32 yıl önce Siverek’te gözaltına alındı. Jandarma polise verdiğini, polis Bucak Aşireti’nin sorumlu olduğunu, Bucak Aşireti ise devlete teslim ettiklerini belirtti. Bütün bunlara rağmen savcılık “ailenin soyut iddiaları” diyerek dosyayı kapattı. Cumartesi Anneleri Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu.
HABER MERKEZİ – Cumartesi Anneleri bu haftaki eylemde, 32 yıl önce Urfa’nın Siverek ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınmayan Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu.
Cumartesi Anneleri’nin açıklamasını İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Eren Keskin okudu. Türkiye’de gözaltında zorla kaybetmelerin bir devlet politikası olduğuna dikkat çeken Keskin, bu nedenle kaybedilenlerin akıbetini ortaya çıkaracak ve failleri cezalandıracak nitelikte etkili soruşturmanın hiçbir zaman yürütülmediğini vurguladı. Kayıp yakınlarının sistematik inkâr ve cezasızlık politikasıyla baş başa bırakıldığının altını çizen Eren Keskin, devletin kayıpların akıbetine dair bilgi vermeyerek yakınlarına işkence ettiğini söyledi.
HÜSEYİN TAŞKAYA SİVEREK’TE GÖZALTINA ALINDI
Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sormak için bir araya geldiklerini belirten Eren Keskin, Taşkaya’nın hikayesi hakkında şunları paylaştı:
Artan tehditler nedeniyle ailesini İstanbul’a gönderdi, kendisi ise işlerini toparlamak için bir süreliğine amcasının evinde kalmaya başladı. 6 Aralık 1993 günü, amcasının Siverek/Bağlar Mahallesi’ndeki evine 30 araçlık bir konvoyla gelen askerler, polisler ve Bucak Aşireti’ne mensup korucular, Hüseyin Taşkaya’yı zorla gözaltına alarak askeri bir araca bindirip götürdü. Bu olay, akrabalarının ve mahallelinin tanıklığında gerçekleşti. Aile, jandarma, emniyet, savcılık ve valilik arasında cevapsız bırakıldı.”
DOSYA TAKİPSİZLİKLE KAPATILDI
Askeri yetkililerin, Taşkaya’yı gözaltından alındıktan sonra polise teslim ettiklerini iddia ettiğini aktaran Eren Keskin, emniyetin ise “Bizde yok, Sedat Bucak’a sorun” diyerek sorumluluktan kaçındığını ifade etti.
Eren Keskin, “Dönemin Doğru Yol Partisi ( DYP) milletvekili ve korucubaşı Sedat Bucak ise ‘Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonrası devletin bilgisi dahilindedir’ dedi. Ancak Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı. Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm tanıklığa rağmen olayı ‘ailenin soyut iddiası’ olarak değerlendirdi ve dosyayı takipsizlik kararıyla kapattı” diye konuştu.
“ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Hüseyin Taşkaya’nın gözaltında kaybedilişinin 32’nci yılında bir kez daha yargı makamlarına seslenen Eren Keskin, “Ailenin, Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini ve faillerin kimliklerini bilmeye hakkı vardır. Ulusal ve uluslararası hukuk normlarından doğan sorumluluklarınızı yerine getirin. Hüseyin Taşkaya’nın kaybedilmesiyle ilgili gerçeği ortaya çıkaracak ve suçtan sorumlu olanları cezalandıracak nitelikte etkili bir soruşturma ve kovuşturma başlatın. Kaç yıl geçerse geçsin, Hüseyin Taşkaya ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.



