliz arşivlerindeki raporlarını incelemiş ve “doğrudan Kürtlerin menşei ile ilgili satırlara rastlayamadığını” not etmişti.

“Rawlinson’un Bağdat’ta İngiltere Konsolosu sıfatıyla görevli bulunduğu yıllara (1844-1855) ait” “11 cilt halinde toplanmış” ve “İngiltere Devlet Arşivlerinin Dışişleri Arşivleri bölümünde muhafaza edilen” resmi yazışmaları da Şimşir’i eli boş bırakmıştı.

Sonra Şimşir, Rawlinson’u da kapsayan dönemin İngiliz arşivlerine el atıyor. “Kürtler ile ilgili İngiliz Konsoloslukları raporları”nı içeren “1844-1913 yıllarına ait 130 kadar arşiv cildi tespit” ettiğini yazıyor. Ama yine Şimşir hüsrana uğruyor, elde var sıfır. Ama pes etmiyor.

Şimşir, Rawlinson’un Kürdistan makalesindeki referansları da araştırıyor. Mesela Kürtlerle ilgili epey bilgisi olan “Türk dostu” A. H. Layard ve C. J. Rich. Şimşir’in sadece eli boş kalmamıştı, kendi ifadesiyle, Layard Rawlinson’un görüşlerini kuşkuyla karşılıyordu, Rich de öyle…

İnönü’nün yalanını ispatlamakla görevli Şimşir, bütün çabasına rağmen bir şey bulamayınca, bu kez kaynağı belirsiz çivi yazılarından dolayı öve öve bitiremediği Rawlinson’un “karanlıkta bıraktığı noktalardan” dolayı dert de yanıyordu, şöyle yazmıştı:

“Gerek bu yazıtların, gerek çok daha önceki devirlere ait olduğu anlaşılan ilk çivi yazısı belgelerin (early cuneiform records) kesinlikle nerede bulundukları veya bunların kitaplar halinde yayımlanıp yayımlanmadıkları hakkında Rawlinson hiçbir bilgi vermemektedir…. Kürtlerin Turan soyundan geldiklerini açık seçik belirten böyle belgeler varsa bunlar halen nerededir? Kimler tarafından çözülüp okunmuştur? Yalnız Kürtlerin menşeinden söz ederken yazar [yani Rawlinson], “modern research” (modern araştırmalar) ve “we now find that” (bugün şunu buluyoruz ki) ifadelerini kullanmaktadır. Fakat bunlarla kendisinin şahsi araştırmalarını mı yoksa yazının kaleme alındığı devirlerde ilim adamlarının yeni araştırma ve buluşlarını mı kastetmektedir, belli değildir.”

Ve çivi yazılarından umduğunu bulamayan Şimşir, birkaç ay sonra “titiz araştırmalarını” rapor olarak Ankara’ya göndermiş ve Rawlinson’un Kürdistan makalesi için başvurduğu “İngiliz Konsoloslukları raporlarında” sonuç elde edilebileceğine “pek ihtimal vermediğini” yazmıştı.

Şimşir, sonra ise şöyle diyor: “Kürtlerin Turanî soydan geldiklerine değinen ikinci elden bazı belgelere veya satırlara belki rastlanabilir. Ayrıca, Kürtlerin menşei hakkında değilse bile, Kürtçülük sorunu tarihi hakkında İngiliz Konsoloslukları raporlarında çok ilginç belgeler bulunabileceğini sanıyorum.”

Yani “Kürtleri Turanî yapamasak bile, Kürtçülükle ilgili belge toplarız, bu da kârdır” diyor. Nitekim 2000’li yıllarda Kürtçülük kitabını bu mantıkla yazmıştı ve bu kitapla pek saygın kabul edilen Sedat Simavi SosyalBilim ödülünü de almıştı. Ne saygınlık ama!

Sonuç olarak Şimşir, aslında İnönü’nün ve devletinin Kürt yalanını kanıtlamıştı ve bir de Ankara’ya akıl veriyordu: “Naçizane kanaatimce, Kürtlerin gerek menşei, gerek yakın tarihi üzerinde ciddi araştırmalara ihtiyaç vardır” diyordu. Ankara ondan, o Ankara’dan istiyordu! Komedi işte…

 

Daha fazla bilgi için:

Türkiye’nin Kürt İnkarı İçin Peşinden Koştuğu İngiliz: https://youtu.be/tzBHS3BtZhc?feature=shared

Lozan Antlaşması, Kürtler ve Musul – Kerkük: https://youtu.be/BgBn1Z0Aw6c?feature=shared

 

Kaynakça

Bayır, Derya (2017). Türk Hukukunda Azınlıklar ve Milliyetçilik. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları

Fırat, Nuri (2015). Aşiret ve İsyan / Batının Kürt Algısı. İstanbul: Avesta Yayınları

Göldaş, İsmail (2009). Lozan / ‘Biz Türkler ve Kürtler’. İstanbul: Avesta Yayınları

Kurubaş, Erol (2004). Sevr-Lozan Sürecinden 1950’lere (Cilt 1) / Kürt Sorununun Uluslararası Boyutu ve Türkiye. Ankara: Nobel Yayın

Layard, Austen H. (2000). Ninova ve Kalıntıları. İstanbul: Avesta Yayınları

Oran, Baskın (2015). Türkiye’de Azınlıklar / Kavramlar, Teori, Lozan, İç Mevzuat, Uygulama. İstanbul: İletişim Yayınları

Rich, Claudius James (2018). Aşağı Dicle’den Bağdat’a Bir Yolculuk / Şiraz İle Persepolis’i Ziyaret / Kürdistan ve Eski Ninova’da Bir Yaşamöyküsü. İstanbul: Avesta Yayınları

Şimşir, Bilal N. (2007). Kürtçülük (1787-1923). İstanbul: Bilgi Yayınevi

Şimşir, Bilal N. (2009). Kürtçülük II (1924-1999). İstanbul: Bilgi Yayınevi

 

Benzer Haberler