Barış, huzur ve kardeşlik iklimini tesis edecek her samimi adımı desteklediklerini belirten Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, “Dayanışma ve kardeşlik sadece silahların susmasıyla değil, bu coğrafyanın her bir insanının ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal açıdan kendini tam anlamıyla iyi hissetmesiyle gerçekleşir” dedi.
HABER MERKEZİ – Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mahmut Arıkan, TBMM’deki Yeni Yol Grup Toplantısı’nda gündemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Arıkan konuşmasına Özgürlük Filosu’na katılan ve İsrail askerleri tarafından gözaltına alınan Yeni Yol Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan ve Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün’e dikkat çekerek başladı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu çağrıyı yaptı:
TÜRKİYE’NİN ‘İTİBAR MESELESİ’
“Türkiye Cumhuriyeti devletinin seçilmiş 3 milletvekili, İsrail askerleri tarafından uluslararası sularda alıkonulmuştur. Bu durum karşısında, milletvekillerimiz herhangi bir İsrail hapishanesine girmeden, herhangi bir başka muamele görmeden, hatta gözaltına bile alınmadan derhal Türkiye’ye getirilmesini sağlayın. Bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin itibarı meselesidir.”
“FOTOĞRAF KARESİ, KUTUPLAŞMAYI ARTIRMAK İÇİN KULLANILIYOR”
“Fotoğraf karesiyle siyaset sadece Washington’dan yürütülmüyor” diyen Arıkan, TBMM’nin açılış gününde parti liderleriyle Erdoğan arasında gerçekleşen görüşmelere yönelik eleştirilere ilişkin şunları kaydetti:
דMaalesef, nazik bir davetin ve nezaketle geçekleşen icabetin ardından oluşan bir fotoğraf karesi, birlikteliği büyütmek yerine kutuplaşmayı artırmak için kullanılıyor. Birlik ve beraberliği, herkesin iktidar partisine teslim olması şeklinde okumanın sorunların çözümüne hiçbir katkısı olmayacaktır. Diğer taraftan ‘Türkiye Fotoğrafı’ denilen karede ana muhalefet partisi yer almıyorsa, iktidar, ana muhalefet partisini suçlamak yerine, kendi politikalarını gözden geçirmelidir.
“BARIŞ VE KARDEŞLİK İKLİMİNİ TESİS EDECEK HER ADIMI DESTEKLİYORUZ”
Kürt sorunun çözülmesi için başlatılan sürece ilişkin de konuşan Arıkan, “Elbette biz akan kanı durduracak, şiddete son verecek, siyasetin alanını genişletecek, hak ve özgürlükler üzerindeki kısıtlamaların kalkmasına vesile olacak; dilin, kimliğin, kültürün, inancın ve düşüncenin kendisini ifade etmesine en uygun zemini hazırlayacak; barış, huzur ve kardeşlik iklimini tesis edecek, tüm bunları hukuk ile şekillendirecek her samimi adımı destekliyoruz” dedi ve ekledi:
×Ancak kayyım uygulamalarını devam ettirerek, sosyal medya paylaşımlarından dolayı insanları gözaltılarla, tutuklamalarla sindirerek, KHK’lilerin, askeri okul öğrencilerinin adalet arayışına kulak tıkayarak, Barış Akademisyenlerini üniversite kürsülerinden uzak tutarak, asgari ücretliye ve emekliye sadaka ayarında maaş vererek, ev gençlerinin sayısını artırarak; kadınların, çocukların, yaşlıların ve engellilerin varlıklarını yok sayarak, esnaf ve çiftçinin sorunlarını görmezden gelerek; polisi, mesai mefhumunu gözetmeyerek bu ülkede hiçbir mesele çözülemez.
“DAYANIŞMA VE KARDEŞLİK SADECE SİLAHLARIN SUSMASIYLA DEĞİL…”
“Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarını sadece örgütün silah bırakmasına indirgeyip, bu ülkede farklı kesimlerin hak ve adalet arayışını yok sayarak hiçbir mesele çözülemez” vurgusunda bulunan Arıkan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türk, Kürt, Arap, Farisi ve bölgenin tüm halkları, hak ve adalet zemininde bir araya gelip, güçlü bir barışı inşa etme imkanı varken, ABD ve İsrail ile iş tutarak Filistin’de ve Suriye’de Beyaz Saray’ın direktifleri doğrultusunda adımlar atarak hiçbir mesele çözülemez. Dayanışma ve kardeşlik sadece silahların susmasıyla değil, bu coğrafyanın her bir insanının ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal açıdan kendini tam anlamıyla iyi hissetmesiyle gerçekleşir.”