Murat Sabuncu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi dinlerken Kürt sorunu konusunda en azından “devletin bir kısmında” paradigma değişimi arayışı olduğunu düşünüyorum. Bölgenin ve dünyanın yeni-uzun sürecek savaş tehdidi altında bulunduğu öngörüsüyle yapılan bir hazırlık olabilir bu. “İç cepheyi de” bölgede Türkiye ile kimlik ve kader anlamında bağı olan grupları da kapsayan-güçlendirmek isteyen bir değişim. Burada soru işareti; var olan riskleri dünyanın değişik liderleriyle sık sık buluşan Erdoğan’ın görememe ihtimalinin ne kadar olduğu ya da Bahçeli’den daha net görme potansiyelinin var olduğuna dair haklı bir soru.
İktidar ortakları arasında riskleri en aza indirme konusunda görüş ayrılığı olabilir mi? Türkiye’de hukukun bu denli tartışılır olduğu bir dönemde barışa gidecek sürecin mevcut iktidar tarafından inşa edilme potansiyelinin sorgulanması son derece doğal değil mi? Ancak konunun sadece seçime yönelik olduğunu düşünmek de özellikle MHP’nin bu yeni dili göz önüne alındığında basit bir çözümleme gibi duruyor. Kısa bir süre önce Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesine söyleşi veren Alman Savunma Bakanı Boris Pistorius’un şu cümleleri dünyanın risklerini anlatması açısından kıymetli:
“Kimi askeri tarihçiler son barışçıl yazı geçirdiğimizi düşünüyor.”
İçeride ve bölgede barış sağlanırsa, Türkiye’de olası risklere siyaset üstü bir bakışla yaklaşılırsa herkes için hukuk ve demokrasi işler hale gelirse bu iyi olmaz mı?



