Dünyada protestoların mizahi üretimi, klasik eylemlere bir alternatif sunuyor: Hem eğlenceli, hem düşündürücü, hem de güç verici. Şapka, fular, terlik, ayakkabı derken şimdi de sanal ve reel sahneler sandviçin.
NÛMEDYA24- ABD’nin başkenti Washington’da, 10 Ağustos’ta yaşanan küçük bir olay kısa sürede politik bir sembole dönüştü. 37 yaşındaki Sean Dunn, sınır polisiyle yaşadığı tartışma sırasında elindeki sandviçi polise fırlattı. Bu eylem, Başkan Trump’ın başkente federal kolluk güçlerini yoğun bir şekilde sınırlara sevk ettiği dönemde gerçekleşti.
O anların videosu hızla sosyal medyada yayıldı ve Dunn, kısa sürede “Sandwich Guy” (Sandviç Adam) lakabıyla tanındı.
Amerikan savcısı harekete geçti ve onu ağır bir suçlamayla yargılamak istedi. Ancak federal mahkemelerde ender rastlanan bir kararla büyük juri, savcının ceza talebini reddetti. Dunn sadece “görevli memura mukavemet” suçundan ceza aldı. Bu ceza 1 yıllık hapis demekti. Trump yönetimi döneminde Washington’da artırılan federal polis varlığı birçok kişi tarafından baskıcı bir önlem olarak görülüyor.
Dunn’ın sandviç fırlatma eylemi de bir anda bu baskıya karşı mizahi ama etkili bir protesto sembolüne dönüştü.
Sokaklarda duvarlara “Sandwich Guy” tagleri yazıldı, tişörtler basıldı, hatta protestolarda sandviçler havaya kaldırılarak sembolik bir dayanışma gösterildi.
Bazı mahallelerde duvar grafitileri haline dönüştü ve hediyelik objelerle birlikte bir çeşit yerel direniş sembolü oldu.
HENÜZ COVFEFE’NİN ETKİSİ GEÇMEMİŞKEN…
Amerikan protesto kültürü uzun süredir, ciddi öfkenin içine mizah ve gündelik objeleri katarak güçlü semboller yaratıyor. Trump döneminde sosyal medyanın siyasetteki rolüne dair en ilginç örneklerden biri de “covfefe” vakasıydı.
31 Mayıs 2017’de Trump’ın Twitter’da yarım kalmış ve anlamsız bir kelimeyle biten mesajı, günlerce tartışıldı ve sonunda protestolarda pankartlara, tişörtlere ve internet şakalarına dönüştü. “Covfefe”, Trump yönetiminin kaotik ve tutarsız yönünü simgeleyen kültürel bir sembol haline geldi.
Tweet yarım kaldı ve “covfefe” kelimesi İngilizcede ya da başka bir dilde hiçbir anlam taşımıyordu. Mesaj saatlerce silinmedi, milyonlarca kişi gördü. İnsanlar “covfefe”nin ne anlama geldiğini tahmin etmeye, espriler yapmaya başladı. Kimisi bunun “coverage” (haber kapsamı) yazmak isterken yapılan bir yazım hatası olduğunu söyledi. Sosyal medyada patlama yaşanıyordu.
Trump ise tweet’i silmek yerine “Kim bu kelimenin gerçek anlamını bilecek? Eğlenin!” diyerek olayı daha da büyüttü. Ardından “covfefe” tişörtleri, kupaları, şapkaları çıktı; protestolarda pankart oldu.
DÜNYADAN MİZAHİ DİRENİŞ ÖRNEKLERİ
Ayakkabı, Arap kültüründe aşağılama sembolü. Gazeteci Muntazar El Zeydi, 14 Aralık 2008 tarihinde Bağdat’taki bir basın açıklamasında ABD Başkanı George W. Bush’a ayakkabı fırlattı. Bu ayakkabı kısa sürede dünya gündemine yerleşti ve bir direniş ikonuna dönüştü. ABD’den Manila’ya kadar birçok eylemde ayakkabı bir protesto objesi olarak kullanıldı. Öyle ki ayakkabının bronzdan heykeli de yapıldı, sembolik olarak bir modeli New York’ta bir müzede de sergilendi. Orijinal ayakkabı ise ABD’li askerler tarafından paramparça edilmişti.
