Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Kara delik yolculuğu için “ışık yelkeni” önerisi |

Işık hızının üçte biriyle 60–80 yılda ulaşmak mümkün olabilir

Kara delik yolculuğu için “ışık yelkeni” önerisi |

Fudan Üniversitesi’nden Prof. Cosimo Bambi, lazer ve ışık yelkeni teknolojisiyle geliştirilecek hafif araçların, yakın bir kara deliğe onlarca yılda ulaşabileceğini söyledi.

HABER MERKEZİ – Işık hızının aşılamadığı gerçeği, en yakın yıldız sistemine ulaşmanın bile yüzyıllar süreceği anlamına geliyor. Şimdiye kadar bu hıza yaklaşabilecek bir uzay aracı tasarlanmasa da, bilim insanları lazer gücü ve “ışık yelkeni” teknolojisini kullanarak, ışık hızının küçük bir bölümüne ulaşabilecek son derece hafif araçlar geliştirme fikrini gündemde tutuyor.

Denizde rüzgarla yol alan klasik yelkenliler gibi, uzayda da “yelken” bu kez rüzgâr yerine fotonların itişiyle hareket ediyor. Fotonlar, tıpkı bir yüzeyden seken bilardo topları gibi yelkenliyi ileri itebiliyor.

Çin’deki Fudan Üniversitesi’nden Astrofizik Profesörü Cosimo Bambi ve ekibi, bu yöntemin yalnızca ötegezegenlere değil, kara deliklere ulaşmak için de kullanılabileceğini hesapladı. Ekip, daha önce Proxima Centauri’ye 25 yılda ulaşmayı hedefleyen “Project Starshot” girişiminden ilham aldı. Bu proje, 100 gramdan hafif insansız bir mini yelkenliyi, lazerlerle ışık hızının yüzde 20’sine çıkarma hedefiyle gündeme gelmişti.

Ancak Bambi’ye göre mini yelkenlinin inşasından, onu hızlandıracak dev lazer sistemlerine kadar henüz aşılması gereken büyük teknik engeller var. Üstelik hedef kara delik de henüz belirlenmiş değil. İstatistikler, 20–25 ışık yılı mesafede yıldız kütleli, serbest dolaşan bir kara delik bulunma ihtimalini gösterse de, şu ana dek tespit edilen en yakını 1560 ışık yılı ötede. Yeni nesil teleskopların bu arayışta kritik rol oynaması bekleniyor.

Hakemli bilim dergisi iScience’ta yayımlanan araştırmaya göre, ışık hızının üçte birine ulaşabilen bir araç, hedef kara deliğe 60–80 yılda varabilir. “Bu yarın yapabileceğimiz bir şey değil,” diyen Bambi, böyle bir görevin birkaç neslin emeğini gerektireceğini, aynı zamanda genel görelilik teorisini ve kütleçekim anlayışını test etmek için benzersiz bir fırsat sunacağını vurguluyor.

Benzer Haberler