Rekabet halindeki devletlerin yeni gözdesi hipersonik füze sistemleri. Çin, Rusya ve ABD rekabeti Soğuk Savaş’ın nükleer rekabetini aşmış durumda. Silahlanma harcamaları ise 1945’ten bu yana görülen en yüksek rakama ulaştı. Araştırmalar, silahlanma artışına paralel artan akut yoksulluğa işaret ediyor ve yoksulluğun temel nedenlerinden biri de savaş.
HABER MERKEZİ – 1945-1989 yılları arasına tarihlenen Soğuk Savaş döneminin en önemli özelliklerinden biri silahlanma yarışıydı.
ABD ve Sovyetler Birliği arasında oluşan çift kutuplu dünyada en tehlikeli yatırım ise nükleer silahlara yapıldı. Ancak Soğuk Savaş’ın bitmesi silahlanmaya yatırımı ortadan kaldırmadı, günümüzde ise Soğuk Savaş dönemini geride bırakan bir silahlanma yarışı ve yatırım söz konusu.
Soğuk Savaş döneminde nükleer silahlar öne çıkarken, günümüzde nükleer başlık da taşıyabilen çok daha etkili Hipersonik Füzeler başı çekiyor.
HİPERSONİK FÜZE
En önemli özelliği, hızı ve manevra kabiliyeti. Bu sayede ses hızının beş katından daha hızlı gidebiliyor. Bu, saatte 6 bin 200 kilometreden fazla hızlı uçabilmesi demek.
İleri düzey füze sistemleri olarak nitelendirilen Hipersonik Füzeler, balistik füzelerden farklı olarak atmosfer içinde yüksek manevra kabiliyeti ile süzülebiliyor, yön değiştirebiliyor ve hedefe doğru farklı rotalar izleyebiliyor.
Nükleer başlık taşıyabilme yeteneği, klasik savunma sistemlerini aşabilme becerisi ve hedefe çok kısa sürede ulaşma avantajı sayesinde Hipersonik Füzeler, hem saldırı hem de caydırma amacıyla en fazla yatırım yapılan füze sistemi olmaya başladı.
Hindistan’a karşı modernizasyon adımı | Pakistan ordusunda yeni füze gücü
HANGİ ÜLKELERDE VAR?
Küresel silahlanmada hakim olmayı mümkün kılacağı, savaş kabiliyetini en üst seviyeye çıkaracağı ve jeopolitik dengeleri yeniden şekillendireceği kaydedilen Hipersonik Füze sistemlerinde belli başlı ülkeler, diğer bütün alanlarda olduğu gibi öne çıkıyor ve bu, küresel güç çekişmesinin bir başka fotoğrafını ortaya koyuyor.
Açık kaynaklar tarandığında, füze sistemleri konusunda Çin’in başı çektiği görülüyor. Çin‘in “DF-ZF” isimli hipersonik aracı test ettiği belirtiliyor. 2019’da Çin’in, kuruluşunun 70. yıldönümü vesilesiyle, Pekin’de sergilediği Dong Feng (DF) serisi dikkat çekmişti.
Rusya’nın öne çıkan hipersonik silah sistemleri Avangard ve Kinjal. Özellikle Avangard’ın kıtalar arası uçabildiği, ses hızının 20 katına çıkabildiği ve nükleer başlıkla çok daha etkili olabildiği kaydedeliyor. Kinjal da hem konvansiyonel hem de nükleer başlık taşıyabilen yüksek manevra kabiliyetine sahip. Rusya’nın hipersonik ekipmanlarla donatılmış Oreşnik isimli balistik füzesi de bulunuyor ve bu, ilk kez Ukrayna savaşında kullanıldı.
Tahmin edilebileceği üzere hipersonik füze sistemine sahip bir diğer ülke ABD. Her ne kadar Çin ve Rusya’nın gerisinde kaldığı kaydedilse de, ABD üç farklı programla yarışa dahil olmuş durumda. ABD’nin “Dark Eagle” (LRHW), “ARRW” (AGM-183A) ve “HACM” (Hypersonic Attack Cruise Missile) hipersonik füzeleri öne çıkıyor.
Soğuk Savaş döneminde de rekabet halinde olan bu üç ana gücün yanı sıra İsrail’in Arrow 3 adında, önleyici olarak tasarlanmış hipersonik bir füzesi bulunuyor. İsrail ile gerilim halinde olan İran’ın da hipersonik füze sistemine sahip olduğu ileri sürülse de, henüz gün yüzüne çıkan bir şey yok.
