12 Eylül askeri darbesinin 45. yılı dolayısıyla açıklama yapan DİSK, darbeyle birlikte işçi sınıfının haklarının hedef alındığını vurguladı. Raporda grev yasağından özelleştirmelere, sendikal örgütsüzlükten ücretlerin erimesine kadar birçok başlıkta emekçilerin kayıpları sıralandı.
HABER MERKEZİ – Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 45. yılı dolayısıyla hazırladığı kapsamlı raporun sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Açıklamada, darbenin sadece siyasal değil, toplumsal ve ekonomik yapıda da kalıcı tahribata neden olduğu vurgulandı.
DİSK’e göre, 12 Eylül darbesiyle birlikte grevler yasaklandı, sendikalar hedef alındı, toplu pazarlık hakkı askıya alındı ve işçi sınıfı örgütsüzleştirildi.
‘12 EYLÜL ASKERİ DARBESİ EMEK KARŞITI DÜZENİ KURUMSALLAŞTIRDI’
Açıklamada, darbenin 24 Ocak 1980 kararlarıyla birlikte değerlendirildiği ve bu sürecin “sermaye yanlısı, emek karşıtı bir rejimi kurumsallaştırdığı” belirtildi. DİSK şunları kaydetti:
“12 Eylül, sendikal alanı yeniden biçimlendirmiş, 1982 Anayasası ve 1983’te çıkarılan 2821 ile 2822 sayılı yasalarla otoriter bir emek rejimi inşa etmiştir.”
DİSK, darbenin ardından faaliyetlerinin durdurulduğunu, mal varlıklarının kayyımlara devredildiğini, yöneticilerinin ise gözaltına alınarak işkence gördüğünü ve uzun süre hapis yattığını hatırlattı.
RAPORUN ÖNE ÇIKAN BULGULARI
DİSK’in hazırladığı raporda, 12 Eylül’ün işçi hakları üzerinde yarattığı tahribat çarpıcı verilerle ortaya kondu:
12 Eylül ile birlikte grev ve lokavt yasakları anayasaya girdi. Sendikaların siyasete karışması yasaklandı, sendika kurmak zorlaştırıldı.
Sendikalaşma oranı 1980’den bu yana düştü
1980’de yüzde 40 olan sendikalaşma oranı, 2025’te yüzde 14’e kadar geriledi. DİSK, bu durumu “örgütsüzlük dayatması” olarak tanımladı.
Toplu iş sözleşmesi hakkı daraldı
1984’ten bu yana toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilerin oranı ciddi şekilde düştü. Bu durum, toplu pazarlık hakkının fiilen gasp edilmesi olarak değerlendirildi.
Grev hakkı sınırlı kaldı
1980 yılında 80 bin işçi greve çıkarken, 2025’te bu sayı yıllık ortalama 4 binin altına geriledi. DİSK, grev yasağının darbe sonrası süreklilik kazandığını belirtti.
Özelleştirmeler derinleşti
1980’de başlayan özelleştirme politikalarının AKP döneminde vahşi bir biçimde sürdüğü vurgulandı. 72,3 milyar dolarlık özelleştirmenin yüzde 90’ı AKP döneminde yapıldı.
Ücretler reel olarak geriledi
1974’te kişi başına milli gelirin yüzde 80,6’sı kadar olan asgari ücret, 2025’te yüzde 43,6’ya düştü. Bu, ücret maliyetlerini düşürmeye odaklı darbe stratejisinin kalıcı etkisi olarak değerlendirildi.
Gelir dağılımı 45 yıldır bozuk
İstihdamda ücretlilerin oranı artsa da, emeğin milli gelirdeki payı neredeyse değişmedi. DİSK, bu durumu “emeğin verimliliği artarken gelirden aldığı payın sabit kalması” olarak özetledi.
Kıdem tazminatı güvencesi zayıfladı
1978’de asgari ücretin 7,5 katı olan kıdem tazminatı tavanı, 2025 itibarıyla asgari ücretin sadece 1,9 katına geriledi.
İşsizlik kalıcı hale geldi
1970–1980 arasında ortalama yüzde 7,7 olan işsizlik oranı, AKP döneminde ortalama yüzde 10,8 seviyesinde seyretti. DİSK’e göre işsizlik, 12 Eylül sonrası uygulanan ekonomi politikalarının doğal sonucu.
‘İŞÇİ SINIFI 12 EYLÜL’E KARŞI YETERİNCE DİRENEMEDİ’
DİSK raporunda, darbenin ardından işçi sınıfının örgütsüzlüğü nedeniyle etkili bir direniş gösteremediği belirtilirken, sendikal alanın yeniden ayağa kaldırılması gerektiği vurgulandı.
“45 yıldır süren bu rejimin tüm sonuçlarıyla yüzleşilmeden emekten yana bir düzen kurulamaz” diyen DİSK, işçilere örgütlenme, mücadele ve hak arama çağrısı yaptı