2021’de 400’den fazla kişinin ölümüne yol açan Süper Tayfun Odette’in mağdurları, iklim krizine yol açan faaliyetleri nedeniyle enerji devi Shell’i İngiltere’de dava ediyor.
HABER MERKEZİ – Filipinler’de 2021’de yaşanan ve 400’den fazla kişinin ölümüne yol açan Süper Tayfun Odette’in (Rai) mağdurları, enerji devi Shell’e karşı İngiltere’de dava açmaya hazırlanıyor.
Felakette evini, eşyalarını ve geçim kaynaklarını kaybeden onlarca kişi, şirketin “iklim krizine neden olan faaliyetleri” nedeniyle hesap vermesini istiyor.
Guardian’ın haberine göre adalet mücadelesi yürüten 67 mağdur Shell’in fosil yakıt üretimiyle insan haklarını ihlal ettiğini ve yıllardır bilinen iklim etkilerine rağmen faaliyetlerini sürdürdüğünü belirtiyor.
YAŞAM HAKKI İHLALİ
Dava dilekçesinde, Shell’in sanayi kaynaklı sera gazı salımının iklim krizini ağırlaştırdığı ve bunun Tayfun Odette gibi aşırı hava olaylarını şiddetlendirdiği belirtiliyor. Başvuru sahipleri, Filipin yasalarına dayanarak şirketin “sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını” ihlal ettiğini vurguluyor. Davacılar, İngiltere Yüksek Mahkemesi öncesinde Shell’e resmi bildirim gönderdi. Taraflar arasında anlaşma sağlanamazsa dava aralık ayında mahkemeye taşınacak.
Şirket ise suçlamaları reddediyor. Shell sözcüsü, “İklim değişikliği onlarca yıldır bilimsel ve kamuya açık bir tartışma konusudur. Şirketimizin bu konuda özel bir bilgiye sahip olduğu iddiası doğru değildir” açıklamasında bulundu. Ancak davayı yürüten avukat Greg Lascelles, şirketin 60 yılı aşkın süredir fosil yakıtların zararlarını bildiğini, buna rağmen kâr hırsıyla faaliyetlerini sürdürdüğünü belirtiyor.
İKLİM ADALETİ MÜCADELESİNDE İLK DAVA
Bu dava, şirketleri geçmişte yaşanmış ölümler ve yıkımlar nedeniyle sorumlu tutmayı hedefleyen ilk hukuk süreci olarak değerlendiriliyor. Bilim insanlarının hazırladığı raporlara göre, insan kaynaklı iklim değişikliği Odette gibi aşırı tayfunların görülme olasılığını iki katından fazla artırdı.
Filipinler İnsan Hakları Komisyonu da 2022’de yayımladığı raporda, dünyanın en büyük 47 fosil yakıt üreticisinin insan hakları ihlallerinden “ahlaki ve hukuki olarak sorumlu” olduğunu belirtmişti.