Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Elektronik kelepçe bile var |

Yunanistan göçmenler için cezaevine dönüşüyor

Elektronik kelepçe bile var |

Yunanistan’da hazırlanan göçmen karşıtı yeni yasa tasarısı sınır dışı ve cezaları ağırlaştırıyor. Göçmenler için elektronik kelepçe ve yüksek para cezaları gündemde. Tasarı ciddi insan hakları ihlalleri yaratacağı için eleştiriliyor.

Çağdaş KAPLAN

Yunanistan hükümeti, hazırladığı yeni göçmen karşıtı yasayla ülkeyi göçmenler için adeta bir cezaevine çeviriyor. Sağcı Yeni Demokrasi Partisi (Nea Dimokratia) iktidarı, yeni göç yasasına ilişkin ayrıntıları kamuoyuyla paylaştı.

15 Mart’ta göreve gelen ve aşırı sağcı, göçmen karşıtı söylemleri nedeniyle insan hakları savunucuları tarafından sıkça eleştirilen Göç ve İltica Bakanı Makis Voridis tarafından hazırlanan yeni yasa taslağının haziran ayında parlamentodan geçmesi bekleniyor.

Yunan basınında yer alan haberlere göre tasarı, iltica talebi reddedilen göçmenlerin sınır dışı edilme sürecinin hızlandırılmasını, ülkeyi terk etmeyen mültecilere hapis ve ağır para cezalarının uygulanmasını ve haklarında sınır dışı kararı verilen mültecilerin elektronik kelepçeyle izlenmesini öngören düzenlemeler içeriyor.

The Press Project’te yer alan habere göre tasarıya, “geri dönüş politikasının pratikte uygulanmasını” sağlayacak bir idari mekanizma da eşlik edecek.

Haberde, hükümetin bu tasarıdan AB’nin yeni göç ve iltica politikalarını içeren ve 2026 yılında yürürlüğe girmesi planlanan Ortak Avrupa İltica Sistemi’nden (GEAS) güç aldığı belirtiliyor.

Bakan Voridis’in yasa tasarısıyla ilgili olarak, “Geçmişte, sosyal yardım ve entegrasyon politikalarının sorunu çözeceği yanılgısı vardı. O çöktü. Avrupa strateji değiştirdi. Şimdi öncelik, sınırların etkin bir şekilde korunması ve kaçak göçmenlerin geri gönderilmesidir” sözleri de bu yaklaşımın bir göstergesi olarak aktarılıyor.

Tasarıya göre, göçmenlere yönelik cezaların artırılması ve sınır dışı işlemlerinin hızlandırılması öngörülüyor.

“GÜVENLİ ÜLKE” TANIMI GENİŞLİYOR

Tasarı, iltica başvurusu reddedilen kişilerin, geçiş yaptıkları veya ilk sığınma başvurusu yaptıkları “güvenli üçüncü ülkelere” iade edilmesini mümkün kılıyor. Peki bu ne anlama geliyor?

Bu, başvurusu reddedilen bir sığınmacı adayının, kendi ülkesinden başka bir ülkeye geri gönderilebileceği anlamına geliyor. Bu aynı zamanda göçmenlerin Yunanistan’dan önce uluslararası koruma başvurusunun reddedildiği “ilk sığınma ülkesini” içerebilecek.

30 BİN EURO PARA CEZASI

Önerilerin tasarı ile sınır dışı edildikten sonra Yunanistan’a tekrar giren mülteciler için cezai yaptırımlar ve önemli para cezaları da geliyor. Geri dönenler 10 bin ile 30 bin Euro arasında para cezalarıyla karşı karşıya kalacak.

ELEKTONİK KELEPÇE

Yasa tasarısıyla gündeme gelen bir diğer düzenleme ise haklarında sınır dışı kararı verilen göçmenlerin ülkeden ayrılma süreleri ve elektronik olarak izlenmesini içeriyor. Buna göre “gönüllü ayrılma” süreleri 25 günden 14 güne, istisnai uzatmalar ise 120 günden 60 güne düşürülecek. Yasa, ret kararı ile ayrılma arasındaki dönemde göçmenlerin “elektronik bilezik” ile izlenmesini de öngörüyor.

GÖÇMEN İŞÇİLERE OTURUM İZNİ YOK

Ülkeye girişlerle ilgili düzenlemeleri de içeren yeni yasa tasarısında yasal belgeleri olmadan yakalanan herkes üç yıla kadar hapis cezası ve 10 bin Euro’ya kadar para cezası verilebilecek. Ayrıca yedi yıl boyunca belgeleri olmadan Yunanistan’da yaşayan göçmenlerin ikamet izni başvurusunda bulunma hakkı kaldırılıyor. Bu durum bir önceki Syriza hükümeti döneminde göçmen işçilere oturum hakkı verilmesi için yürürlüğe konulan düzenlemenin de iptali anlamına geliyor.

