Meclis komisyonun Abdullah Öcalan ile görüşmesinin süreç açısından hayati önemde olduğunu belirten Hatimoğulları, Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük tehditlerin kabul edilemez olduğunu söyledi.
HABER MERKEZİ – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) il eşbaşkanları, parti genel merkezinde güncel gelişmeleri ele almak amacıyla toplandı.
Toplantının açılış konuşmasını DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları yaptı. Hatimoğulları, Kürt sorunun çözümü için başlatılan süreç, komisyon çalışmaları ve iktidar cephesinden Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük tehdit mesajlarını değerlendirdi.
Ortadoğu başta olmak üzere dünyada yaşanan çatışmalar ve savaşlara değinen Hatimoğulları, böylesi bir ortamda Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının öneminde değindi.
Hatimoğulları, “Sayın Öcalan’ın yapmış olduğu çağrı Ortadoğu’nun ve Batı’ya kadar yansımış olan savaşların devam ettiği bütün bu tablo içinde adeta bölgede parlayan bir meşale olmuştur” dedi.
Barışa bu anlamıyla daha güçlü sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Hatimoğulları, “Bu çağrının tarihsel anlamını bölgedeki siyasal toplumsal ve iktisadi gelişmelere baktığımızda ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz. ‘Ateş ateşi büyütüyor’ derler ya bu ateşin Türkiye’ye sıçramaması için gerçek anlamda bir barışın tesis edilmesi hayati bir öneme sahiptir” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE İÇ BARIŞ DEYİP ROJAVA’YI TEHDİT ETMEK OLMAZ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli başta olmak üzere iktidar cephesinden Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük tehdit açıklamalarına da tepki gösteren Hatimoğulları, şunları söyledi:
דÖzellikle Türkiye’de izlenen siyaset için şunu açıklıkla belirmek isteriz ki: Türkiye’de iç barış deyip Rojava’yı tehdit etmek birbiriyle uyuşmayan yaklaşımlardır. Bugün biz Türkiye Kürdi ile barışırken aynı zamanda Suriye, Irak ve İran Kürdüyle de barışmalıyız. Burada barışı ve demokrasiyi tesis edeceksek aynı şeyi 914 km’lik sınıra sahip olduğumuz Suriye ile de yapmak zorundayız. Türkiye eğer gerçekten bir güvenlik koridoru oluşturmak istiyorsa güvenlik koridorunun barıştan geçtiğini hiçbir zaman unutmamak lazım. Güvenlik, silahla, tankla, topla sağlanmaz. Güvenlik her halkın hakkını ona vermekle sağlanır, eşit yurttaşlığın tesis edilmesi ile sağlanır.
Demokratik bir Suriye’yi oluşturmanın Kürtlerin, Alevilerin ve Dürzilerin haklarının verilmesi anlamı taşıyor. Aslında güvenli bir sınıra kavuşmamız demektir. Türkiye’nin durması gereken nokta tam da budur. O nedenle son zamanlarda hükümet temsilcileri tarafından Rojava’ya dönük tehditkâr açıklamaları kabul etmediğimizin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.”
KOMİSYONUN ÖCALAN İLE GÖRÜŞMESİ HAYATİ ÖNEMDE
Süreçte Öcalan ve PKK’nin attığı somut adımlara karşın iktidar ve devlet tarafından henüz somut bir adım atılmadığını hatırlatan Hatimoğulları, Meclis’teki komisyon çalışmalarına ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
דKomisyon, toplumsal mutabakatı güçlendirmeli ve özel bir yasayla demokratik entegrasyon ve özgürlük yasalarını parlamentonun gündemine taşımalıdır. 1 Ekim’de başlayacak yeni yasama döneminde bu konulara dair taslak çalışması olmaması, oyalama politikalarının göstergesidir. Komisyonun en acil konularından biri de ‘umut hakkı’dır. Sayın Öcalan’ın özgür yaşama ve çalışma koşullarının acilen oluşturulması gerekiyor. Öcalan, sürecin başarısı için aktif rol üstlenmek istiyor. Komisyonun İmralı’ya giderek Öcalan’la görüşmesi hayati önem taşıyor. Komisyon cesur olmalı, ezberleri bozmalı, ön açıcı adımlar atmalıdır.”