Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Rojava Devrimi ve Barrack’ın performansı!

Rojava Devrimi ve Barrack’ın performansı!

Memo Şahin

Nasıl ki Başur’daki devrimler Gulan ve Îlon olarak adlandırılıyor ve Kürt belleğinde yer edinmişlerse, Tîrmeh/Temmuz Devrimi’dir Rojava’daki devrimin adı da.

Bundan tam 13 yıl önce, bir 19 Temmuz sabahı Rojava’nın mazlumları, Şehitler Yurdu Kobanî’de kendi kaderlerini ellerine alıp düz ovada bir devrime imza atarak, belleklerde, tarih sayfalarında hak ettikleri yere sahip oldular.

Başkaları kendilerine bahşedilecek bir devrim düşlerken, Arîn Mirkan ve Şervanlar geri dönülmez bir yolda canlarını vererek, bir devrime imza attılar ve sadece Kürt tarihine değil, yazdırdılar adlarını insanlık tarihine de.

Şayet 2013-2015 dönemi barış ve çözüm serüveni çökmek zorunda kalmışsa, Arîn Mirkanların yurdu Kobanî düşmediği içindir.

Ve şayet Suriye ve Irak’ı kasıp kavuran, Batı’nın namlı ve şanlı başkentlerinde bombalar patlatıp dehçet saçan İslam Devleti çakallarının tılsımı bozulmuş ve yenilgiye uğratılmışsa, en başta yaşamlarını göz kırpmadan feda etmekten çekinmeyen yirmi bin cıvarındaki kahraman Kürt genci sayesindedir.

O devrim sayesinde Kürtler, Süryaniler, Ermeniler, Êzidiler, seküler Araplar, kadınlar görünür oldular ve ortak bir yaşamı örgütlemeye başlayıp kendi dilleriyle tanıştılar, okullarda, cadde ve pazarlarda.

Aradan yıllar geçtikten sonra, El Kaide, İslam Devleti ve El Nusra artıklarından biri, ABD’nin icazeti sayesinde 36 kamyonetten ibaret “ordusuyla” Şam’a Mîr olarak atandı ve ayağının tozuyla Suriye’nin etnik ve seküler kodlarıyla oynamaya başladı.

Kürtler örgütlü, güçlü ve disiplinli bir orduya sahip olduğu için, öncelik en savunmasız Nusayrilere verildi ve Akdeniz kıyılarında binlerce insanın kanı akıtıldı, katliamlar gerçekleştirildi, haneye tecavüz edildi, ele geçirilen ne varsa ganimet sayılarak heybeye kondu.

Son günlerde ise sıra Kürtlerin pismamları Dürzilere geldi ve ölüm kol geziyor Süveyda’da şimdilerde. Sonrasında ise sıra Kürtlerde ve Kürt cografyasında, kuşku yok buna.

Şayet bugün Süveyda’da kan akıtılıp katliamlar yaşanıyorsa, densiz bir zat cürretlendiği içindir cihadistleri.

Bahsetmek istediğim bir Sömürge Valisi değil. Zira her türlü insanlık dışı eyleme imza atmış, saçının teline kadar kana bulanmış, başka cografyalarda insanlığa karşı işlenmiş suçlardan yargılanacak yerli birine kravat taktırılıp Şam’a vali diye atanalı daha sekiz ay oldu.

Kısaca bahsetmek istediğim Colani’nin efendisi; adı sanı belli, ABD’nin Ankara elçisi ve Suriye özel temsilcisi Thomas Barrack.

Evet, göreve geldiği günden buyana olumlu bir performans göstermedi Barrack.

Şayet dün Alevilerin kanının akıtılmasına ve Hristiyanlara saldırılara karşı net bir tutum sergilese ve Kürtlere köleliği hak görmeseydi, bugün Dürzilere yönelik etnik temizlik yaşanmayabilirdi.

