6 Şubat depremi, geride büyük bir yük ve acı bıraktı. Ama öte yandan hayat sürüyor. Deprem bölgesinden haberleriyle tanıdığımız dört başarılı gazeteci, bu “arada kalmışlık” halinin belgeselini çekti. Araf, Adana Altın Koza Film Festivali’nde finalde ödül için yarışıyor.
HABER MERKEZİ – 6 Şubat 2023 depremi geride büyük yıkım bıraktı, onbinlerce kişi yaşamını yitirdi; milyonlarca insan sevdiklerini, evlerini, her şeyini kaybetti ve hala da depremin yaraları tam olarak sarılmış değil. Depremin en fazla vurduğu yerlerden biri de Hatay’dı. Dört gazeteci bir araya geldi ve Hatay’daki depremin yarattığı yıkıma başka bir pencereden bakarak, belgesel film çekti.
Belgeselin yönetmenliğini deprem bölgesinden iki yıldır düzenli geçtiği haberleriyle ve başka pek çok diğer haberiyle tanıdığımız Burcu Özkaya Günaydın üstleniyor. Günaydın, Araf belgeselinin bir ortak emek ürünü olduğunu söylüyor. Gazeteciler Yüsra Batıhan, Efekan Akyüz ve Tülay Avşar ile birlikte geçen yıl Aralık ayında Araf’ın çekimlerine başladıklarını aktaran Günaydın, her şeyin kendi emeklerinin ürünü olduğuna dikkat çekiyor.
Araf, bu yıl 32’ncisi düzenlenen Adana Altın Koza Film Festivali’nde en iyi uzun metraj belgesel film kategorisinde yarışıyor. Ödül töreni bu akşam.
ARADA KALAN YAŞAMLAR VE KADINLAR
Araf’ın konusu, deprem sonrasında büyük acı ve travmayla baş etmeye çalışan kadınların hikayelerine odaklanıyor. Kadın kuaförleri ve jel tırnakçıları ise belgeselin sıradışı özelliğini oluşturuyor. Burcu Özkaya Günaydın, neden kuaförleri ve jel tırnakçıları seçtiklerini şöyle anlatıyor:
“6 Şubat’tan 15 gün sonra Hatay’a geri döndüm, ben de depremzedeyim aynı zamanda. Bir süre sonra derme çatma çadırda kadın kuaförünü gördüm, şaşırtıcıydı. Ben de gittim, bir süre gözledim. Daha sonra bu kuaförlerin sayısı arttı. Ayrıca jel tırnakçıların sayısı da öyle. Fark ettiğim şey şuydu: Kadınlar bu mekanlara sadece gelip saçlarını veya tırnaklarını yaptırmıyorlardı. Aynı zamanda bu mekanlar kadınlar için dertleşebildikleri, acılarını paylaşabildikleri ve ağlayabildikleri yerlerdi. Sonra çıkıyorlardı ve hayat devam ediyordu. Sorduğumuzda kadınlar diyorlardı zaten, belgeselde de anlatıyorlar; ‘Biz saçımızı yaptırıyoruz, sonra çıkıyoruz, hala bulunamayan kayıplarımızı arıyoruz ya da hala suyumuz yok, gidip su arıyoruz.’ Bu ilginç bir durum, arada kalmışlık var, hiçbir şey tam olarak gerçekleşmiyor. Hayat devam ediyor, ama tam değil, acılar sürüyor, ama hayata da tutunmak zorundalar. Seçtiğimiz mekanlar ise, kadınların bir bakıma dertleşebildikleri, hayatın sürdüğünü deneyimledikleri yerler oluyor. Ama bir arafta kalmışlık durumu sürüyor. Bu yüzden Araf dedik belgesele.”
FİNALDE OLMAK BÜYÜK BAŞARI
Burcu Özkaya Günaydın, belgesele başladıklarında ne yazık ki fon bulamadıklarını da belirtiyor ve bu yüzden kendi gazetecilik deneyimlerinden ve kendi imkanlarından yola çıkmak zorunda kaldıklarını anlatıyor. Nihayetinde Adana Altın Koza Film Festivali’ne baş vurduklarını belirten Günaydın, finalde olmanın bile kendileri için büyük başarı olduğunu söylüyor.
×
ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ
Adana Altın Koza Film Festivali, 1969 yılında başladı. Festival bir dönem ara vermek zorunda kaldı, ancak 2005 yılından bu yana her yıl düzenleniyor. Türkiye’nin önemli film festivallerinden biri olarak kabul ediliyor.