Göç Bakanı Makis Voridis, insan hakları örgütleri ve muhalefet tarafından insan hakları ihlallerine yol açacağı için eleştirilen bu tasarıyı, “Büyük bir başarı” olarak nitelendiriyor.

The Pressproject’in haberin göre Voridis, göreve geldiği günden bu yana yaptığı göçmen karşıtı uygulamalardan gururla bahesiyor.

“İlk çeyrekte göç akışları yüzde 27 azaldı. Bakanlıkta bulunduğum bir buçuk ayda, yapılardaki nüfus yüzde 12,9 azaldı. Bu daha etkili bir kontrolün göstergesi ve devam ettiğimiz bir yön.”

TASARI ELEŞTİRİLİYOR

Yeni yasa tasarısı, insan hakları örgütleri ve sivil toplum çevrelerinde tartışma yarattı. Özellikle uzun yıllardır Yunanistan’da yaşayan ancak resmi belgeleri bulunmayan göçmenlere yönelik yasal meşruiyet yollarının daraltılmasının ve elektronik kelepçe gibi uygulamaların devreye sokulmasının temel hak ve özgürlükler açısından ciddi sakıncalar doğurabileceğine dikkat çekiliyor.

Efimerida ton Syntakton gazetesi, tasarının insan hakları açısından ciddi endişeler yarattığını belirtiyor. Gazete, özellikle uzun süredir Yunanistan’da yaşayan belgeli olmayan göçmenlerin yasal statü kazanma yollarının kapatılmasının insan hakları ihlali olduğu görüşünde.

Avgi gazetesi, yeni yasanın toplumsal uyumu zedeleyebileceğini kaydediyor. Gazete, özellikle göçmenlerin yasal statü kazanma yollarının kapatılmasının insan hakları ihlali olduğunu belirtiyor.

Proto Thema gazetesi, yasa tasarısının iktidar partisi Yeni Demokrasi tarafından desteklendiğini, ancak muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları tarafından eleştirildiğini bildiriyor. Gazete, tasarının parlamentoda yoğun tartışmalara neden olduğunu da ekliyor.

YUNANİSTAN’IN KÖTÜ SİCİLİ

Yunanistan’ın göç politikalarındaki sicili de parlak değil. Ülke bir çok kez alt yapı ve temel insani koşullardan yoksun mülteci kampları ile gündeme geldi. Özellikle Midilli Adası’nda bulunan Moria Kampı uluslararası insan hakları kurumları tarafından “Mülteciler için cehennem” benzetmesiyle gündeme geldi.

Kampta birçok kez koşullar nedeniyle mülteciler tarafından eylemler düzenlendi, fakat Yunan hükümeti bu taleplere kulağını tıkadı. Kamp, 8 Eylül 2020’de çıkan büyük yangınla bir kez daha kamuoyunun gündemine gelmişti.

Dayatılan sefalet koşullarında kampta kalan binlerce mülteci yangının ardından haftalarca hiçbir temel ihtiyaca erişim olmadan sokaklarda yaşamak zorunda kaldı.

O dönem Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nün açıkladığı verilere göre kapasitesinin çok üstünde 12 bin 600 kişinin tutulduğu kampta her bin 300 kişiye bir musluk düşüyordu.

Bu yangının ardından Yunanistan hükümeti ise çözümü insani politikalar yerine güvenlikçi politikalarda buldu. Mülteciler, cezaevini andıran, giriş çıkışların sınırlı olduğu yeni yapılan çadır kamplar ve komplekslere taşındı.

Öte yandan Yunanistan sahil güvenlik ekipleri de birçok kez Yunanistan açıklarında birçok mülteci teknesini geri itme ve ölümlere sebebiyet verme iddialarıyla gündeme geldi.

Son olarak Pylos kenti açıklarında 2023 yılında göçmen teknesinin alabora olması sonucu en az 500 kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili 17 Yunan Sahil Güvenlik görevlisi hakkında dava açıldı.

Yunanistan Denizcilik Mahkemesi savcılığı, aralarında üst düzey yetkililerin de bulunduğu 17 görevliye “kasten deniz kazasına sebebiyet verme”, “yardım yükümlülüğünü ihlal ve ihmal” ve “ölümlere neden olma” suçlamalarını yöneltti.

Bakan Makis Voridis bu olayla ilgili de Yunan sahil güvenlik güçlerinin bir suçu olmadığı görüşünde.

Voridis iki gün önce yaptığı açıklamada bu olayla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:“Herkes Sahil Güvenlik’ten bahsediyor. Sahil Güvenlik Yunanistan ve Avrupa sınırlarını savunuyor ve bunu yapmaya devam edeceğiz.”

Benzer Haberler