Ne diyor, Kürt hukukçuları ortak açıklamalarında Kürdistan’ın kuzeyinde: “Kürtler, insanlığın ortak düşmanı IŞİD’e karşı savaşırken yalnızca kendi özgürlükleri için değil, insanlık adına da bedel ödemiştir. Müttefikiniz olan Kürtlerin bu fedakârlığını ‘onlara borcumuz yok’ diyerek yok saymak yalnızca nankörlük değil, aynı zamanda ahlaki bir körlüktür. Daha da vahimi, üniter ve merkeziyetçi söyleminiz, HTŞ gibi radikal terör gruplarını cesaretlendirme tehlikesi taşımaktadır. Bu gruplar, “Ezîdî ve Hristiyan kadınlara cinsel kölelik dayatan, Kürtleri, Arap Alevilerini, Dürzileri ve diğer azınlıkları hedef alan, kendileri gibi düşünmeyenleri vahşice yok eden bir zihniyetin temsilcileridir. Sizin söylemleriniz, IŞİD üniformasını çıkarıp kravat takan bu barbarların, Suriye’de Kürtler ve diğer farklı topluluklara yönelik yeni saldırılarını meşrulaştırabilir, teşvik edebilir ve yeni çatışmalara zemin hazırlayabilir. Bu yaklaşım, bölgeyi daha derin bir kaosa sürükleme riski taşımaktadır.”

Dürziler, Nüsayriler, seküler Araplar ve Kürtler Tom Barrack’ın tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek din ve tek dil tellallığına hayır diyor ve mücadele ediyorlar. Ve yabancısı değil Kürtler, bu nakaratın Kuzey’de!

Daha dün sadece Kürtler, çok sesli, çok renkli, çok dinli ve çok dilli, pluralist ve seküler yeni bir Suriye için mücadele ederlerken, bugün aynı istemler için Dürziler, Aleviler ve seküler Araplar da ayaktalar.

Evet, demokratik, seküler ve federatif bir Suriye mücadelesi bu güçleri de kapsayarak daha yeni başlıyor.

Bir Suriye olacak.

Ama bu Suriye, ne Baasçıların dün hükmettikleri ne de Colani’lerin bugün kurmaya çalıştıkları bir Suriye olacak.

Bu Yeni Suriye’de Kürtler, Dürziler, Nusayriler, Hristiyanlar, seküler Araplar, Hristiyanlar ve kadınlar özgür ve görünür olacak.

Bu yeni Suriye’de Kürtler, Dürziler, Nusayriler, Sünni Araplar yaşadıkları bölgelerde kendilerini yönetecek ve tümü birden Şam yönetiminden sorumlu olacak, erki ve egemenliği eşit bir şekilde paylaşacaklar.

Barrack sergilediği olumsuz performansla el üstünde tuttuğu, cilalayıp parlattığı Colani’nin kazanını bizzat ateşe sürdü.

Artık Colani gidici, Barrack tartışmalıdır.

Alevi’nin nasıl yaşayacağına karışmayacaktınız!

Dürzi’nin bıyık ve sakalına dokunmayacaktınız!

Kürdün özlem ve istemlerini göz ardı etmeyecektiniz!

Madem bunu yaptınız, rahat yok artık Şam’a!

Ne diyor ABD’nin Mîr’i Colani: “Kim barış istiyorsa Ahmed Şara hazırdır, kim savaş istiyorsa Ebu Muhammed el-Culani hazırdır.”

Başkaları değilse bile Kürt cengaverleri tanıyor seni Colani, de kerem ke, Mister! Elinden geleni ardına koyma!

Ya Süveyda’dan Rojava ve Başur’a bir koridor açılacak ya da Suriye federatif olacak. Belki de her ikisi birden!

Ve Kürt, Nusayri, Dürzi mutsuzsa, senin de, Şam’ın da geleceği yok, Colani!

Ve mazlumlar yurdu Kobanî ve Afrin mutsuzsa, Türkiye ve Bakur’da da istikrar imkansız.

Hoş geldin, federatif Suriye!

Ve hoş geldin, mazlumlar yurdu, Rojavayê Kurdistan!

Benzer Haberler