BIG_TP
Bluesky Social Icon
Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Suyu “silah” olarak kullanıyor |

Türkiye, Özerk Bölge’ye karşı Fırat’ın suyunu kıstı

Suyu “silah” olarak kullanıyor |

Türkiye’nin Fırat Nehri’nden akan suyu kısıtlaması, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerinde ve Suriye’de gündelik yaşamı, tarımı ve çevreyi olumsuz etkiliyor. Özerk Yönetim, uluslararası toplumu Türkiye’ye baskı uygulamaya çağırdı.

HABER MERKEZİ – Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerinde, Suriye ve Irak için hayati öneme sahip olan Ortadoğu’nun iki büyük nehri Fırat ve Dicle üzerinde politik hesaplar yapıyor ve bunun sonucu olarak suyu bir silah olarak kullanıyor. Türkiye’nin politik nedenlerle iki nehirden akan suyu kesmesi, Özerk Yönetim bölgeleri, Suriye ve Irak’taki milyonlarca insanı, tarımı ve doğal yaşamı olumsuz etkiliyor.

Türkiye’nin, politik olarak tanımadığı Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne yönelik “etkili silahlarından” biri de Fırat Nehri olduğu kaydediliyor. Mevcut durumda Türkiye’nin nehirden akan suyu önemli ölçüde kestiği bildiriliyor ve bu durum, Türkiye’nin daha önce imza attığı anlaşmaların ihlali olduğu gibi, Özerk Yönetim bölgelerinde ciddi sorunların yaşanmasına da yol açıyor.

ANHA Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre, Türkiye, Fırat Nehri’nin akışını önemli ölçüde azalttığı için Özerk Yönetim bölgelerinde tarım, çevre ve elektrik gibi alanlarda su krizi ortaya çıktı. Bu nedenle Barajlar Genel Müdürlüğü, Belikhi sulama kanalına bırakılan suyu kısıtlamak zorunda kaldı ve bu da Tabka, Rakka ve Deyr ez-Zor bölgelerinde 90 bin hektarlık tarım alanını olumsuz etkiliyor.

7 MİLYON İNSAN ETKİLENİYOR

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Barajlar Genel İdaresi üyesi İmad Ubeyd, “Normal şartlarda Fırat Barajı’nın maksimum seviyesi deniz seviyesinden 304 metre yüksekteydi. Ancak bu koşullar altında mevcut seviye 296,35 metreye düştü ve baraj 7,70 metrelik etkin depolama kapasitesini kaybetti. Bu durum, Fırat Nehri kıyısında yaşayan yaklaşık 7 milyon insanın hayatını etkileyecek insani, çevresel ve sosyal bir felaket riski oluşturuyor” diye konuştu.

TARIM, SAĞLIK VE ENERJİYE OLUMSUZ ETKİ

İmad Ubeyd, buğday, arpa, pamuk ve meyve ağaçlarıyla ünlü Fırat Havzası’nda nehir suyunun azalmasının tarımı olumsuz etkilediğini belirterek, pamuk tarımının büyük zarar gördüğünü, diğer ürünlerin üretiminin ise yarı yarıya azaldığını kaydetti.

Fırat Nehri’nin su seviyesindeki düşüşün çevre ve sağlık üzerinde de olumsuz etkileri olduğunu belirten Ubayd, durgun su nedeniyle kirlilik ve yosunların yayıldığını, bunun da çeşitli hastalıklara yol açtığını söyledi.

Su kesintisi enerjiyi de vuruyor. Tabka’daki Fırat Barajı’nda sekiz elektrik üretim ünitesinden dördü faaliyet gösteriyor. Her biri 110 megavat kapasiteli ve toplamda 440 megavat/saat elektrik üretiyorlar. Ancak mevcut üretim, su kesintisi nedeniyle 50 megavatı geçmiyor.

ACİL DURUM ÖNLEMLERİ

Türkiye’nin uyguladığı su kesintisi nedeniyle baraj yönetimi, mevcut su seviyesini korumak için önlemler almak zorunda kaldı. Bu önlemler kapsamında elektrik dağıtım saatleri kısaltıldı ve Belikhi sulama kanalındaki su akışı yarı yarıya azaltıldı. Daha önce saniyede 90 metreküp olan su akışı, şimdi saniyede 45 metreküpe düştü.

Su akışındaki azalmanın birçok insanın hayatı için büyük bir tehdit oluşturduğunu ve kışlık mahsullerin yanı sıra buğday gibi stratejik mahsulleri de etkilediğini belirten İmade Ubayd, durumun böyle devam etmesi halinde yazlık mahsullerde büyük bir felaket yaşanacağını söyledi.

Tabka’daki Fırat Barajı’ndan Deyr ez Zor’un batısındaki Cezrat el Buhemid ve Meteb el Bevarşid’e kadar uzanan Belikhi sulama kanalının uzunluğu 150 kilometre ve kanal suyu Fırat havzasını suluyor. Yaz aylarında, Süveydiye, Salhebiyat, Til Semin, Yamama, Endülüs, Kerame ve Ahvaz gibi bölgelerdeki 90 bin hektarlık tarım alanına saniyede 90 metreküp su sağlanıyor. Ayrıca, Tabka’dan Deyr ez Zor’a yaklaşık 2 milyon kişiye içme suyu ve sulama suyu sağlanıyor.

“SÖZLEŞMEYE GERİ DÖNMELİ”

Barajlar Genel Müdürlüğü, uluslararası toplumu acil müdahale çağırdı ve Suriye, Irak ve Türkiye arasında 1987’de imzalanan anlaşmada öngörülen miktarda suyu serbest bırakması için Türkiye’ye baskı yapılmasını istedi.

Anlaşmaya göre, Türkiye Suriye’ye saniyede en az 500 metreküp su sağlamak zorunda, ancak mevcut akış saniyede 250 metreküpü geçmiyor.

Benzer Haberler

Veriler çocuklar için neyi gösteriyor?

"Çocukların haklarını vurgulamak gerekiyor"

Komisyon raporunu hazırlayacak |

DEM Partili Türkdoğan: Barış Yasası’na ihtiyaç var

AYM’den ifade özgürlüğü kararı |

AYM: Basın savcı değil, mutlak ispat yükü yok

30 kişi hakkında gözaltı kararı l

Sigorta şirketine kayyum atandı

Komisyon raporunu hazırlayacak |

DEM Partili Türkdoğan: Barış Yasası’na ihtiyaç var

AP Raportörü Amor’dan sürece tam destek |

"Kürt vatandaşların hakları güvence altına alınmalı"

Kadınlara seçme ve seçilme hakkı |

91 yıl sonra: Meclis’te kadın vekil oranı yüzde 20,1

Kurultaydan sonraki ilk PM toplantısı |

CHP MYK’si belli olacak: Tanrıkulu’nun adı da geçiyor