Hindistan, 2026’da gerçekleştireceği yeni nüfus sayımında, vatandaşların kast sistemindeki yerini de belirleyecek. Kolonyal dönemden bu yana ilk kez yapılacak bu uygulama, hem toplumsal dengeleri hem de siyasi yapıyı kökten etkileyebilir.
HABER MERKEZİ – Hindistan, 2026 yılında gerçekleştireceği nüfus sayımında tarihi bir adım atmaya hazırlanıyor.
Ülke, yaklaşık 1,4 milyar vatandaşının sadece sayısını değil, aynı zamanda kast sistemine göre hangi sosyal gruba ait olduğunu da kayıt altına alacak. Bu, 1931’deki İngiliz sömürge yönetiminden bu yana kasta dair ilk kapsamlı veri toplama olacak.
ALT KASTLAR NÜFUSUN YARISINI OLUŞTURUYOR
Hindistan’da birçok insan “alt kastlar” olarak kabul edilen toplumsal gruplara ait. Tahminlere göre bu gruplar ülke nüfusunun yarısını oluşturuyor ancak kesin rakamlar yok. Hükümetin sosyal politikalarının ne kadar yerinde olduğunu değerlendirmek bu yüzden oldukça güç.
Anayasada kast ayrımcılığı yasaklansa da uygulamada sistem hâlâ varlığını sürdürüyor. Üniversitelerden kamu sektörüne kadar birçok alanda kastlara göre kota uygulanıyor. Ancak bu kotanın adil olup olmadığı, kimin gerçekten ihtiyaç sahibi olduğu konusu net değil.
TOPLUMSAL AYRIŞMA DERİNLEŞEBİLİR
Hükümet, muhalefetin baskısıyla bu adımı attı. Bazı ayrıcalıklı gruplar, sayım sonucunda güç ve kaynak kaybı yaşayabileceği için kaygılı. Bilgi Bakanı Ashwini Vaishnaw’a göre ise bu adım, “toplumun sosyal ve ekonomik yapısını güçlendirmek” için atılıyor. Eleştirmenler ise kastların bu kadar resmi biçimde kayıt altına alınmasının, toplumsal ayrışmayı daha da derinleştireceğini söylüyor.
Yeni kotalar, politik çatışmalar ve hatta seçim dengelerinde sarsıntılar…
2026’daki kaste dayalı nüfus sayımı, Hindistan için sadece bir istatistiksel hamle değil, aynı zamanda sosyo-politik bir dönüm noktası olabilir.
KAST SİSTEMİ NEDİR?
Hindistan’daki kast sistemi, toplumun doğuştan gelen sosyal gruplara ayrıldığı, binlerce yıllık bir sınıf yapısıdır. Hindu geleneğine dayanan bu sistemde insanlar Brahmin (din adamları), Kshatriya (yöneticiler/askerler), Vaishya (tüccarlar) ve Shudra (işçiler) olmak üzere dört ana kastta sınıflandırılır. Bu hiyerarşinin dışında kalan ve tarih boyunca en ağır ayrımcılığa uğrayan grup ise “Dalitler” yani eski adıyla “dokunulmazlar”dır. Her bireyin kastı doğuştan belirlenir ve yaşam boyu değiştirilemez; bu da evlilikten eğitime, meslek seçiminden sosyal ilişkiler kurmaya kadar hayatın her alanını etkiler.
Resmi olarak kast temelli ayrımcılık 1950’de anayasa ile yasaklanmış olsa da kast sistemi Hindistan’da hâlâ günlük yaşamda, özellikle kırsal bölgelerde derin izler bırakmaktadır. Devlet, dezavantajlı gruplar için üniversitelerden kamu hizmetlerine kadar çeşitli kota sistemleri uygulamaktadır. Ancak nüfusun kast dağılımına dair güncel ve net bir veri bulunmadığından, bu sosyal eşitsizliklerin kapsamı da tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle 2026’da yapılacak ve kast bilgilerini de içerecek olan nüfus sayımı, Hindistan’ın sosyal ve siyasi yapısı açısından tarihi bir adım olarak görülmektedir.