Öbür yandan Kuzey Kore’nin Hwasong-8 ve Hwasongpho-16B, Hindistan’ın ET-LDHCM, LRAShM, Shaurya, BrahMos-II ve HSTDV, Fransa’nın ASN4G ve Almanya, Fransa, İtalya ve Hollanda’nın birlikte geliştirdiği TWISTER hipersonik füzeleri var. Bunlardan bazılarının testleri yapılmış durumda, bazıları ise geliştirilme aşamasında bulunuyor.
SİLAHLANMAYA AYRILAN BÜTÇE
1945-1989 arasında ABD ile Sovyetler Birliği arasında her alanda sert bir rekabet halinde geçen Soğuk Savaş’ın en önemli özelliklerinden biri de silahlanma yarışıydı. Özellikle nükleer silahlara yapılan yatırımlar ön plana çıkmıştı. Silahlanma yarışı, iki kutuplu dünyada ekonomik harcamaların en önemli kalemi haline gelmişti. Bugünkü durum ise, silahlanmaya çok daha fazla yatırım yapıldığını gösteriyor. Bu konuda Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) verileri çarpıcı bir tablo sunuyor.
SIPRI’nin silahlanmaya ilişkin verilerine göre, 2024’te bir önceki yıla göre askeri harcamalar yüzde 9.4 arttı. 2024’te dünya çapındaki toplam askeri harcamalar ise toplamda 2 trilyon 718 milyar dolara ulaştı. Bu, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük askeri harcamayı ifade ediyor.
×Silahlanma yarışında en fazla harcama ABD’ye ait: 2024 itibarıyla yüzde 5.7 artışla toplam 997 milyar dolar. Bu, NATO harcamalarının yüzde 60’ı demek.
Çin, ikinci sırada yer alıyor. 2024 itibarıyla 314 milyar dolar harcadı ve askeri harcamaları yüzde 7 artırdı. Çin, Asya-Pasifik’teki tüm askeri harcamaların yüzde 50’sini oluşturdu.
Rusya, 2024 itibarıyla 149 milyar dolar harcadı. Bu, askeri harcamaların yüzde 38 artışı demekti.
Avrupa ülkelerinde de silahlanmaya ayrılan bütçe arttı. Avrupa’nın NATO üyesi ülkeleri, toplam 454 milyar dolar harcadı. Silahlanmada başı çeken ülke ise Almanya. İngiltere’yi ilk kez geçerek Avrupa’da en çok savunma harcaması yapan ülke olan Almanya‘da askeri harcamalar 88,5 milyar dolara yükseldi. İngiltere ise 81,8 milyar dolar harcadı.
Türkiye ise, 2024 itibarıyla en fazla silahlanma için en fazla harcama yapan ülkeler arasında 17. sırada yer aldı. Silahlanma bütçesi, 2024’te bir önceki yıla göre yüzde 12 arttı ve 25 milyar dolara yükseldi. Türkiye’nin 2015-2024 döneminde askeri harcamaları ise yüzde 110 arttı.
SAVAŞ VE SİLAH, YOKSULLUK DEMEK
Bir yandan dev bütçelerin ayrıldığı silahlanma öbür yandan bu silahlarla korunduğu ileri sürülen insanlar… Ortada ciddi çelişkiler bulunuyor.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Oxford Üniversitesi’ne bağlı Oxford Yoksulluk ve İnsani Gelişme İnisiyatifi (OPHI) tarafından ortaklaşa hazırlanan bu yılki rapora göre, 112 ülkedeki 6,3 milyar insandan 1,1 milyarı akut yoksulluk içinde yaşıyor.
Araştırmanın en çarpıcı verilerinden biri ise şu: Yoksulluğun çatışma veya savaş ortamıyla doğrudan bağlantısı. Buna göre, Akut yoksulluk çerçevesinde değerlendirilen 1,1 milyar nüfusun yüzde 40’ı, yaygın olarak kullanılan üç çatışma ortamı veri setinden en az birine göre, savaş ve kırılganlığın olduğu ve/veya yeterli barış ortamının bulunmadığı ülkelerde yaşıyor.
Nükleer harcamalar rekor kırdı I 2024’te 100 milyar doları aştı