Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Bakırhan’dan iki çağrı:

Komisyon Öcalan ile, hükümet Özerk Bölge ile görüşmeli

Bakırhan’dan iki çağrı:

Bakırhan, Meclis Komisyonu’nun Öcalan’ı dinlemesi gerektiğini bir kez daha söyledi ve ekledi: “Sayın Öcalan konuştukça çözümün zeminini güçlendiriyor.” Bakırhan, hükümete ise, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile göreşmesi çağrısı yaptı. 

HABER MERKEZİ – DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin haftalık grup toplantısında konuştu.

Katledilen gazeteci Kadir Bağdu’yu anarak konuşmasına başlayan Bakırhan, darp edilip yol kenarına atılan ve beyin ölümü gerçekleşen Hakan Tosun’un durumuna değindi ve faillerin bulunması istedi. Bakırhan ayrıca Rojin Kabaiş dosyasının takipçisi olacaklarını da belirtti. Kabaiş, geçen yıl Van’da ölü olarak bulunmuş, yetkililerin intihar iddiasının aksine ATK bedeninde 2 erkek DNA’sını tespit etmişti.

Bakırhan, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına hakkında değerlendirmelerde bulundu. Bakırhan, tüm kesimlerin ölümün ve akan kanın durması konusunda ortaklaştığını ifade ederek, şunları söyledi:

Bakırhan, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına hakkında değerlendirmelerde bulundu. Komisyonu sürecin önemli zeminlerinden biri olarak değerlendiren Bakırhan, şunları söyledi:

דKomisyonun son bir dinleme daha yapması gerekiyor. Sayın Öcalan’ı da dinlemesi gerekiyor. Sayın Öcalan konuştukça çözümün zeminini güçlendiriyor. Ne zaman Öcalan konuştuysa Türkiye’de çözüm ve barış gündeme geldi, diyalog, müzakere gündeme geldi. Sayın Öcalan’ın sunduğu barış perspektifi ile süreci aydınlattığına hepimiz şahit olduk. 100 yıllık bir meselenin çözümünü konuşurken ürkek olunmaz. Biraz cesur olun.”

DEM PARTİ NE İSTİYOR?

Bakırhan, “DEM Parti’nin çözümü nedir“ diye kendilerine sorulduğunu belirterek, somut çözüm taleplerini şöyle sıraladı:

דHerkese aynı nazardan bakan ve herkesi kapsayan anayasal bir yurttaşlık istiyoruz. Keyfilik rejimi değil, hukukun üstünlüğünü talep ediyoruz. Kayyumların değil, iradenin esas alınması gerektiğini istiyoruz. Sözün, basının ve örgütlenmenin özgürce nefes alabildiği kamusal bir alan olsun istiyoruz. Anadilde eğitim hakkını istiyoruz. Yerelin sözünün duyulduğu, kararının yerelden filizlendiği bir demokrasi istiyoruz. Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve İnfaz Yasası başta olmak üzere temel yasalarda acilen düzenlemeler yapılsın istiyoruz. Hakikat, adalet ve onarım eksenli bir geçiş dönemi yasasıyla yola revan olalım istiyoruz. Hasta ve siyasi tutukluların bırakılmasını, cezaevlerinin rahatlatılmasını istiyoruz. Siyasi sebeplerle sürgünde bulunan yol arkadaşlarımızın bir an önce kendi topraklarına dönmesini istiyoruz. Şimdi sizlere soruyorum; Şu ana kadar saymış olduğumuz taleplerin hangisi abartılı, hangisi maksimalisttir? Emin olun, hiçbiri değildir.”

“TÜRKİYE ÖZERK YÖNETİM İLE GÖRÜŞMELİ”

Bakırhan, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi ve Suriye’deki gelişmeleri de değerlendirdi. Hükümet kanadından gelen Özerk Bölge’nin 10 Mart mutabakatına uymadığına ilişkin eleştirilere yanıt veren Bakırhan, Suriye geçici hükümetinin 10 Mart’tan bu yana attığı tek taraflı adımları sıraladı ve sordu:

×Kim 10 Mart mutabakatına uydu? Kim uymadı? Biraz akıl, biraz vicdan. Suriye Geçiş Hükümeti böyle bir mutabakat varken tek başına bir anayasa taslağı açıkladı. İçinde Kürt yok, Alevi yok, Dürzî yok, Hristiyan yok, diğer halklar ve inançlar yok. Bir kabine belirledi. Maşallah hep kendisiyle birlikte geçmişte savaş içerisinde olan bir kabine. Yine farklılıklar yok. Geçici bir anayasa taslağı açıkladı. Hiç kimsenin düşüncesini almadı. En sonunda da kendisinin seçtiği 6 bin delege ile bir seçim yaptı. Şimdi bu mudur mutabakat? Bu mudur mutabakata uymak? Bu mudur mutabakata saygı göstermek?“

Ortadoğu’da açık söylüyorum, siyaseti çözüm olarak gören tek yapı Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi’dir. Bu görülmeli ve böyle bilinmelidir. Bakın, Mazlum Abdi’nin cuma günü yaptığı açıklama son derece önemlidir. DSG askeri heyeti yakında Şam’a gidecek dedi ve Suriye Bakanlığı ile entegrasyon sürecini görüşecek dedi. Gitti mi? Gitti. Görüştü mü? Görüşüyor. Görüşecek mi? Görüşecekler. DSG’nin ve General Mazlum Kobani’nin yaptığı budur. Bizim beklentimiz de şudur: Suriye geçiş hükümeti, Kürtlerin bu yapıcı ve pozitif tutumuna denk düşen bir pozisyonda olmalıdır. Şimdi sıra Şam’dadır. Bu yapıcı adımlara, bu yapıcı girişimlere artık Şam da yapıcı yanıtlar vermelidir.

Bugün buradan bu talebimizi bir kez daha yeniliyoruz. Türkiye yönetimi siyasi olarak Kuzeydoğu Suriye Özerk yapısıyla da görüşmelidir. Sadece bununla kalmamalıdır. Nusaybin sınır kapısını da açarak tarihsel bir adım atabilir. Bu Türkiye’ye olan güveni de pekiştirir. Sadece Türkiye değil, komşu ülkeler ve bölgesel aktörlerde Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şam arasında müzakerelerde yapıcı bir rol oynamalıdır. Yapıcı bir rol oynamalarını bekliyoruz.”

 

Benzer Haberler